DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, usulsüz tebligat şikayeti ve İİK'nın 82/1- 4. maddesine dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. İİK'nın 82/1- 4. maddesine dayalı haczedilmezlik şikayeti, aynı Kanunun 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tâbidir ve bu süre öğrenme tarihinden başlar. Tebligat Kanunu'nun 21/1. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 30/1. maddesi hükümleri uyarınca yapılacak tebliğ işleminde muhatap adreste bulunmaz ise, adreste bulunmama nedeni araştırılarak komşu, kapıcı, yönetici beyanının alınması, beyanda bulunan kişinin mutlaka adı ve soyadı ile sıfatının (komşu, kapıcı, yönetici) tebligat parçasına yazılması gerekir. Aksi halde yapılan tebliğ işlemi geçersiz olur. Somut olayda davacıya hacze ilişkin 103 davetiyesi 24/06/2021 tarihinde TK'nın 21/1 maddesine göre tebliğ edilmiş olup tebligatta davacının geçici olarak işe gittiği en yakın komşu/kapıcı/yönetici Hasan Akdağ'dan öğrenilmiş ve yine aynı komşuya haber bırakılmış olup adı geçen komşu imzadan imtina etmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince; "Her ne kadar davalı alacaklı şikayetçi borçlu hakkında B.çekmece 3icra müdürlüğünün 2020/6404 E sayılı dosyasında yaptığı ilamsız takibinde şikayetçinin adresini bildirmeyip ilamsız takibe sadece TC kimlik numarasını yazdığı bu doğrultuda Türkiye de ki yerleşim yeri adresine gönderilen tebligatın yurt dışında olduğu dönüş tarihinin belli olmadığından bahisle TK 21/2 mad gereği tebligat yapıldığı ancak Tk 21/2 mad gereği çıkartılan tebligata '' mernis adresi '' şerhi verilmiş ise de '' adresin muhatabın adres kayıt sisteminde ki yerleşim yeri adresi '' olduğu belirtilerek bu adrese tebligat yapılacağına dair meşruhat bulunmadığından ödeme emrinin tebliğinin usulsüz olduğu gibi TK 21/2 mad gereği yapılan tebligatlarda da tebligat yönetmeliğinin 79.maddesi gereği açık mavi renkli zarf ile yapılması gerektiği buna da uyulmadığı için bu yüzden de tebligatın usulsüz olduğu gibi ayrıca şikayetçi borçlunun ilk tebligatının yurt dışına...
Usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne, tebligat usulsüz olsa bile muhatabın öğrendiği tarih 7201 sayılı yasanın 32 maddesince tebliğ tarihi sayılacağından tebliğ tarihinin 25/09/2020 tarihi olarak tespitine ; usulsüz tebliğ ile kesinleşen takipte davacı borçlunun taşınır ve taşınmazları üzerine konulan hacizlerin KALDIRILMASINA; takibe borca itirazların genel haciz yoluyla takipte icra dairesine yapılması gerektiğinden bu talebin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle; Davanın kabulü ile Bakırköy 13....
Ne var ki, şikayetçi borçlunun şikayet dilekçesinde, tebligat adresinde faaliyet gösterdiğini iddia ettiği ve icra dosyası içerisinde mevcut 14/07/2020 tarihli haciz tutanağına göre davacı borçlu şirketin tebliğ adresinde faal olduğu, haciz işleminin bu adreste çalışan huzurunda uygulandığı sabit olup , şirket adreste faal olmasına rağmen şirketin adreste tanınmadığı yazılarak ilk çıkarılan tebligatın iade edilmesinin usulsüz olduğu, usulsüz tebligat esas alınarak davacıya TK. 35. maddeye göre tebliğ yapılmasının da usulsüz olduğu, davacının takipten beyan ettiği haciz tarihi olan 14/07/2020 tarihinden daha önceki bir tarihte haberdar olduğu hususunda delil bulunmadığı anlaşılmakla davacı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına , usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- Davacının istinaf talebinin KABULÜ ile, İSTANBUL 19....
Tebligat, Muhittin mahalle muhtarı imzasına ............. tarihinde teslim edilmiş olup 2 nolu haber kağıdı kapısına yapıştırılmıştır. Ayrıca en yakın komşu Kadir Yalçın haber verilmiştir.” şerhiyle tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Tebligat parçasında, muhatabın adresinden geçici olarak ayrıldığı ve tevziat saatlerinden sonra geleceği “tevsik edilmeden” yapılan ödeme emri tebliği Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre usulsüzdür. Bu bahiste borçlunun tebliğ işleminin usulsüz olduğuna ilişkin şikayeti haklı bulunmakla şikayetin kabulüne, Çorlu 4....
