Somut olayda, borçlu örnek 7 takipte gecikmiş itiraz istemiyle icra mahkemesine başvurmuş ise de ... l. Aile Mahkemesi kararıyla borçlu hakkında 15.08.2019 tarihinde uzaklaştırma kararı verildiği, ödeme emrinin ise 27.08.2019 tarihinde, Tebligat Kanunun 21/1. maddesine göre tebliğ edildiği; ancak tebliğ tarihi itibariyle borçlu müşterek hane /tebliğ adresinden mahkeme kararı ile 1 ay uzaklaştırıldığından ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğu görülmektedir. Gecikmiş itirazdan söz edilebilmesi için usulüne uygun tebligat gerektiğinden hukuki tavsif hakime ait olup başvuru bu hali ile 7201 sayılı Yasa'nın 32. maddesine dayalı usulsüz tebligat şikayetidir (Hukuk Genel Kurulu'nun 05.06.2001 tarih ve 1991/12-258 esas 1991/344 karar sayılı kararı)....
Somut olayda borçlu vekilinin 25.06.2015 tarihinde icra müdürlüğüne verdiği dilekçe ile borca itiraz etmesi karşısında en geç bu tarihte tebliğ işlemine muttali olduğunun kabulü gerekeceğinden, 09.07.2015 tarihinde icra mahkemesine yaptığı şikayet İİK'nun 16/1.maddede öngörülen yasal yedi günlük süreden sonradır. Öte yandan başvurunun gecikmiş itiraz olarak kabul edilmesi halinde ise İİK'nun 65.maddesinin uygulanması gerekip, bu maddenin 2.fıkrası uyarınca borçlunun maninin ortadan kalkmasından itibaren üç gün içerisinde icra mahkemesine başvurması gerekmektedir. Gecikmiş itirazın icra mahkemesine yapılması gerekip, icra müdürlüğüne yapılan gecikmiş itiraz sonuç doğurmaz....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu aleyhine çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı, borçlunun, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti ile birlikte, takibe dayanak yapılan senetteki imzanın kendisine ait olmadığını, çekin kambiyo vasfının bulunmadığını ileri sürerek takibin iptali istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, usulsüz tebligat şikayeti incelenmeksizin icra takibinin itiraz eden borçlu açısından iptaline karar verildiği görülmektedir....
Usulüne uygun tebligat bulunmaması halinde, HMK'nun 33. maddesi gereği, hukuki tavsif hakime ait olacağından, borçlunun dilekçesinde gecikmiş itiraz isteminde bulunması ile bağlı kalınmaksızın, tebligatın usulsüzlüğü ve Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereği, tebliğ tarihinin belirlenmesi yoluna gidilmelidir (HGK 5.6.1991 tarih ve 1991/12- 258E.-1991/344 K). Tebligat Kanunu'nun 10. maddesine göre "Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. "Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik'in 16.maddesine göre "Tebligat, öncelikle tebliğ yapılacak şahsın bilinen en son adresinde yapılır. Bilinen en son adresin tespitinde, tebliğ isteyenin beyanı, muhatabın veya diğer ilgililerin bildirimleri ya da mevcut belgeler esas alınır." Tebligat Kanunu’nun 35/4. maddesi uyarınca daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından resmî kayıtlardaki adresleri esas alınır ve bu madde hükümleri uygulanır....
Davacı borçlu vekili istinaf başvurusunda özetle; müvekkilinin tevziat saatinden sonra dönmeyeceğinin tanık beyanları ile ispatlandığını, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, ödeme emri dışında senet örneğinin yanlış geldiğinin araştırılmadığını, senetteki imzanın müvekkiline ait olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Başvuru; gecikmiş itiraz ile birlikte ödeme emrinin iptali talebiyle şikayet ve borca itiraz niteliğindedir....
Tebligat Sille Ak Mahalle Muhtarı Ümmet Koca imzasına 24.03.2023 tarihinde teslim edilmiş olup 2 nolu haber kağıdı muhatabın kapısına yapıştırılmıştır. Ayrıca en yakın komşusu/kapıvı/yönetici .....,,'ya haber verilmiştir." meşruhatı ile tebliğ edilmiştir. Şikayete konu tebligata, haber verilen kişinin kim olduğu açıkça şerh düşülmediği gibi (kendisine tebligat yapılacak) muhatabın tebligat tarihinde yurt dışında olmasına rağmen çarşıda olduğunun şerh düşülmesi de yerinde olmadığından şikayete konu tebligat, Tebligat Kanunu'nun 21/1. ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik'in 30. maddelerine aykırı olup, usulsüzdür. Hukuki tavsif hakime ait olmakla ve tebligatın usulsüz olduğu görülmekle usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
usulsüz olduğunu, Usulüne uygun tebligat olmadığından gecikmiş itirazın incelenmesinin de mümkün olmadığını, yapılan tebligatın usulsüz olduğu ve davacının öğrendikten sonra süresi içinde icra dairesine itiraz yapmadığının görüldüğünü, açıklanan nedenlerle, tebligatın usulsüzlüğü incelenip borçlunun öğrenme tarihinden sonra 7 gün içinde icra dairesine itiraz etmediği tespit edilip davanın reddine karar verilmesi gerektiğini bu nedenlerle kararın kaldırılmasına, davanın reddine ve takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir....
göre ve gerekli şerhi içererek ödeme emrinin tebliğe çıkarıldığı, 31.10.2018 tarihinde muhtara teslim edildiği ve 2 nolu haber kağıdının muhatabın kapısına yapıştırıldığı ve bu şekilde usulüne uygun olarak ödeme emrinin davacıya tebliğ edildiği, yine sadece mavi renkte tebliğ zarfı olmamasına ilişkin yönetmeliğe aykırılığın tebligatın usulsüzlüğü sonucunu doğurmayacağı, İİK'nun 65. maddesinde düzenlenen gecikmiş itiraz, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması ancak muhatabın bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması halinde söz konusu olacağı, davacının gecikmiş itiraz başvurusu için engelinin olduğuna dair gereken belgeleri sunmadığı ve engelini ispat edemediği anlaşıldığından dosya kapsamı, delil durumu, gerekçe değerlendirildiğinde, mahkeme kararında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı görülmekle, istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b.1 maddesi gereğince esastan reddine...
Maddesindeki gecikmiş itiraz müessesesinin uygulama alanı bulunmadığından dosya kapsamı ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vaka ve hukuki değerlendirilmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık olmadığı ve hükümde kamu düzenine aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Borçlu mahkemeye verdiği dilekçede gecikmiş olarak yapılan itiraz deyimini kullanmış ise de, aynı dilekçede "... tarafına tebligat yolu ile harç makbuzu gönderildiğini, tebligatın da 18/03/2019 tarihinde eski oturduğu adresinde uzaktan akrabası olan ve görüşmediğini beyan ettiği Birgül Uyar'a yapıldığını" beyanla ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edilmediğini de ileri sürmüşlerdir. Bu durumda HMK.nun 33.maddesi uyarınca hukuki tavsif hakime ait olup, başvuru bu hali ile gecikmiş itiraz değil, usulsüz tebligat şikayetidir (HGK'nun 5.6.1991 tarih ve 1991/12- 258 Esas 1991/344 karar sayılı kararı). Tebligat Kanunu ve Tebligat Yönetmeliği, tebliğ belgesindeki işlemin aksinin iddia edilmesi halinde bunun tahkik şeklini ve yöntemini göstermemiştir. Hakim, her somut olayın özelliğini, cereyan şeklini, gerçekleşen maddi olguları en ufak ayrıntılarına kadar gözönünde bulundurup iddiayı tahkik etmelidir....