konusunda yetkinin İcra Müdürlüğüne ait olması sebebiyle bu yöndeki talebinde reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davacı tarafın usulsüz tebligat şikayetinin süreden reddine, İcra Müdürlüğünün 22.02.2022 tarihli kararının kaldırılması talebinin reddine, takibin durdurulması talebinin reddine karar verilmiştir....
No:12 İç Kapı No:4 Alanya/ANTALYA adresinin bildirdiği, Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2 maddesi uyarınca, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilerek tebligat yapılabileceği, şikayetçi tarafından bildirilen bilinen en son adresine tebligat çıkarılmadan, doğrudan AKS sistemine kayıtlı adresine Tebligat Kanunu 21/2 maddesi uyarınca yapılan 3. haciz ihbarnamesi tebliğ işleminin usulsüz olduğu, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılacağı, muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi olarak kabul edileceği, bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabileceği, davalı tarafça aksini ispat eder nitelikte yazılı delil sunulmadığı (Yargıtay 12....
İcra Dairesi 2015/7327 E. dosyalarında tarafı aleyhine usulsüz tebligat gönderildiğini 28.09.2022 tarihinde öğrenmiş bulunduğunu, Sakarya 1. İcra Dairesi 2015/6744 E. ve Sakarya 4. İcra Dairesi 2015/7327 E. dosyalarındaki ödeme emrinin tebliğine ilişkin tebligatların usulsüz tebligat olduğunun ve tebligatı öğrenme tarihinin 28.09.2022 olduğunun tespitine, takip kesinleşmeksizin konulan tüm hacizlerin fekkine, yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan incelemede, davacının şikayetlerinin süre yönünden reddine dair karar verilmiştir. Davacı istinaf dilekçesinde özetle, UYAP Editör programı kurulu olmadan Udf formatındaki belgenin açılmasının mümkün olmadığını buna rağmen mahkeme usulsüz tebligata vakıf olmak ile ödeme emri içeriğinin vakıf olmayı karıştırdığını tüm bu nedenlerle istinaf talebi doğrultusunda usul ve yasaya aykırı kararın ortadan kaldırılarak talebin kabulüne karar verilmesini istemiştir....
Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nın 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Somut olayda şikayetçi şirket vekilince 89/2 haciz ihbarnamesinin tebliğinden sonra icra dosyasına 07/02/2021 tarihinde UYAP üzerinden gönderilen dilekçe ile gönderilen haciz ihbarnamesine itiraz edildiği, en geç bu tarih itibarı ile usulsüz tebliğ edildiği iddia edilen 89/1 ve 89/2 haciz ihbarnamelerinin tebliğinden haberdar olunmasına rağmen usulsüz tebligat şikayetinin 7 günlük hak düşürücü süreden sonra 05/04/2021 tarihinde yapıldığı anlaşılmakla davacı şirketin usulsüz tebligat şikayetinin süreden reddine karar verilmesi gerekirken usulsüz tebligat şikayetinin esası incelenerek şikayetin esastan reddine karar verilmesi isabetsizdir....
Madde uyarınca tebliğ edildiği anlaşılmış olup; Şikayetçi borçlu şirketin ticaret sicil adresine TK'nun 35. maddesi gereğince tebligat yapılabilmesi için, bu adrese gönderilen tebligatın, adresin kapalı olması ya da muhatabın adresten taşınmış olması şerhi ile tebliğ edilemeden iade edilmesi zorunludur. Şikayete konu tebligat tarihinden önce, borçlu şirketin ticaret sicil adresine çıkarılıp tebliğ edilmeden iade edilen tebligatın; "muhatap firma tanınmıyor" şerhi ile iadesi usulsüz olup, bu tebligat esas alınarak TK'nun 35/4. maddesine göre yapılan tebligat usulüne uygun olmadığından, şikayetin kabulüne" dair karar verildiği görülmüştür....
Buna göre davacıya TK21/2'ye göre tebliğ edilen ihbarname kapıya yapıştırıldığı belli olmadığından yapılan tebligat usulsüzdür. Mahkememizce usulsüz tebligat durumu gözetilmiş, usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile borçlunun tebligata muttali olduğunu bildirdiği tarihin tebliğ tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken sehven icra emrinin iptaline" şeklinde karar verilmiştir....
Kaldı ki somut olayda, vekili bulunmasaydı dahi, borçlu asile 27.11.2014 günü yapılan satış ilanını içeren tebligat, muhatabın adreste olup olmadığı tespit edilmeden doğrudan aynı konutta yaşayan sıfatı ile iş arkadaşına yapılmış olup, anılan tebligat 7201 sayılı Kanun'un 16. maddesi ve Tebligat Yönetmeliği'nin 25. maddesine (adres, iş adresi sayıldığı takdirde aynı Kanunun 17. maddesine ve Yönetmeliğin 26. maddesine) göre de usulsüz sayılacaktır. İİK.nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya (varsa vekiline) tebliğ edilmelidir. Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi, Dairemizin süreklilik arzeden içtihatlarına göre başlı başına ihalenin feshi sebebi olup, borçlu vekiline satış ilanının tebliğ edilmemesi veya usulsüz tebliğ edilmesi de aynı hukuki sonuçları doğurur....
Bu durumda, davacının usulsüz olduğunu iddia ettiği, tebligat ve konusunu en geç 20.07.2007 tarihinde öğrenmiş olduğundan Tebligat Yasasının 32. maddesine göre tebliğ tarihinin 20.07.2007 olarak kabul edilmesi gerekirken, tebligatın iptaline karar verilerek, kararın yeniden tebliğe çıkarılmasının hukuki dayanağı bulunmamaktadır. -2- 2008/10215 - 15762 Davacı tarafından yapılması gereken iş yukarıda açıklanan usulsüz tebliğ durumunu öğrenir öğrenmez bu hususu belirtip Tebligat Yasasının 32. maddesi gereğince öğrenme günü tebliğ tarihi kabul edilerek, bu tarihten itibaren yasal süresi içinde temyiz yoluna başvurmak olmalıydı. Ancak, davacı tarafından usulsüz tebligata itiraz edilmekle birlikte, yasal süresi içinde temyiz yoluna başvurulmadığından, karar yeniden kendisine tebliğ edilerek, temyiz olanağı sağlanamaz....
İlk derece mahkemesi tarafından;''...Uyuşmazlık usulsüz tebliğ şikayetine yönelik olduğu, Posta ve Telgraf Teşkilatı A.Ş'nin 15/09/2021 tarihli cevabi yazısı ile; borçlu şirket olan Göksoylar Hafriyat...Ltd Şti adına oluşturulan e-tebligat adresinin 07/07/2021 tarihinde aktif edildiği bildirildiği, Tebligat Kanunu’nun Elektronik Tebligat başlıklı 7/a maddesinin birinci fıkrasında; “Aşağıda belirtilen gerçek ve tüzel kişilere tebligatın elektronik yolla yapılması zorunludur.”...
Tebligat Kanunu ve Tebligat Tüzüğünün hükümlerine uyulmaksızın yapılan bir tebliğ işlemi usulsüz olmakla birlikte böyle bir tebligat mutlaka geçersiz sayılmaz. Tebligat usulsüz olsa bile, muhatap usulsüz tebliği öğrenmişse tebligat geçerli sayılır ve muhatabın öğrendiğini bildirdiği tarih tebliğ tarihi kabul edilir (Tebligat K.m.32). Muhatabın öğrenme tarihi olarak bildirdiği tarihin aksi ancak yazılı bir belge ile kanıtlanabilir. Beyan edilen öğrenme tarihinin aksi tanık beyanı ile ispat edilemez....