"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Davalı ... mirasçısı ...'ya mahkeme kararının, adresin inşaat halinde olduğu, muhatabın tanınmadığı, merciin isteği üzerine mernis sistemine göre mahalle muhtarına tebliğ edilmek suretiyle usulsüz tebliğ edildiği anlaşılmakla, dahili davalı ...'ya kararın Tebligat Kanunu'na uygun şekilde tebliği ile temyiz süresinin beklenilmesi, bundan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın Mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 07.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
No:20 Merkez/ ERZİNCAN" adresinin gösterildiğini, bu adreste bulunan başka bir şahsa tebliğ esnasında muhatabın çarşıya gittiği beyanı geçilerek tebligat yapıldığını, müvekkilinin tek adresinin yurt dışı adresi olan "Ahosnstr 34 XX 814 Münchenstein İSVİÇRE" adresi olduğunu, müvekkilinin ikamet etmediği ve hiç oturmadığı bu adrese yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, tebligatı alan kişinin de müvekkili adına tebligatı almaya yetkili kişi olmadığını, açıklanan nedenlerle Erzincan İcra Müdürlüğü'nün 2017/1443 Esas sayılı dosyasında 10.12.2019 tarihli usulsüz tebligat ve borca itirazlarının kabulü ile usulsüz tebligat ve borca itiraz taleplerinin kabulü ile taleplerinin reddine dair 10.12.2019 icra memur işleminin ortadan kaldırılmasına, 13.02.2017 tarihli usulsüz tebligatın iptali ile usulsüz tebligatı öğrendikleri tarih olan 10.12.2019 tarihinin ödeme emri tebliğ tarihi sayılmasına ve bu nedenle süresinde yapmış oldukları itirazın kabulü ile takibin durdurulması ve tüm hacizlerin kaldırılmasına...
Tebligat Kanunu ve Tebligat Yönetmeliği, tebliğ belgesindeki işlemin aksinin iddia edilmesi halinde bunun tahkik şeklini ve yöntemini göstermemiştir. Mahkemece, her somut olayın özelliği, cereyan şekli, gerçekleşen maddi olgular en ufak ayrıntılarına kadar göz önünde bulundurup iddia tahkik edilmelidir. H.G.K.nun 07.04.1982 tarih ve 1377-337 sayılı kararında da benimsendiği üzere, tebligat parçasında yazılı olan hususun aksi her türlü delille ispatlanabilir....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2019/60 Esas 2019/265 Karar sayılı kararına karşı istinaf kanun yoluna davacı T1 vekili tarafından başvurulması üzerine dosya incelendi; DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkili aleyhine Mersin 2.İcra Müdürlüğünün 2017/5753 esas sayılı dosyası ile takip yapıldığını, icra emrinin usulsüz tebliğ edildiğinin tespiti ve icra emri ile takibin iptali talepli şikayet davası açtıklarını, dava devam ederken davalı tarafın 07.02.2019 tarihli duruşmada müvekkiline 04.05.2017 tarihinde yenileme emri tebliğ edildiğine ilişkin tebligat fotokopisi sunduğunu, mahkemeye sunulan yenileme emri tebligatının icra dosyasında ve uyapta bulunmadığını, davalının talebi üzerine icra dosyasının 24.12.2018 tarihinde uyapa tarandığını, taranan evraklar arasında da tebliğ mazbatasının bulunmadığını, duruşma sırasında öğrenilen ve aslı bulunmayan fotokopi yenileme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu, yenileme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinin öğrenildiği tarihin 07.02.2019...
iade gelen ödeme emri tebligatı ile Tebligat Kanunu'nun 35.maddesine göre yapılan tebliğ işleminin usulsüz olduğu gerekçesiyle şikayetin kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır....
