İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı -borçlu vekili istinaf dilekçesinde özetle;müvekkil şirkete ödeme emrinin usulsüz olraak tebliğ edildiğini, usulsüz tebligatın iptali için yerel mahkemede dava açıldığını, ancak mahkeme tarafından borca itirazda bulunulmuşcasına takibin türü gereği İİK 62 maddesi uyarınca her türlü itirazın icra dairesine yapılacağı gerekçesi ile davanın reddedildiğini, mahkeme kararının hatalı olduğunu beyanla, mahkemece verilen kararın kaldırılarak usulsüz tebligattan ötürü müvekkil şirkete gönderilen ödeme emrinin iptali ile davanın kabulüne, mevcut ve yapılacak olan hacizlerin fekkine karar verilmesini istemiştir....
ŞİKAYET Borçlu şikayet dilekçesinde; kıymet taktir raporu tebligatının yapıldığı kişinin aynı konutta birlikte oturup oturmadığı belirtilmeden, borçlunun konutta oturup oturmadığı tespit edilmeden yapılmasının hukuka aykırı olduğunu, usulsüz tebliğ nedeniyle kesinleşmeyen kıymet takdir raporuna istinaden alınan satış kararının iptali gerektiğini ileri sürerek usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne, ıttıla tarihinin 24.01.2021 tarihi olarak belirlenmesine, satış kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir. II....
öğrendiğini beyanla; usulsüz tebligatların iptali, İİK'nun 89/1 madde vd maddeleri gereğince yapılan tüm icra işlemlerinin ve hacizlerin iptalini istemiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/534 E. sayılı dosyası ile tasarrufun iptali davası açıldığını, mahkemece taraflarına ait ... İli, ... İlçesi, 22455 Ada, 2 Parselde kayıtlı B Blok, 5.Kat, 23 numaralı bağımsız bölüm hakkındaki tasarrufun iptali ile davalı alacaklıya satış yetkisi verildiği, bu yetkiye istinaden anılan taşınmaz için satış işlemlerinin başlatıldığını, davalı alacaklı şirketin başka bir şirkete devrolunarak ticaret sicilinden terkin edildiğini, terkin tarihinden sonra davalı alacaklı adına yapılan tüm işlemlerin usulsüz olduğunu, ilgililere çıkarılan kıymet takdiri raporu ve satış ilanı tebliğlerinin usulsüz olduğunu, bu nedenle kesinleşmeyen kıymet takdirine dayalı şartname hazırlanmasının da usulsüz olduğunu ileri sürerek kendisine ait taşınmaz ihalenin feshini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı alacaklı cevap dilekçesinde; takip tarihindeki unvanlarının ... İnşaat ... Nak. Taah. ve .... olduğunu, ilk olarak ... şirketi olan ... ... İnş.Tur.San....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ödeme emri ve 103 davet kâğıdını içeren tebligatların usulsüz olarak tebliğ edildiğini, 103 davet kâğıdının tebliğinin de usulsüz olduğunu iddia ederek ıttıla tarihinin ona göre düzeltilmesini talep ettiklerini, ödeme emri tebliğlerinin usulsüzlüğünün yerel mahkemece de tespit edildiğini ancak 103 davet kâğıdının usulsüz tebliğinin dikkate alınmadığını, usulsüz 103 davet kâğıdı tebliği dikkate alınmadığı için süre aşımı neden gösterilerek takibin iptali taleplerinin de reddedildiğini, takipte alacaklı olarak gözüken kişiler yetkili hamil olmadıklarından takip yapma ehliyetleri bulunmadığını, mahkemece hatalı süre aşımı tespiti ile borcun olmadığı yönündeki iddiaların da değerlendirilmediğini beyan ederek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, usulsüz tebligat ve ödeme emri ile takibin iptali talebi ile ilgili şikayete ilişkindir....
