Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Borçlu mahkemeye verdiği dilekçede gecikmeli olarak yapılan itiraz deyimini kullanmış ise de, aynı dilekçede ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edilmediğini de bildirmiştir. Bu durumda HUMK.nun 76.maddesi uyarınca hukuki tavsif hakime ait olup, başvuru bu hali ile gecikmiş itiraz değil, usulsüz tebligat şikayetidir (HGK nun 5.6.1 991 tarih ve 1991/ 2-258 Esas - 1991/344 Karar sayılı kararı). Somut olayda borçlu ...'ın takipten taşınmazlarının satılacağına dair satış ilanının ikamet etmiş olduğu köy muhtarlığına asılması neticesinde haberdar olduğunu belirttiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece ödeme emrinin tebliğ tarihi olan 25.02.2009 tarihi itibariyle uygulanması gereken HUMK.nun 76. maddesi dikkate alınarak borçlunun icra mahkemesine yaptığı gecikmiş itiraz adı altındaki talebinin, tebligatın usulsüzlüğüne ilişkin şikayet olarak vasıflandırılıp sonuçlandırılması gerekmektedir....

    Denilerek ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olması nedeniyle gecikmiş itiraz dışındaki tüm şikayet ve itirazların esası incelenerek sonucuna göre karar verilmesi için ilk derece mahkemesinin kararının HMK.nun 353- 1- a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilmiştir....

    Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İcra takip dosyasındaki tebligatın usulsüzlüğü açık iken, ilk derece mahkemesinin sadece gecikmiş itiraz hususunda değerlendirme yaptığını, geçikmiş itirazın usulsüz tebliğden kaynaklı olduğuna dikkat etmediğini gecikmiş itiraz hususunu da hatalı olarak değerlendirerek, usul ve yasala aykırı olarak davalarının reddedildiğini, tebliğ tarihi olan 24.06.2020 tarihinde müvekkilinin yurt dışında olup, 10.07.2020 tarihinde kısa bir süre için yurda giriş yaptığını, Tebligat Kanununa aykırı tebliğ sebebi ile müvekkilinin dava konusu tebliğden hiçbir şekilde haberdar olamadığını, müvekkilinin itiraz süresi bakımından hiçbir kusuru olmaksızın, öğrenme tarihinden itibaren de usulsüz tebliğ ile gecikmiş itirazda bulunulduğunu, tebligat görevlisi tarafından, müvekkilinin adresine yapılan tebligat ile ilgili, tebliğ adresi kapısına bildirim yapıştırılmadan, tebligat üzerine komşu oladuğu iddiası ile yazılan kişinin hangi dairede oturduğu, komşu olup olmadığı...

    Tüm dosya kapsamına göre; mahkemenin de gerekçesinde belirtildiği şekilde, geçikmiş itirazın tebligatın usulüne uygun olarak yapılmaması halinde geçerli olduğu, hukuki nitelendirme mahkemeye ait olup, tebligatın usulsüz olduğu durumlarda davanın tebligatın usulsüzlüğünün tespiti olarak değerlendirmesi gerektiği, şikayete konu ödeme emri tebliğ parçası incelendiğinde tebligatın TK'nun 21/1 maddesi gereğince yapılmış olduğu, ancak tebligatta haber verilen komşunun isim ve imzasının bulunmadığı, bu haliyle söz konusu tebligatın TK'nun 21/1 ve Tebligat Yönetmeliğinin 30.maddesi gereğince usulsüz olduğu, tebligatın usulsüz olması nedeniyle mahkemece davanın geçikmiş itiraz olarak değerlendirilmesinin ve İİK 65.maddesi gereğince davanın süre yönünden reddine ilişkin gerekçesinin isabetsiz olduğu, tebligatın usulsüz olması nedeniyle davacının tebligattan haberdar olduğu tarihin tebliğ tarihi olarak düzeltilmesi gerektiği, davalı tarafından davacının daha önce tebligattan haberdar olduğu iddia...