DAVA KONUSU : Usulsüz Tebligat Şikayeti ve Gecikmiş İtiraz KARAR : Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı alacaklı tarafından müvekkili aleyhine Gümüşhane İcra Müdürlüğünün 2021/637 Esas sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibi uyarınca gönderilen ödeme emrinin usule aykırı şekilde tebliğ edildiğini, müvekkilinin tebliğ işleminden 18.05.2021 tarihinde haberdar olduğunu, öte yandan usulsüz tebligat şikayetinin reddi halinde gecikmiş itiraz talebinde bulunduklarını ileri sürerek öncelikle usulsüz tebligat şikayetinin kabulüyle tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesine aksi halde gecikmiş itiraz talebinin kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık, kamu görevini usulsüz üstlenme HÜKÜM : Asıl karar: Dolandırıcılık suçundan TCK.nın 157/1, 52/2, 53, 58 maddeleri gereğince mahkumiyet Kamu görevini usulsüz üstlenme suçundan TCK.nın 262/1, 53, 58 maddeleri gereğince mahkumiyet EK KARAR : Temyiz isteminin reddi Dolandırıcılık ve kamu görevini usulsüz üstlenme suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler ile temyiz isteminin reddine dair ek karar, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10. maddesi uyarınca “tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır” hükmü ile 6099 sayılı Kanun'la yapılan değişiklik sonucunda anılan maddeye eklenen” bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya...
Şikayetçi vekili, iptali istenen sıra cetvelinin kendisine usulsüz tebliğ edildiğini, tebligatı alan ... isimli şahsın kendi çalışanı olmayıp tebligatı almaya da yetkili olmadığını, tebligat usulsüz olduğundan şikayetin süresinde yapıldığını ileri sürmüştür. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun .... maddesi “Belli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını ... edenler, o yerde bulunmadıkları takdirde tebliğ aynı yerdeki daimi memur veya müstahdemlerinden birine, meslek veya sanatını evinde ... edenlerin memur ve müstahdemlerinden biri bulunmadığı takdirde aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır." hükmünü; tebliğ tarihinde yürürlükte bulunan Yönetmeliğin .... maddesi "Belirli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını ... edenlere, o yerde de tebligat yapılabilir. Muhatabın işyerinde bulunmaması halinde tebliğ, aynı yerde sürekli olarak çalışan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır....
Davacı vekili, 17.05.2011 tarihli dilekçeyle “...hükmün usulsüz tebliğ olduğunu, durumu 16.05.2011 tarihinde öğrendiğini...”açıklayarak temyiz isteğinde bulunmuştur. Mahkemece 17.05.2011 tarihli ek kararla “....kesinleştiği gerekçesiyle sürede olmayan temyiz talebinin reddine...” karar verilmiştir. Davacı vekili süresinde ek kararı temyiz etmiştir. Mahkemenin 28.02.2011 günlü hükmünün davacı vekili adresine 7201 sayılı Tebligat Kanununun 21.maddesine göre tebliğ edildiğine ilişkin tebliğ evrakına şerh verilmiş ise de, tebliğin Tebligat Kanununun 21 ve tüzüğün 28.maddelerine uygun olmadığı belirlenmiştir. Hüküm davacı vekiline usulsuz tebliğ edildiğine göre, Tebligat Kanununun 32.maddesine göre öğrenme tarihi tebliğ tarihi sayılır. Davacı vekilinin bildirdiği öğrenme tarihinden, hükmü temyiz isteğinde bulunduğu 17.05.2011 tarihine kadar temyiz süresi geçmemiştir....
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklılar tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlu hakkında başlatılan ilamlı takipte, borçlunun sair şikayetlerinin yanı sıra, takip dayanağı ilamda vekili olmasına rağmen icra emrinin borçlu vekiline tebliğ edilmediğini, borçlu asile tebliğ edildiğini,vekili varken borçlu asile yapılan tebligatın usulsüz olduğunu ileri sürerek icra emrinin ve takibin iptali istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece şikayetin kabulü ile asile çıkartılan icra emrinin iptaline karar verildiği görülmektedir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 11. ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 18. maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunludur...