İCRA HUKUK MAHKEMESİ'nin 07/11/2022 tarih, 2022/502 Esas ve 2022/623 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA; 2- Usulsüz tebligat şikayetinin KABULÜNE, İstanbul Anadolu 14....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki genel haciz yoluyla başlatılan ilamsız icra takibinde tebligat usulsüzlüğü ile takip kesinleşmeden konulan hacizlerin kaldırılması talebinden dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin kabulü ile; Ankara 1. İcra Müdürlüğü 2018/12092 Esas sayılı icra dosyası üzerinden şikayetçiye gönderilen ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinin kabulüne, tebliğ tarihinin 10.09.2020 olarak düzeltilmesine, müdürlüğün 15.04.2019 tarihli haciz işlemlerinin iptaline karar verilmiştir. Kararın davalı alacaklı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir....
Kuşadası İcra Müdürlüğü’nün 2020/8934 Esas sayılı dosyasının incelemesinde, davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 2020 yılı kira alacağı açıklaması ile 36.000,00 TL asıl alacağın ferileri ile birlikte tahsili talebi ile tahliye talepli takip yapıldığı, davalıya ödeme emrinin sadece Kuşadası Aydın adresi yazılarak tebliğe çıkarıldığı, adres yetersizliğinden iade edildiği, bunun üzerine bu kez Camikebir Mah., Bahar Sokak, No:27, Kuşadası/Aydın adresi yazılarak gönderilen ödeme emrinin 27/10/2020 tarihinde tebliğ edildiği, 06/11/2020 havale tarihli dilekçe ile takibe itiraz edildiği. Usulsüz tebligat nedeniyle icra hukuk mahkemesinde şikayette bulunulduğu, müvekkilinin böyle bir borcu olmadığı, borca, faiz ve tüm ferilerine itiraz edildiğinin bildirildiği, davanın 09/12/2020 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır....
Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesine göre; “Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur” denilmektedir. Somut olayda, davacının Mersin 1. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2020/204 esas ve 2020/202 karar sayılı dava ile Mersin 7. İcra Müdürlüğü'nün 2013/4422 sayılı takip dosyasında emekli maaşı üzerindeki haczin kaldırılması talebini içerir şikayette bulunduğu, dava tarihinin 06.03.2020 olup, bu tarih itibariyle icra takibine muttali olduğundan, bu tarihten itibaren 7 gün içerisinde en geç 13.03.2020 tarihinde usulsüz tebligat şikayetinde bulunması gerekirken, 25/08/2021 tarihinde usulsüz tebligata ilişkin şikayette bulunduğu görülmüştür....
Konu ile ilgili mevzuat hükümleri incelendiğinde; 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun “Aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçiye tebligat” başlıklı 16. maddesinde; “Kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır” hükmü, Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 25. maddesinde ise; “Kendisine tebligat yapılacak kişi adresinde bulunmazsa tebliğ, kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır” düzenlemesi yer almaktadır....
İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhinde ilamsız takip yapıldığını, ödeme emrinin usulsüz olarak tebliğ edildiğini, müvekkilinin 103 davetiyesinin tebliği ile takipten 08/04/2019 tarihinde haberdar olduğunu, tebligatın usulsüz olduğunu, tebligatın kanunun 20 ve yönetmeliğin 30. maddelerine aykırı olarak yapıldığını, gerekli araştırmanın yapılmadığını, bu nedenlerle usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı aleyhinde ilamsız takip başlattıklarını, ödeme emrinin borçluya 16/11/2018 tarihinde tebliğ edildiğini, tebligatın usule uygun olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Bozdoğan İcra Müdürlüğünün 2018/212 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, takip alacaklısı T3 tarafından borçlu Ali Yıldırım aleyhine 250.000,00 TL asıl alacağın ferileri ile birlikte tahsili talebi ile kambiyo senetlerine mahsus takip yapıldığı, borçluya ödeme emrinin 18/05/2018 tarihinde tebliğ edildiği, alacaklı vekili talebi üzerine davacıya 89/1ihbarının 07/04/2018, 89/2 ihbarının 08/02/2019 ve 89/3 ihbarının 01/03/2019 tarihlerinde tebliğ edildiği, davacının takibe borçlu olarak eklendiği ve taşınmazına haciz konulduğu, 103 davetiyesinin 05/04/2019 ve kıymet takdir raporunun 12/07/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekili tarafından 19/07/2019 tarihinde müvekkilinin borçludan alacağı olmadığı, yedinde herhangi bir malının da bulunmadığı iddiası ile ikinci haciz ihbarnamesine itiraz edildiğinin bildirildiği anlaşılmıştır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun "Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina" başlıklı 21/1. maddesinde; "Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler...
Şti. ... ve ...’nün müvekkili nezdinde hak ve alacakları olduğu iddiasıyla icra takip dosyası üzerinden tebliğe çıkarılan 1.ve 2. haciz ihbarnamelerinin Tebligat Kanunu’nun 12.ve 13. maddelerine ve Tebligat Tüzüğü’nün 17. ve 18. maddelerine aykırı olarak müvekkili şirketin yetkilisine tebliğ edilmediğini, tebliğ yapılan ...’ün şirket çalışanı dahi olmadığını, tebliğ edilen 3. haciz ihbarnamesine süresinde itiraz edildiğini, müvekkilinin takip borçlularına borcunun bulunmadığını, 1. ve 2. haciz ihbarnamelerinin tebliği usulsüz olduğundan süresinde itiraz edilemediğini, ayrıca ihbarnamelerde haciz konulması istenen rakamların farklı olduğunu ileri sürerek müvekkili şirketin İİK’nın 89/3. maddesine uygun olarak borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
emsal olarak aynı olaya uygulanabilir şekilde kesinleştiğini, tebligattaki şerhin doğru olmadığını, tebligatı yapan posta görevlisinin bu şerh konusu beyanları uydurduğunun Fethiye İcra Hakimliğinin 2017/220 Esas sayılı hükmü ile ortaya çıktığını, tebligat şerhinde adı geçen Ferdi Kömürcü'nün tebligat memurunun şerhinin doğru olmadığını beyan ettiğini, davalının tebligat yapılmadan önce, tebligat gönderdikleri adresteki işyerini 20/03/2015 tarihinde Karaköse Ltd....
Usulüne aykırı tebliğin hükmü başlığını taşıyan Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi kabul edilir. Bu hükme göre usulsüz bir tebligat mutlaka geçersiz olmayıp, usulsüz tebligatı muhatabının öğrenmesi halinde bu öğrenme tarihi itibari ile hüküm doğurur. Anılan maddeden kaynaklanan usulsüz tebligat şikayetinde bulunmak hakkı ise tebligatın muhatabına aittir. Tebligatın usulüne uygun yapılıp yapılmadığı hususu yalnızca ilgilisinin icra mahkemesi nezdinde İİK.'...