    Borçlu dilekçesinde tebligatın usulsüzlüğüne ilişkin bir iddiada bulunmadığından 7201 sayılı Tebligat Kanununun 32. maddesinin uygulanması suretiyle tebliğ tarihinin 18/02/2016 olarak belirlenmesi mümkün değildir. O halde, mahkemece, başvuru, gecikmiş itiraz olarak nitelendirilerek, bu kapsamda inceleme yapılması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme ile tebligatın usulsüz olduğu gerekçesiyle ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12/09/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacının usulsüz tebligat iddialarının gerçek dışı ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, icra takibinde borçlunun mernis adresinin tebligat adresi olarak belirtildiğini, borca, yetkiye ve imzaya itirazların süresinde yapılmadığını, gecikmiş itiraz ile usulsüz tebligat birbirinden farklı kurumlar olup, ileri sürülen taleplerin çelişkili olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile İzmir 5. İcra Müdürlüğünün 2020/2434 Esas sayılı dosyasında ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 10/09/2021 olarak düzeltilmesine, yetki itirazının kabulü ile, İzmir 5. İcra Müdürlüğünün 2020/2434 Esas sayılı dosyasında davacı borçlu yönünden İzmir İcra Müdürlüğünün yetkisizliğine, talep halinde ve karar kesinleştiğinde icra müdürlüğü dosyasının yetkili İstanbul İcra Müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmiştir....

      Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: İstinaf yolu ile Daire önüne gelen uyuşmazlık; gecikmiş itiraz istemi hakkında verilen karara ilişkindir. İlk derece yargılaması sonucunda, istemin reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf yoluna başvurarak İlk Derece Mahkemesi kararınının kaldırılması isteminde bulunmuştur. İcra ve İflas Kanunu'na göre; borçlunun kusuru olmaksızın bir engel nedeniyle süresi içinde itiraz edememiş ise paraya çevirme işlemi bitinceye kadar itiraz edebilir. Ancak borçlu engelin kalktığı günden itibaren üç gün içinde, mazeretini gösterir kanıtlarla birlikte itiraz ve nedenlerinin ve dayanaklarını bildirmeye ve yapılacak duruşmaya ilişkin harç ve masrafları ödemeye mecburdur (İİK m. 65). Gecikmiş itiraz başvurusunda bulunabilmek için her şeyden önce usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş bir tebligat evrakının bulunması gerekir....

      İİK'nun 65. maddesinde; "Borçlunun kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir. Ancak borçlu maninin kalktığı günden itibaren üç gün içinde, mazeretini gösterir delilerle birlikte itiraz ve sebeplerinin ve müstenidatını bildirmeye ve müteakip fıkra için yapılacak duruşmaya taalluk eden harç ve masrafları ödemeye mecburdur." hükmüne yer verilmiştir. Buna göre, gecikmiş itiraz başvurusunda bulunabilmek için her şeyden önce usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş bir tebligat evrakının bulunması gerekir....

        Taraflar arasındaki usulsüz tebligat şikayeti, hacizlerin kaldırılması, borca ve yetkiye itirazdan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince usulsüz tebligat şikayetinin reddine karar verilmiştir. Kararın davacı borçlu vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı borçlu vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....

          İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; cevap dilekçesindeki beyan ve savunmalarını tekrar ile davanın ve mahkemece verilen kararın yasal dayanaktan yoksun olduğunu beyanla, istinaf talebinin kabulü ile kararın kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan icra takibinde borca gecikmiş itiraz iddiası ile açılmış ise de, hukuki nitelendirme hakime ait olmakla İİK 16. Maddesine dayalı usulsüz ödeme emri tebliği şikayeti ile İİK'nın 170/a maddesine dayalı kambiyo vasfı şikayeti ile İİK 169. Maddesine dayalı borca itiraza ilişkindir. İİK'nın 65. maddesinde düzenlenen gecikmiş itiraz, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması ancak muhatabın bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması halinde söz konusu olur....

          UYAP Entegrasyonu