İcra Müdürlüğü’nün 2019/9073 esas sayılı takip dosyasında borçluya yapılan ödeme emri tebligatının usulsüz yapıldığını, müvekkilinin tüzel kişi olduğunu ve e- tebligat adresinin bulunduğunu, ayrıca merkez adrese değil şubeye tebligat çıkarıldığını, bu nedenle muhtara yapılan tebligatın usulsüz olduğunu ileri sürerek, öğrenme tarihinin düzeltilmesine ve şikayetin kabulü ile icra takibinin durdurulmasına karar verilmesi isteminde bulunmuştur. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; şikayet eden şirketin ticaret sicildeki adresine tebligat çıkartıldığını, yapılan tebligatın usule uygun olduğunu belirterek, şikâyetin reddi gerektiğini savunmuştur. İlk derece mahkemesi gerekçeli kararında özetle; "...Dosya içeriğine göre; İstanbul 29....
Özal Cad No: 43/1 Beylikdüzü/İstanbul adresine gönderilmesi ve burada D: 2 de ki bayandan sorulduğunda tanınmadığından bahisle iade gelmesi üzerine ticaret sicil adresine 27/08/2020 tarihinde TK 35.maddesi gereği tebligat yapılmış ise de aynı alacaklının bu sefer takip talebinde ki adres olan Zafer Mah Doğan Araslı Bulvarı City Center Outlet Avm no: 181 Esenyurt/ İstanbul adresine gidip haciz yapması haciz mahallinde yetkili olmamamı nedeni ile yediemin olarak İbrahim Koğuş'a bırakılması işleminde TK. 10 maddesine açıkca aykırı hareket edildiği yani davalı borçlunun bilinen adresine tebligat gönderilmeden ve haczin bilinen adrese tebligat yapılması nedeni ile bu nedenle yapılan tebligat usulsüz olup bu nedenle şikayetçinin usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü ile TK 32....
O halde mahkemece, usulsüz tebligat şikayetinin kabul edilerek, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca borçlunun tebliğe muttali olduğunu beyan ettiği tarihe göre tebliğ tarihinin düzeltilmesine ve kabul edilen tebliğ tarih itibariyle önceki tarihli haciz işlemlerinin iptaline dair karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır....
İcra Dairesi'nin 2019/6705 Esas sayılı dosyası ile müvekkili şirket aleyhinde icra takibi başlatıldığını, ancak davalı tarafından başlatılan takip uyarınca vekil edene gönderilen ödeme emrinin Tebligat Kanunu'nda yer alan tebliğ usullerine uygun olmadığını, usulsüz tebligat sebebiyle ödeme emrinin iptali gerektiğini, tebligat parçası incelendiğinde üzerine işlemi yapan memur tarafından "Adres kapalı. Tebligat Kanunu'nun 21. maddesine göre işlem yapılarak mahalle muhtarına tebliğ edildi. 2.nolu haber kağıdı düzenlenip muhattabın kapısına yapıştırıldı....
Maddesi uyarınca yapıldığı, tebligatın Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre yapılmış olması halinde tebliğ memurunun, Tebligat Yönetmeliği'nin 30 ve 31. maddelerindeki koşulların araştırılması gerekir ve TK 21/1. Madde uyarınca tebligat yapılması halinde tebliğ memurunun tebliğ evrakını tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde, tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirmesi gerekir eldeki tebliğ mazbatalarının incelenmesinde bu şekilde usulünce bir kayıt olmadığı görülmektedir dolayısıyla İİK'nın 89/1,89/2 ve 89/3 hükümleri uyarınca gönderilen haciz ihbarnameleri tebliğlerinin usulsüz olduğu anlaşılmakla Tebligat Kanunun 32....
Keynesplein 19, 1066 Ep, Amsterdam/Hollanda) açıkça yazmasına rağmen, ödeme emrinde yer almayan başka bir adrese tebliğ edildiğini, şikayet konusu ödeme emrinin ve takibin iptali gerektiğini, müvekkili şirket T1 yapılan tebligatın, Tebligat Kanunu ve yönetmeliğine aykırı olduğunu, yerel mahkemece de bu yönde karar verildiğini, yerel mahkemenin tebligatın usulsüz yapıldığına yönelik tespitinin usul ve yasaya uygun olduğunu, ancak ödeme emrinin tebliğ tarihinin dava tarihi olarak düzeltilmesi yönündeki kararının kaldırılması gerektiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı vekilinin 15/11/2021 tarihli süre tutum dilekçesi vermiş, 21/12/2021 tarihinde gerekçeli kararın kendisine tebliğ edilmesine rağmen gerekçeli istinaf dilekçesi sunmadığı görülmüştür....
Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesinde "Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır, ayrıca başkaca adres araştırması yapılmaz. 79. maddenin ikinci fıkrasına göre renkli bastırılan tebligat zarfında, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese tebligat yapılacağına dair meşruhata yer verilir" denilmiştir. Bu yönetmeliğe göre 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi gereğince tebligat yapılabilmesi için, tebliği çıkaran mercice, tebligat çıkarılan adresin, muhatabın, adres kayıt sistemindeki adresi olduğuna dair tebliğ evrakı üzerine kayıt düşülmesi zorunludur....
Buna göre, geçikmiş itiraz başvurusunda bulunabilmek için her şeyden önce usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş bir tebligat evrakının bulunması gerekir. Gecikmiş itirazdan söz edilebilmesi için usulüne uygun tebligat gerektiğinden hukuki tavsif hakime ait olup başvuru bu hali ile 7201 sayılı Yasa'nın 32. maddesine dayalı usulsüz tebligat şikayetidir (Hukuk Genel Kurulu'nun 05.06.2001 tarih ve 1991/12- 258 esas 1991/344 karar sayılı kararı). Borçlunun kendisine gönderilen tebligatın usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması “şikayet” olup, İİK’nun 16/1. maddesi gereğince, şikayetin, öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması gereklidir (HGK'nun 05/06/1991 tarih ve 91/12- 258 E. - 91/344 K. sayılı kararı). 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 16. maddesine göre; "Kendisine tebligat yapılacak şahıs, adresinde bulunmazsa tebliğ, aynı konutta oturan kimselere veya hizmetçilerden birine yapılır."...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Karşılıksız yararlanma HÜKÜM : Mahkumiyet Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Hükmün, sanığın duruşmada bildirdiği ve mernis adresi olan adresine tebligat çıkarıldığı, Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesi yerine 21/2. maddesi gereğince tebligatın yapıldığı anlaşıldığından, tebligatın usulsüz olması nedeniyle mahkemenin 20.04.2016 tarihli ek kararının kaldırılması ile yapılan incelemede; 1-Sanık hakkında sözleşmesiz ve sayaçsız su şebeke borusunu delerek boru döşemek suretiyle kaçak su kullandığına dair kaçak tespit tutanağının düzenlenmesi karşısında; sanığın meskeninde kullanılan su sayacının tüketimi eksik gösterip göstermediği veya sayaca tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek şekilde müdahale edilip edilmediğinin tespit edilebilmesi için; sanığın suça konu yeri ne kadar süredir oturduğu ve kaçak ya da usulsüz kullanımın ne...
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, davanın tümden kabulü gerektiğini, icra emrinin asile tebliğ edilmesi, sürelerin kesilmemesi ve mahkemece icranın durdurulmasına karar verilmemesi nedeniyle müvekkili tarafından dosyaya ödeme yapılmak zorunda kalındığını, ayrıca mahkeme kararında kısmen kabul, kısmen red kararı verilmiş olsa da kısmen red olan hüküm ile ilgili hiçbir hüküm bulunmadığının ortada olduğunu, her ne kadar asile yapılan tebliğ işleminin usulsüz olmadığı belirtilmiş ise de, tebligatın vekil ile beraber asile yapılması halinde usulsüzlük olmayacağını, aksi takdirde sadece müvekkiline yapılan tebliğin usulsüz olduğunu, tüm bunlara rağmen müvekkilinin hiçbir kusuru olmaması nedeniyle davalı lehine vekalet ücreti ile yargılama giderine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, üstelik takip talebi ve icra emrinde müvekkili firmanın ismi altında vekil ismine hiç yer verilmediğini, dolayısı ile tebligat ile birlikte takip talebi ve icra emrinin de hatalı...