Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesine göre de; ''Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır. Ayrıca başkaca adres araştırması yapılmaz. 79 uncu maddenin ikinci fıkrasına göre renkli bastırılan tebligat zarfında, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese tebligat yapılacağına dair meşruhata yer verilir.'' Somut olayda, borçlu adına düzenlenen ödeme emri tebliğ zarfı üzerine "adres kayıt sistemindeki adresi" olduğu yazılarak tebliğe çıkarıldığı ve tebliğ memuru tarafından TK'nun 21/2. maddesine göre tebliğ işleminin yapıldığı görülmektedir....
İdare mahkemesinde verilen kararda, davacının tebligatın usulsüz olduğuna ilişkin iddiasının değerlendirilmemiş olması, eldeki davanın dinlenmesine engel değildir. Yukarıda anlatılanlar ışığında, davacının iddiası araştırılmalı, gerçekten tebligat usulsüz olarak yanlış kişiye yapılmışsa, bu taktirde idari para cezasının haklı olup olmadığı sonuca bağlanarak, haksız olduğu kanaatine ulaşılırsa, davacının isteyebileceği maddi tazminatın kapsamı belirlenerek hüküm altına alınması gerekirken yanılgılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş; hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda gösterilen nedenlerle temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 20/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Borçlunun usulsüz tebligat şikayeti bulunmadığına göre şikayetin kabulü gerekirken reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Uyuşmazlık; genel haciz yoluyla başlatılan ilamsız takipte ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğüne ilişkin şikayet niteliğindedir. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun bilinen adrese tebligatı düzenleyen 10. maddesinin 1. fıkrasına göre; tebligat, muhatabın bilinen en son adresinde yapılır. 6099 Sayılı Yasa'nın 3. maddesi ile eklenen aynı maddenin 2. fıkrasına göre ise, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat bu adrese yapılır. Buna göre kişiye önce bilinen en son adresi esas alınarak Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre tebligat çıkartılmalı, adres tebligata elverişli değilse ya da tebligat yapılamazsa, adres kayıt sistemindeki adresine, buna ilişkin şerh verilerek 21/2. madde uyarınca tebligat çıkartılmalıdır....
Hukuk Dairesinin 22.02.2018 tarih ve 2017/9144 Esas, 2018/1869 Karar sayılı kararı ile bozulduğunu, olayda 3. kişi durumunda bulunan müvekkilinin, asıl borçlu diğer davalıya yapılan tebligatların usulsüz yapıldığını, ilgili Yargıtay kararı ile öğrenmiş olduğunu, bu nedenle HMK 375. madde gereğince, yeni ortaya çıkan belge ışığında, yargılamanın iadesinin yasal gereklilik olduğunu ayrıca söz konusu Yargıtay kararı ile ortaya çıkmış olan tebligat usulsüzlüğü nedeniyle, asıl borçlu aleyhine kesinleşmiş bir icra takibi mevcut olmadığı için gerçek bir alacağın da bulunmadığını ispatladığından, yenilenmesi talep edilen tasarrufun iptali davasının, “dava şartı yokluğu” nedeniyle reddi gerektiğini, asıl borçlu tarafından diğer davalı aleyhine yapılan icra takibinin muvazaalı olması sebebiyle de yenilenmesi talep edilen tasarrufun iptali davasının reddi gerektiğini belirterek istinaf talep etmiştir....
Temyiz Sebepleri Alacaklı temyiz dilekçesinde; borçlu adına takip tarihi itibariyle ve halen mernis adresi olan adrese ödeme emrinin tebliğ edildiğini, tebligat zarfı üzerinde tebliğ tarihi ve tebliğ eden memurun adının ve sicil numarasının bulunduğunu, borçlunun babası ile aralarında hasımlık yaratacak bir husumet bulunmadığını, bu nedenle Tebligat Kanunu 39 uncu maddeye aykırılık bulunmadığını, borçlunun çalıştığı Doğuş Perakende A.Ş. adlı iş yerine 19.04.2019 tarihinde maaş haczi müzekkeresi gönderildiğini,borçlunun bu tarih itibariyle takipten haberdar olduğunu, bir kişinin maaşı üzerine haciz konduğunu bilmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesinin kararının bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, usulsüz tebligat şikayetine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk Tebligat Kanunu'nun 10-16 ve 32, 39 uncu maddeleri. 3....
Maddesi uyarınca tebligat yapılan adres olduğu, bu itibarla tebliğin usule uygun yapıldığı anlaşılmakla, şikayetin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir." gerekçesiyle "Davacının usulsüz tebligat şikayetinin REDDİNE," şeklinde karar verilmiş, verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
in 2008 yılı itibarı ile kapatılmış bir irtibat ofisi olduğunu, tebligatın borçlunun yetkili temsilcisine yapılmaması ve Tebligat Kanunu'nun 12. maddesindeki prosedür işletilmek yerine tebligatın şikayetçi şirkete bırakılması nedeniyle tebligatın usulsüz olduğunu, şikayetçi şirket adresine tebliğ edilen ödeme emri iptal edilmedikçe alacaklının şirket adresine hacze gelme olasılığı bulunduğundan, tebligatın usulsüzlüğüne dair bu şikayette ve ödeme emrinin iptalinin istenmesinde müvekkili şirketin hukuki menfaati bulunduğunu ileri sürerek ödeme emrinin usulsüz olması nedeniyle iptaline karar verilmesini istediği, mahkemece usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verildiği anlaşılmıştır....
DAVA KONUSU : Usulsüz Tebligat Şikayeti KARAR : İlk derece mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı alacaklıların Uşak 3....
Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesinde "Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır, ayrıca başkaca adres araştırması yapılmaz. 79. maddenin ikinci fıkrasına göre renkli bastırılan tebligat zarfında, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese tebligat yapılacağına dair meşruhata yer verilir" denilmiştir. Bu yönetmeliğe göre 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi gereğince tebligat yapılabilmesi için, tebliği çıkaran mercice, tebligat çıkarılan adresin, muhatabın, adres kayıt sistemindeki adresi olduğuna dair tebliğ evrakı üzerine kayıt düşülmesi zorunludur....