WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğünün 2019/36728 Esas sayılı dosyasında davalı alacaklı vekili tarafından davacı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibi yapıldığı, davacı borçlu vekilinin icra mahkemesine başvurusunda, müvekkiline yapılan ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu ileri sürerek, öğrenme tarihinin tebliğ tarihi olarak kabulüne karar verilmesi talebi ile konulan hacizlerin kaldırılmasına isteminde bulunduğu, mahkemece yapılan yargılama sonucunda usulsüz tebligat şikayetinin reddine karar verildiği, karara karşı davacı borçlu vekilinin istinaf yoluna başvurduğu, şikayete konu tebliğ parçasındaki şerhe göre, muhatabın tevziat saatlerinde adresinde bulunamadığından çalışan M.Faik Hama'nın beyanına göre muhatabın yetkili olmadığından tebligatın TK'nun 21. Maddesine göre mahalle muhtarlığına 26.09.2019 tarihinde teslim edildiği, mahkemece Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı'na yazılan müzekkere cevabında M....

"İçtihat Metni" İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen usulsüz tebligat şikayeti ve imzaya itirazda verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; usulsüz tebligat şikayeti ve imzaya itirazın kabulü ile takibin borçlu yönünden durdurulmasına karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararı temlik alan alacaklı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....

    İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 19/01/2022 NUMARASI : 2021/240 ESAS - 2022/43 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (Tebligat Usulsüzlüğü ve Hacizlerin Kaldırılması) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı ilk derece mahkeme kararı aleyhine istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, Dairemizce HMK'nun 353. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda dosyadaki belgeler okundu, incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı alacaklı tarafından müvekkil aleyhine Konya 6....

    Somut olayda, Çeşme İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/139 Esas sayılı dosyasında verilen 28/10/2020 tarihli kararla " borçlunun usulsüz tebligat şikayeti kabul edilerek ödeme emrinin tebliğ tarihinin 18/09/2020 olarak düzeltilmesine, borçlu T1 21/09/2020 tarihli itirazının süresinde olduğunun tespitine" karar verildiği, buna göre ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olması nedeniyle takip kesinleşmeyeceğinden, bu tarihten önceki hacizlerin hükümsüz kaldığının kabulü gerekir. Ödeme ve icra emrinde belirtilen ödeme süresi geçmedikçe, alacaklı tarafça haciz istenemeyeceği gibi, bu koşullar oluşmadan önce konulan hacizler de geçersizdir. Henüz haciz isteme hakkı doğmadan gerçekleştirilen hacizlerin yasal dayanağı kalmadığından, takibin kesinleşmesinden önce uygulanan hacizlerin kaldırılmasına ve takibin durdurulmasına karar verilmesi usul ve yasaya olup, davalının istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir....

    İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 16/04/2015 NUMARASI : 2015/174-2015/317 Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız takipte, borçlunun ödeme emri tebligatının usulsüzlüğünün yanı sıra dayanak sözleşmedeki imzaya, borca, ferilerine itiraz ve hacizlerin kaldırılması talebi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece tebligatın usulüne uygun olduğu, sair taleplerin takip şekline göre icra müdürlüğüne yapılması gerektiği gerekçesiyle şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina” başlıklı 21/1. maddesinde; “Kendisine...

      Borçlu vekilinin tebligat usulsüzlüğü şikayeti dışındaki diğer talepleri borca itiraz niteliğinde olup, takibin şekline göre İİK' nun 62. maddesi uyarınca icra dairesine yapılması gerekir. İcra dairesi yerine, icra mahkemesine yapılan itiraz sonuç doğurmaz. O halde mahkemece borçlunun talebinin tebligat usulsüzlüğü yönünden kısmen kabulü gerekirken borca itiraz niteliğindeki diğer talepleri de kapsar şekilde tümden kabulü isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre borçlunun temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        bu nedenle kaldırıldığını, usulsüz tebliğ sonucunda verilen ilama dayalı hacizlerin kaldırılması yönünde icra müdürlüğünden talepte bulunduklarını, ancak icra müdürlüğünce talebin reddedildiğini, oysa ortadan kalkan ilam gereğince konulan hacizlerin kaldırılması gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

        İcra Müdürlüğünün 2019/4231 esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, müvekkiline gönderilen ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, ödeme emri tebligatında imzadan imtina ettiği iddia edilen kişinin şirket yetkilisi olmadığını, müvekkilinin takipten 08/04/2019 tarihinde muttali olduğunu beyan ederek, ödeme emri tebliğ tarihinin 08.04.2019 olarak düzeltilmesine, süresinde borca itiraz ettiklerinden takibin devamına yönelik müdürlük kararının iptaline, hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; usulsüz olduğu iddia edilen tebligatın şirketin ticaret sicildeki adresine yapıldığını, tebligatın usule uygun olduğunu beyan ederek, açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

        Davacı borçlu vekili istinaf dilekçesinde; müvekkili şirkete usulüne uygun tebligat yapılmamasına rağmen, açılan takibin kesinleştiğini, müvekkilinin söz konusu takipten 16/09/2021 tarihinde haberdar olarak borca ve fer'ilerine itirazda bulunduğunu, müvekkili şirket hakkında verilmiş olan konkordato mühlet ve tedbir kararı bulunduğunu, bu kapsamda müvekkili aleyhine takip yapılamayacağını, oysa ki söz konusu takibin 09/08/2021 tarihinde hukuka aykırı şekilde başlatıldığını, hacizlerin kaldırılmasının gerektiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu belirtmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; Uyuşmazlık, ilamsız icra takibinde, ödeme emrinin usulsüz tebliği şikayetine, takibe yönelik itiraza ve konkordato davasında verilen mühlet ve tedbir kararına istinaden takibin iptali ile hacizlerin kaldırılması istemlerine ilişkindir....

        Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, genel haciz yoluyla ilamsız icra takibinde ödeme emrinin usulsüz tebliği şikayeti ile borca itiraz istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, ... 2.7201 sayılı Tebligat Kanunu md. 21/1, md.30/1, md.32, 3. Değerlendirme 1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı alacaklı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. VI....

          UYAP Entegrasyonu