Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; icra dosyasında usulsüz bir çok tebligat yapılmış olup, itirazlarının süresinde olduğunu, müvekkiline yapılan tebligatların usulsüz olduğunu, 15.11.2021 tarihinde öğrenilen borç için itirazının süresinde olduğunu, taraflar arasında bu miktarda hiç bir iş takibi, ticaret yapılmadığı gibi müvekkilinin bu miktarda borçlanabilecek maddi durumu da olmadığını, ayrıca davalının da bu miktarda borç verecek maddi durumu olmadığını, bu sebepten dolayı borca, faize ve ferilerine açıkça itiraz ettiklerini, yerel mahkemenin hatalı şekilde borca itirazlarını süre yönünden reddettiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, usulsüz tebligat şikayeti ve borca itiraza ilişkindir....

Kesinleşen usulsüz tebligat şikayetinin isteminin reddine dair kararın, gecikmiş itiraz başvurusunda da kesin hüküm oluşturur.Borçlu gecikmiş itiraz dilekçesinde tebligat tarihi olan 08.07.2013 tarihinde yurt dışında ...'da olduğu beyan etmiştir. Dosya içerisinde mevcut Emniyet Müdürlüğü yazı cevabına ekli yurda giriş çıkış belgesinin incelenmesinde, borçlunun 03.05.2013 tarihinde yurt dışına çıktığı, 21.08.2013 tarihinde de yurda giriş yaptığı anlaşılmaktadır. Borçlunun esasla ilgili itirazlarını ve dayanaklarını, engelin kalktığı günden itibaren üç gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekmekte olup, borçlu yurda giriş yaptığı ve engelin kalktığı 21.08.2013 tarihinden itibaren 3 gün içinde başvuruda bulunmamıştır....

    Davacı/borçlu vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin eksik incelemeyle verdiğini, müvekkilinin takipten 22/11/2021 tarihinde haberdar olduğunu, aynı gün icra dosyasına yetkiye ve borca itiraz dilekçesi sunduklarını, ancak icra müdürlüğünce vekil kayıtlarının dahi yapılmadığını, tebliğ tarihinde tebligatı almaya yetkili personel bulunmasına rağmen Tebligat Kanunu’na aykırı olarak muhtara bırakılarak, ancak buna dair ihbarname (2 nolu haber kağıdı) muhatabın kapısına yapıştırılmadan usulsüz tebliğ işlemiyle takip kesinleştirilerek kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususta müvekkili şirketin hak kaybına uğratıldığını, hükmi şahıslara yapılacak tebligat usullerinin TK'nın 12 ve 13. maddelerinde belirlendiğini, müvekkili şirketin öğrenme tarihinin aksinin davalı tarafça ispatlanamadığını beyanla Mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir....

    Yanlış tebligat işlemi işlem süreyi kaçırmış olan borçluya hakkındaki takibi durdurma yetkisi vermeyecektir. Borçlunun usulsüz tebligat dolayısıyla İcra Mahkemesinde açtığı bir davaya ilişkin herhangi bir beyanı ve dosyaya yansıyan bir belge de yoktur. Bu nedenlerle davalı tarafından icra müdürlüğüne yapılan itiraz süresinde değildir. Borçlu şirket tarafından yapılmış geçerli bir itiraz olmamasına rağmen davacı alacaklı tarafından İİK'nun 68. maddesi gereğince itirazın iptali davası açıldığı görülmüştür. Davalının itirazı geçerli olmadığına göre davacı alacaklı icra dairesinden takip muamelelerine devam edilmesini İİK'nun 66. maddesi gereği isteyebileceğinden itirazın kaldırılması davası açmasında hukuki yararı bulunmamaktadır. İcra dairesince usulsüz şekilde takibin durdurulmasının sonuca etkisi bulunmamaktadır. Hukuki yarar 6100 sayılı HMK'nun 114/1-h maddesi uyarınca dava şartı olup aynı Kanunun 115....

      Başvuru ilamsız takipte usulsüz tebliğ ile birlikte gecikmiş itiraza ilişkindir. Uyuşmazlık; öncelikle ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edilip edilmediği, gecikmiş itiraz koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır. İİK'nın 65. maddesinde; "Borçlunun kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir. Ancak borçlu maniin kaldığı günden itibaren üç gün içinde, mazeretini gösterir delillerle birlikte itiraz ve sebeplerinin ve müstenidatını bildirmeye ve müteakip fıkra için yapılacak duruşmaya taalluk eden harç ve masrafları ödemeye mecburdur." hükmüne yer verilmiştir. İİK.nın 65. maddesinde koşulları belirlenen gecikmiş itirazda, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak muhatabın bir engel nedeni ile süresi içinde itiraz edememiş olması gerekir....

      İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı borçlu vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkiline yapılan kıymet takdiri raporu tebliğinin usulsüz olduğunu, her ne kadar mahkemece müvekkiline satış ilanı tebligatının 20/07/2020 tarihinde tebliğ edildiği, kıymet takdirine 7 gün içerisinde itiraz etmesi gerektiği yönünde karar verilmiş ise de ihalenin feshi davasına konu ihalenin tüm tebligat ve işlemlerinin usulüne uygun olup olmadığının re'sen mahkemece incelenmesi gerektiğini, davaya konu ihale tebligat ve işlemlerinin usulsüz olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Uyuşmazlık, taşınmaz ihalesinin feshi talebine ilişkindir. Adana 11....

      Bu durumda mahkemece, ödeme emrine ilişkin usulsüz tebligat şikayetinin süre yönünden reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile diğer itiraz isteminin reddine karar verilmesi doğru değil ise de, sonuçta istem reddedildiğinden sonucu doğru kararın onanması gerekmiştir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK'nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), alınması gereken 27,70 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        kim olduğunun (isimden ve imzadan imtina etmiş olsa dahi daire numarası vs gibi ayırt edici hiçbir özelliğin) belirtilmediği, bu yönüyle yapılan tebliğ işleminin usulsüz olduğu ve bu nedenle kararın da usulsüz olarak kesinleştirildiği anlaşıldığından; kesinleşmeyen karara ilişkin verilen sonraki karar ve işlemlerin hukuken geçersiz olduğu; sanığın 21.04.2015 tarihli temyiz isteminin 15/05/2013 tarihli tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararına yönelik olduğu kabul edilerek yapılan incelemede; Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma, kabul etme veya bulundurma suçundan dolayı, 5237 sayılı TCK'nın 191. maddesinin 2. fıkrası gereğince verilen “tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararlar "Durma" kararı niteliğinde olup itiraz yasa yoluna tabi olması nedeniyle, 5271 sayılı CMK'nın 264/2. maddesi uyarınca, itirazla ilgili gerekli kararın yetkili ve görevli itiraz merciince verilmesi için, dosyanın incelenmeksizin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına...

          Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkiline yapılan tebligatın usulsüz olduğu ve bu nedenle de ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması, tebligatın usulsüzlüğünün tespiti ile İcra takibinde ödeme emrinin tebliğinin usulsüz olduğunun tespiti ile ıttıla tarihinden itibaren tebliğin kabulüne, bu suretle itirazımızın süresinde olduğunun kabulü ile birlikte takibin durdurulmasına, icra dairesinin yetkisizliğine ve icra dosyasından usulsüz tebliğ ile yapılan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğini, Tebligat Memeuru Tarafından Tebliğ evrakının Teblikat Kanunu ve İlgili Yönetmeliğine uygun surette yapılmadığını, Tebligat Mememurunun Tebliğ Evrakını Müvekkili 6. Katta 14 Nolu Dairede ikamet etmesine ragmen, 1....

          O halde, davacı yönünden ödeme emri tebliğ işlemi 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10/2, 21/2 ve 23/8. maddelerine ve dolayısıyla usulüne uygun olduğundan, şikayetin reddine'' karar verildiği görülmüştür. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkiline yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, müvekkiline çıkartılan ilk tebligat hükümsüz olduğundan TK 21/2.maddeye göre mernis adresine çıkan 2. tebligatın da dolaylı yoldan usulsüz tebligat hükmünde olduğunu söyleyerek kararın kaldırılmasını istemiştir....

          UYAP Entegrasyonu