Bölge Adliye Mahkemesi’nin 18.10.2018 tarih ve 2018/435 E.-2018/1618 K. sayılı kararı ile “Davacı borçlu dava dilekçesinde usulsüz tebligat şikayeti dışında ayrıca tebligat tarihinde yurt dışında olduğunu, 15/11/2017 tarihinde Türkiye'ye döndüğünü iddia etmektedir. Bu halde borçlunun itirazı İİK'nun 65....
Dolayısıyla, muhataba önce bilinen en son adresi esas alınarak tebligat çıkartılması, bu tebligat yapılırken Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesi hükmünün göz önüne alınması, adres tebligata elverişli değilse ya da tebligat yapılamazsa o zaman adres kayıt sistemindeki adresine önce normal tebligat çıkartılması, tebliğ evrakının tebligat yapılamadan dönmesi durumunda aynı adrese, mernis adresi olduğuna ilişkin şerh de düşülmek suretiyle 21/2. madde uyarınca tebligat yapılması gerekir. Somut olayda; davalı ... ’a gerekçeli karar ile temyiz dilekçesi tebligatlarının, “Trafo Arkası, ...” adresine yetkili market sahibi/işyeri sahibi olduğu belirtilen ... imzasına yapılmış olup, davalıya yapılan tebligattaki adresin tebligata elverişli olmadığı anlaşılmaktadır. Buna göre yukarıda açıklanan ilke ve kurallara aykırı olarak ve Tebligat Kanunu’nun 10/2. maddesi hükmü de göz ardı edilmek suretiyle yapılan tebligat işleminin usulsüz olduğu açıktır....
Dairemizce yapılan inceleme ve değerlendirmelere göre ,İstanbul 14 Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/106 E sayılı dosyasında açılan tasarrufun iptali davasında verilen birleştirmeye ilişkin karar ve İstanbul 13 Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/401E dosyalardan davacı/ borçluya çıkartılan ve dava dilekçesi ile birleştirme kararına ilişkin olan, haberdar olmaya esas alınması gerektiği iddia edilen tebligatların Mahkemece usulünce yapılan araştırma ve yargılama faaliyeti sonucunda karar gerekçesinde açıklandığı üzere Tebligat Kanunu'nun 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun “Aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçiye tebligat” başlıklı 16. Maddesine ve 21/1. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 30/1. maddeleri nazara alındığında usulsüz olduğu 20/04/2018 tarihli tebliğ belgesinde tebliğ tarihinde aynı adreste çalıştığı beyan edilen tebligatı teslim aldığı belirtilen Veli Şahin adlı bir çalışanı tespit edilemediği anlaşılmaktadır....
Hükmi şahıslara tebligatı düzenleyen 7201 sayılı Yasanın 12. maddesinde açıklandığı gibi, tebligat selahiyetli mümessillere yapılır. Aynı Yasanın 13. maddesine göre de, bunlar mutad iş saatlerinde işyerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde, tebligat, memur veya müstahdemlerinden birine yapılır. Tüzel kişilerin tebliğ almaya yetkili memur veya müstahdemlerine tebliğ yapılabilmesi için tüzel kişilerin salahiyetli kişilerinin herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde iş yerinde bulunmamaları ve tebliğ edilecek evrakı bizzat alamayacak bir halde olmaları gerekmektedir. Bu hususun tebliğ memuru tarafından bizzat araştırılıp tebliğ tutanağına yazılması gerekir. Bu, tebliğin geçerli olabilmesi için zorunlu bir kaidedir. Aksi takdirde yapılan tebliğ usulsüz olur. ...
o adrese tebligat çıkarılacağı açıklanmıştır....
