Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacının usulsüz tebligat iddialarının gerçek dışı ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, icra takibinde borçlunun mernis adresinin tebligat adresi olarak belirtildiğini, borca, yetkiye ve imzaya itirazların süresinde yapılmadığını, gecikmiş itiraz ile usulsüz tebligat birbirinden farklı kurumlar olup, ileri sürülen taleplerin çelişkili olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile İzmir 5. İcra Müdürlüğünün 2020/2434 Esas sayılı dosyasında ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 10/09/2021 olarak düzeltilmesine, yetki itirazının kabulü ile, İzmir 5. İcra Müdürlüğünün 2020/2434 Esas sayılı dosyasında davacı borçlu yönünden İzmir İcra Müdürlüğünün yetkisizliğine, talep halinde ve karar kesinleştiğinde icra müdürlüğü dosyasının yetkili İstanbul İcra Müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmiştir....

Davalı vekili katılma yolu ile istinaf dilekçesinde özetle; davanın süre yönünden reddi gerektiğini, usulsüz tebligat iddiasının da haksız olduğunu, tebligatın usulüne uygun olduğunu, davacının icra dosyasında tebligat tarihini kabul ettiğini, usulsüz tebligat iddiasında da bulunmadığını belirterek, davanın kabulüne ilişkin kararın kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, ilamsız icra takibinde usulsüz tebliğ şikayeti, ödeme emrine itiraz ve dayanak belge şikayetine ilişkindir. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 12. maddesine göre, hükmi şahıslara tebligat selahiyetli mümessillerine, bunlar birden fazla ise yalnız birine yapılır. Aynı Kanunun 13. maddesine göre de, tebliğ yapılacak bu kişiler, herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde işyerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde, tebliğ orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır....

O halde usulsüz tebligat şikayeti yönünden verilen kararda herhangi bir isabetsizlik olmadığı görülmüş, ancak borca itiraz yönünden takibin şekline göre karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm tesisi yoluna gidilmesi gerekirken bu talep yönünden herhangi bir hüküm kurulmaması yerinde değil ise de, istinafa gelen tarafın sıfatı nazara alındığında bu durum eleştirilmekle yetinilmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulması kanısına varılmıştır....

Somut olayda; tebligat '' muhatabın iş yeri dışında iş takibinde olduğu imza vermekten imtina eden komşusunun beyanından anlaşılmış olup 2 no'lu haber kağıdı muhatabın kapısına asılarak Tebligat ilgili mahalle muhtarlığına tebliği edilmiştir " şerhi ile tebliğ edilmiştir. Tüzel kişilerde yetkilinin bulunmama sebebinin araştırılmasına gerek yoktur. Ancak denetime olanak sağlanması açısından bilgisine başvurulan ve haber verilen komşunun isminin tebliğ tarafında yer alması gerekir. Bu nedenle tebligat usulsüz olmakla istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- Davacının istinaf talebinin KABULÜ ile, İSTANBUL 45....

Başvuru bu hali ile İİK’nun 16. maddesi kapsamında şikayet niteliğinde olup, borçlunun icra dairesine yaptığı itiraz üzerine takibin durmuş olması şikayetin esasının incelenmesine engel teşkil etmez (Dairemizin 2014/24375 E., 2014/26798 K. sayılı ve 11/11/2014 tarihli kararı).Hükmi şahıslara ne şekilde tebligat yapılacağı 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 12 ve 13. maddelerinde belirlenmiştir. Tebligat adresinin borçlu şirketin Ticaret Sicilinde kayıtlı adresi olması ve tevziat saatlerinde kapalı olması veya tebligatın alınmasından imtina edilmesi halinde bu adrese 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. ya da 35/3. maddelerine göre tebligatın yapılması gerekir. Somut olayda, borçlu şirketin Ticaret Sicilinde kayıtlı adresi, ... Mahallesi ... Sokak ... adresidir. Bu adrese gönderilen örnek 7 ödeme emrinin 30.09.2014 tarihinde bila tebliğ iade edilmesi üzerine bu kez ... Mahallesi ......

    Borçlular vekili takip dosyasına sunduğu 22.03.2016 tarihli itiraz dilekçesinde, tebligatın usulsüz olduğunu, usulsüz tebligattan 15.03.2016 tarihinde haberdar olduklarını ifade ettiğine ve mahkemece, borçlulara yapılan tebliğ işleminin usulsüz olduğu kabul edildiğine göre, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca tebligat tarihinin öğrenme tarihi olan 15.03.2016 olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, şikayet tarihinin öğrenme tarihi olarak kabulü isabetsiz olup, kararın belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile... 2....

      Davacı borçlu şirkete yapılan tebligatın usulsüz olduğu ileri sürülmüş ise de; TK'nın 35. maddesine göre borçlu şirketin ticaret sicili adresine tebligat yapılabilmesi için, bu adrese daha önce bir tebligatın çıkarılması, borçlu şirketin adresten taşınması veya adresin kapalı olması nedeni ile tebligatın yapılamamış olması gerekmektedir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 35/4. maddesi uyarınca; daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından resmî kayıtlardaki adresleri esas alınır ve bu madde hükümleri uygulanır. Bu durumda, anılan maddeye göre tebligat yapılabilmesi için, tebligat yapılan adresin, tebliğ tarihi itibariyle muhatabın ticaret sicilinde kayıtlı adresi olması zorunludur....

      DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Trabzon İcra Müdürlüğü'nün 2019/30987 E sayılı dosyası ile müvekkili şirket hakkında ilamsız icra takibi başlatıldığını bu durumdan 30/10/2019 tarihinden haberdar olduklarını, yaptıkları incelemede örnek 7 ödeme emrinin şirketin kayıtlı adresinden başka bir adrese tebliğ edildiğini ve örnek 7 ödeme emrinin şirketin yetkilisine tebliğ edilmediğini gördüklerini, bu nedenle tebliğin usulsüz olduğunu belirterek usulsüz tebligat şikayetlerinin kabulü ile itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....

      Mahkemece, usulsüz tebligat şikayeti yönünden borçlunun iddiası doğrultusunda araştırma yapılarak tebligatın usulsüz olduğunun belirlenmesi halinde, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince şikayetçiden takibi öğrenme tarihi sorularak, usulsüz tebligat şikayetinin İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca (7) günlük süre içinde yapıldığının tespiti halinde tebligat tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesine, öğrenme tarihine göre itirazın süresinde yapıldığı sonucuna varılırsa borçlunun itirazlarının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

        İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacının usulsüz tebliğ işlemine yönelik şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, müvekkilinin e-devlet sistemine girdiği 25/10/2019 tarihinde hakkındaki icra takibinden haberdar olduğunu, davacının icra müdürlüğüne itiraz dilekçesi verdiği günde ödeme emrinin tebliğine ilişkin tebligat parçası icra dosyasına dönmediğinden usulsüz tebligattan haberdar olmadığını bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, şikayetin kabulüne karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca usulsüz tebligat şikayetine ilişkindir. Davacının, tebliğ işlemlerinin usulsüzlüğüne ilişkin başvurusu, İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğindedir....

        UYAP Entegrasyonu