Musa Kara varisi T1 vekili tarafında icra dosyasına yapılan talepte, murisin vefat ettiği, vefat ettikten sonra başlatılan takibin yasal olmadığı, ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğu, bu kapsamda Musa Kara adına usulsüz takip nedeniyle taşınmazına konulan haczin usulsüz olması nedeniyle fekkinin talep edildiği, müdürlükçe bu konuya ilişkin her hangi bir karar verilmediği anlaşılmıştır. Takibin "Musa Kara mirasçıları" adına başlatıldığı, Musa Kara'nın 01/03/2013 tarihinde öldüğü, ödeme emrinin Musa Kara mirasçıları yazmak suretiyle 02/12/2015 tarihinde tebliğ edildiği, ölü kişiye yapılan tebligatın usulsüz olduğu, takibin usulsüz kesinleştirildiği anlaşıldığından Musa Kara mirasçıları ismi yazmak suretiyle çıkartılan tebligatın iptali ve takip kesinleşmeden yapılan hacizlerin fekki gerekmektedir....
Şti. adına dilekçemize ekli 26.12.2017 tarihli tutanak tutulduğunu, yapılan bu usulsüz kullanımdan dolayı 27.12.2017 tarihinde 06.01.2018 son ödeme tarihli 8.523,75 TL usulsüz kullanım faturası kesildiğini, ödenmeyen bu faturaya istinaden 03.03.2020 tarihinde Konya . İcra Müdürlüğünde ......
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tasarrufun iptali davasından haberdar olunan tarihin farklı ve bağımsız bir dosya olan şikayete konu takip dosyasından haberdar olunduğu anlamına gelmeyeceğini, usulsüz tebligat şikayetinin süresinin tebligatın usulsüz olarak yapıldığını öğrenme tarihi ile başlayacağını, kendilerinin usulsüz tebligatı takip dosyasına vekaletname sundukları 13/12/2021 tarihinde öğrendiklerini, kendisi hakkında takip yapıldığından haberi olmayan davacının farklı bir dava dilekçesinin tebliği ile takipten haberdar olduğunu kabul etmenin hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca usulsüz ödeme emri tebliği şikayetine ilişkindir. Borçlunun tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin başvurusu, İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğindedir. Şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren yedi gün içinde yapılmalıdır....
Tebligatın usulsüz yapılması yargılamanın temelini bozacağı ve her aşamada re'sen dikkate alınacağı kabul edilmiştir. Somut olayda davacı hakkında düzenlenen idari para cezasının iptali için idari yargıda dava açılmış, bu dava süre aşımı nedeniyle red edilmiştir. İdare tarafından yapılan işlemlerin hukuki açıdan denetlenme yeri kuşkusuz idari yargının görev alanı içerisindedir. Tebligatın usulsüz olduğunun re'sen denetleme görevi de yine idari yargıya aittir. Bu aşamalar geçmiş ve idari yargıdaki dava kesinleşmiştir. Eldeki davada davalı olarak tebligatı yapan kurum olan ... A.Ş. ile usulsüz tebligatı alan kişi davalı olarak gösterilmiştir. Yukarıda da açıklandığı üzere gerek idari işlemlerde gerekse yargısal faaliyetlerde tebligatın usulsüz yapılması, böylelikle savunma hakkının ilgili merciiler tarafından kısıtlanması re'sen gözetilmesi gereken hususlardır....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının itirazın iptali davası açılabilmesi için geçerli bir itirazın bulunması gerektiğini, İstanbul Anadolu 24. İcra Müdürlüğünün 2017/6585 Esas sayılı dosyasına yapmış oldukları usulsüz tebligat şikayeti sonuçlanmadan bu davanın açılmasının yersiz olduğunu belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davanın, taraflar arasında yapılan eser sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili için davalı aleyhine başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davası olduğu, İstanbul Anadolu 8. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2019/312 Esas sayılı dosyasında usulsüz tebligat şikayetinin kabulü yönünde karar verilmişse de; kararın istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi'nin 21....