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ödeme emri tebligatının usulsüz olmasından dolayı sorumluluklarının bulunmadığını, tebligat ile ilgili taraflarına kusur yükletilmesinin mümkün olmadığını, davacı şirket yetkilisi Kenan Altun'un 20/08/2021 tarihli dilekçesi ile yasal itiraz süresinde takibe itiraz ettiğini ve itirazında adeta şirket adına da yetki itirazında bulunulduğunu, tebligat usulsüz dahi olsa şirket yetkilisinin takipten haberdar olduğu tarihte, şirketin de haberdar olmasının kaçınılmaz olduğunu, mahkemece aleyhlerine vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu beyanla istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Maddesinin uygulanması nedenleri ile davacıya yapılan tebligat usulsüz olduğunu, takibe konu 30/06/2018 ve 30/05/2018 vade tarihli senetlerin zamanaşımına uğradığını bu nedenlerle dava sonuçlanıncaya kadar icra takibinin durdurulmasını, banka hesapları üzerine konan hacizlerin kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; borçluya tebligatın TK'nun 21. Maddesine göre yapılmadığını, yapılan tebligatın yasaya uygun olduğunu, zaman aşımı itirazlarının da yersiz olduğunu bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; Usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile, Bandırma 1. İcra Müdürlüğü'nün 2021/2919 Esas sayılı dosyasından gönderilen ödeme emri tebliğ tarihinin 02/08/2021 tarihi olarak düzeltilmesine, Takip kesinleşmeden konulan hacizlerin kaldırılmasına, Davacının zamanaşımına yönelik itirazının reddine dair karar verilmiştir....
İcra ve Mahkeme dosyaları kapsamına göre, borçlunun usulsüz olduğunu ileri sürdüğü 08.03.2013 tebligat tarihinden sonra ve öğrenme tarihi olarak beyan ettiği 18.03.2014 tarihi öncesinde, ödeme emri ve takipten haberdar olduğuna ilişkin yazılı veya borçlunun ikrarını içeren bir belge de bulunmamaktadır. Bu durumda, borçlunun beyan ettiği öğrenme tarihi olan 18.03.2014 tarihine nazaran 25.03.2014 tarihinde yaptığı usulsüz tebligat şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük sürededir. Buna göre, usulsüzlüğü iddia edilen 08.03.2013 tarihinde yapılan tebligattan önce, bu tebligata ıttıla edildiğine yönelik mahkeme gerekçesinde isabet bulunmamaktadır. O halde mahkemece; borçlunun usulsüz tebligat şikayeti ve ileri sürdüğü takibin iptaline yönelik diğer iddialarının yöntemine uygun olarak incelenmek sureti ile oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, somut olaya uygun bulunmayan gerekçeye dayalı olarak şikayetin süreden reddine karar verilmesi isabetsizdir....
İcra ve mahkeme dosyaları kapsamına göre, borçlunun usulsüz olduğunu ileri sürdüğü 08.03.2013 tebligat tarihinden sonra ve öğrenme tarihi olarak beyan ettiği 18.03.2014 tarihi öncesinde, ödeme emri ve takipten haberdar olduğuna ilişkin yazılı veya borçlunun ikrarını içeren bir belge de bulunmamaktadır. Bu durumda, borçlunun beyan ettiği öğrenme tarihi olan 18.03.2014 tarihine nazaran 25.03.2014 tarihinde yaptığı usulsüz tebligat şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük sürededir. Buna göre, usulsüzlüğü iddia edilen 08.03.2013 tarihinde yapılan tebligattan önce, bu tebligata ıttıla edildiğine yönelik mahkeme gerekçesinde isabet bulunmamaktadır. O halde mahkemece; borçlunun usulsüz tebligat şikayeti ve ileri sürdüğü takibin iptaline yönelik diğer iddialarının yöntemine uygun olarak incelenmek sureti ile oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, somut olaya uygun bulunmayan gerekçeye dayalı olarak şikayetin süreden reddine karar verilmesi isabetsizdir....
İcra ve mahkeme dosyaları kapsamına göre, borçlunun usulsüz olduğunu ileri sürdüğü 08.03.2013 tebligat tarihinden sonra ve öğrenme tarihi olarak beyan ettiği 18.03.2014 tarihi öncesinde, ödeme emri ve takipten haberdar olduğuna ilişkin yazılı veya borçlunun ikrarını içeren bir belge de bulunmamaktadır. Bu durumda, borçlunun beyan ettiği öğrenme tarihi olan 18.03.2014 tarihine nazaran 25.03.2014 tarihinde yaptığı usulsüz tebligat şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük sürededir. Buna göre, usulsüzlüğü iddia edilen 08.03.2013 tarihinde yapılan tebligattan önce, bu tebligata ıttıla edildiğine yönelik mahkeme gerekçesinde isabet bulunmamaktadır. O halde mahkemece; borçlunun usulsüz tebligat şikayeti ve ileri sürdüğü takibin iptaline yönelik diğer iddialarının yöntemine uygun olarak incelenmek sureti ile oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, somut olaya uygun bulunmayan gerekçeye dayalı olarak şikayetin süreden reddine karar verilmesi isabetsizdir....