Mahkemece, haciz konulan hesaplardaki paranın vasfı ile 6487 sayılı Yasa'nın 21. maddesi ile değişik 2942 sayılı Yasa'nın Geçici 6. maddesi gereğince haczin kaldırılmasına, ilamda borçlunun vekili olduğu halde, icra emrinin vekili yerine asile tebliğ edilmesinin usulsüz olduğu gerekçesiyle de, icra emrinin iptaline karar verilmiş, hüküm alacaklılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. HMK'nun 73, 81, 82, 83 Avukatlık Kanunu'nun 41., Tebligat Kanunu'nun 11. maddeleri gereğince vekille takip edilen işlerde vekile tebligat zorunludur. Anılan bu düzenlemeler gereğince tebligatın vekile yapılması ile yasal süreler işlemeye başlar, takibin kesinleşmesi ve devamı işlemlerde vekile yapılan tebliğ tarihi esas alınır. Ne var ki vekile tebliğ zorunluluğunun bulunması asile tebligat yapılması lüzumunu ortadan kaldırmaz....
Kapısına 2 nolu haber kağıdı asıldı." ifadesine yer verildiğini, komşunun adı soyadı, imzasının yer almadığını, maktu kaşe ile belirtildiğini, tebligatın usulsüz olduğunu, Tebligat Kanunu ve Tebligat Tüzüğüne göre; Muhatabın dağıtım saatlerinde neden adreste olmadığının araştırılmasının gerektiğini, muhataba ulaşılabilmesi için komşu, yönetici, kapıcıdan sorularak en geniş şekilde araştırılması gerektiğini, ayrıca bu hususla ilgili olarak da tutanak tutulması gerektiğini ancak tebligattan anlaşılacağı üzere, muhatap araşıtılmadığı gibi ayrıca tutanak da tutulmadığını, müvekkilinin eğitimini yurt dışında tamamladığını, sık sık yurt dışına çıktığını, İcra Müdürlüğü tarafından gerekli araştırma yapılmadığını, özen gösterilmeden usulsüz bir şekilde doğrudan muhtara tebligat yapıldığını beyanla, tebliğ tarihihih öğrenme tarihi olan 04.06.2021 tarihi olarak kabul edilmesine, karar verilmesini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu Kaydının İptali, Terkin Ve Kal K A RA R Dosyanın heyetçe yapılan incelemesinde; davalılardan .., ..., ... ve ...'a gerekçeli kararın doğrudan Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre tebliğ edildiği anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, 2942 sayılı Yasanın 17. maddesi gereğince tapu iptali ve tescil istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I 1-Davalılardan ..., ..., ..., ... ve ...'e mahkeme kararının Tebligat Yasası'nın 21. maddesi gereğince tebliğ edildiği bildirilmiş ise de, tebligat mazbatasındaki adresin “adres kayıt sistemi”nde gösterilen adres ile aynı olup olmadığı belirtilmediğinden, yapılan tebligat Tebligat Yasası'nın değişik 21/2.maddesinde belirtilen usule uygun değildir. Öte yandan muhatabın adreste bulunmama sebebine ilişkin bir kayıt bulunmadığı ve muhatabın haber verilen komşusuna ait imzanın alınmadığı veya imzadan imtina edildiğine dair şerhin de tebliğ mazbatası üzerinde bulunmadığından Tebligat Kanunu'nun 21/1.maddesinde belirtilen usule de uyulmamıştır....
Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2011/1369 Esas ve 2012/289 Karar sayılı ilamına dayanılarak, ilamlı takip yapılmış; borçlu vekili icra mahkemesine başvurusunda, icra emri ve 103 davetiyesi tebliği ile bunların devamında yapılan tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğunu, anılan bu usulsüz tebliğlerden sonra yapılan haciz işleminde geçersiz olduğunu açıklayarak usulsüz tebliğlerin iptali ile muttali tarihinin 15.03.2013 olarak kabulü ile bu tarihten önce yapılan hacizlerin geçersiz olduğunun tespiti ile iptalini talep etmiştir. Mahkemece tebliğ işlemlerinin usulsüz olmadığından bahisle şikayetin reddine karar verilmesi üzerine hüküm borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir.7201 sayılı Kanun'un 35.maddesinde; ''1- Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur....