Tebligat mazbatasına, dağıtıcı tarafından, muhatabın çarşıda olduğuna dair beyanda bulunan kişinin adı-soyadı ile imzadan imtina edip etmediği yazılmadığından Tebligat Kanunu'nun 21/1., 23/7 ve Tebligat Yönetmeliği'nin 30/1., 35. maddeleri gereğince, tebliğ işlemi usulsüzdür. Tebligatın mahalle muhtarına teslimi ve haber kağıdının muhatabın kapısına yapıştırılması işleminden sonra haber verilen komşu isminin belirtilmiş olması ise söz konusu usulsüzlüğü gidermemektedir. O halde, şikayetçi borçluya yapılan örnek (7) numaralı ödeme emri tebligatı usulsüz olup, mahkemece şikayetin kabulü ile Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca borçlunun usulsüz tebliğe muttali olduğu tarihe göre tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
e Tebligat Kanununun 21. maddesi ve tebliğ tarihi olan 17.1.2011 tarihinde yürülükte bulunan Tebligat Tüzüğünün 28. maddesine göre tebliğ edilmiş olup, söz konusu tebligat parçasının arkasına “adreste kimse bulunmaması üzerine komşusu muhatabın çarşıda olduğunu beyan etti.Tebliğdeki imkansızlık sebebiyle evrak muhtarlığa teslim edildi. Haber kağıdı muhatabın kapısına yapıştırıldı. Muhataba haber vermek üzere komşusu ...'e bilgi verildi” şerhi düşülmüş olup, tebliğ tutanağının altının komşusu ...'e imzalatılmaması, adı geçenin imzadan çekinmesi halinde ise bu durumun yazılarak imzalanmaması nedeniyle, davalı ...'e yapılan tebligat, Tebligat Kanunun 21. maddesi ve tebliğ tarihi olan 17.1.2011 tarihinde yürürlükte bulunan Tebligat Tüzüğünün 28. maddesine göre usulsüz bulunmaktadır. Duruşma gün ve saatini bildirir davetiyenin davalıya usulsüz tebliği nedeniyle, mahkeme kararının da Tebligat Kanunun 35....
Somut olayda borçlu adına çıkartılan ödeme emrine ilişkin tebligat, borçlunun “il dışında olduğu” tespiti 30/05/2015 tarihinde yapılmış olup, muhatabın tevziat saatlerinden sonra dönüp dönmeyeceği belirlenmediğinden Tebligat Kanunu'nun 21/1.maddesine göre usulsüz olduğundan alacaklının sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Usule aykırı tebliğin hükmü, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32.maddesinde ve Tebligat Yönetmeliği'nin 53.maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatap tebliğe muttali olmuş ise geçerli sayılıp, muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi olarak kabul edileceği belirtilmiştir. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihinin aksi ise, ancak resmi veya borçlu tarafından ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlanabilir....
Davanın konusu usulsüz tebliğ şikayetidir....
nin 2019/505 E. sayılı dosyasında verilen kararın öncelikle Anayasa'ya sonra da Tebligat Kanunu'na açıkça aykırı olduğunu, davacı borçlunun talebinin usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne dair kararının kesinleşmeden hacizli mahcuzların iadesine yönelik olduğunu, mahkemece usulsüz tebligatın kabulüne dair kararın kesinleşmesi beklenmeksizin hacizli mahcuzların iadesine karar verilmişse de işbu kararın hem usulden hem de esastan kaldırılmasına karar verilmesi talebi yanında işbu kararın mahcuz malların muhammen bedelinin dosyaya teminat olarak yatırılmasına karar verilmeksizin doğrudan kabulünün isabetsiz olduğunu, dosyada yapılan haczin usulsüz tebligatın kabulüne dair karar kesinleşmeden düşmediğini, bu nedenle mahcuzların halen dahi hacizli olduğunu, mahcuzların üzerindeki hacizlerin fekkinin ancak usulsüz tebligat şikayetinin kabulü kararının kesinleşmesi ile söz konusu olacağını, bu aşamaya kadar haczin devam ettiğini, mahkemece hacizli mahcuzların üzerindeki haczin fekkinden önce davacı...
Tahkikatta muhatabın adresten kesin olarak ayrıldığının ya da öldüğünün veya tebligatın, tebliğ evrakında belirtilen tarihten önce yapılamayacağının anlaşılması halinde Tebligat Yönetmeliğinin 30. maddesinin 2., 3., 4. ve 5. fıkraları gereğince işlem yapılacaktır.Bu itibarla; Tebligat Yönetmeliğinin 30. maddesinde öngörülen şekilde ve maddede belirtilen kişilere sorularak imzaları da alınmak suretiyle, imzadan çekinmeleri halinde, bu husus da belirtilerek, Tebligat Yönetmeliğinin 35.maddesi gereğince muhatabın adreste geçici olarak bulunmama sebebi ve tevziat saatlerinden sonra geleceği “tevsik edilmeden”, Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre yapılan tebligat işlemi geçersizdir....
Mahkeme; şikâyet eden borçlu adına çıkartılan ödeme emrinin ilk olarak borçlunun bilinen adresine tebliğe çıkarıldığı, tebligatın iade edilmesi üzerine, mernis adresine gönderildiği ve TK'nın 21/2. maddesi gereğince tebliğ edildiği, tebligat evrakında, tebligat mazbatasını çıkaran mercii tarafından Tebligat Kanunu’nun 23/1- 8. ve Yönetmeliğin 16/2. maddesi kapsamında “adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi uyarınca tebligat yapılacağına yönelik meşruhat” verildiği gözetildiğinde, yapılan tebliğ işleminin Tebligat Kanunu’nun 23/1- 8. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 16/2. maddelerine göre usulüne uygun olduğu, resmi belge niteliğindeki tebligat evrakının içeriğinin aksinin şikayet eden tarafça kanıtlanamadığı gerekçesiyle usulsüz tebliğ şikayetinin reddine, yetkiye ve borca itirazların ise ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren 5 günlük sürede ileri sürülmemesi nedeniyle süreden reddine karar vermiştir...
No:3 Kadıköy/ İstanbul olduğu, öncelikle, aradaki hukuki ilişki gereği davacının bilinen son adresine tebligat yapılması gerekirken, doğrudan, Ticaret sicilinde kayıtlı mersis adresine tebligat çıkartıldığı, şirketin adreste tanınmadığı şerhiyle bila tebliğ iade edildiği, aynı adrese çıkarılan ödeme emrinin, Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre, (6) numaralı örneğe göre düzenlenen tebliğ evrakının bir nüshası adresin kapısına asılarak tebliğ edildiği, davacının bilinen son adresine tebligat yapılmaksızın, sicil adresine yapılan tebligatın usulsüz olduğu, mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, HMK.355 mad....
No:39/34 adresine yapıldığını, Tebligat Kanunu Md.21/2 kapsamında tebligat yapılabilmesi için Tebligat Kanunu Md. 10 kapsamında bir tebligatın çıkmış olması ve iade olması gerektiğini, icra dosyasında doğrudan Tebligat Kanunu Md. 21/2 kapsamında tebligat yapıldığının gözüktüğünü, bu durumun açıkça Tebligat Kanununa ve içtihatlara açıkça aykırı olduğunu, tebligat adresinin müvekkilinin mernis adresi olmadığını, tebligat zarfının açık mavi renkte olmadığını, kıymet takdir raporunun tebliğine ilişkin tebligatın da muhatapla aynı konutta beraber ve sürekli oturduğu iddiasıyla Gökhan Öcek’e yapıldığını, bu tebligatın da açıkça usulsüz olduğunu, müvekkilinin Göztepe Mah. Tepegöz Sk. Cemalbey Apt. No:37/7 Kadıköy/İST. Adresinde ikamet ettiğini buna rağmen oğlunun adresine çıkartılan kıymet takdiri raporunun da açıkça usulsüz olduğunu belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına ve şikayetin kabulüne karar verilmesini istemiştir....
şerhiyle 03.01.2022 tarihinde tebliğ edildiği, anılan tebligatın şirketin yetkili temsilcileri olmaması durumunda çalışanına teslimi gerekirken, mahalle muhtarına verilerek Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre yapılmaya çalışıldığı, şirket çalışanına ise haber bırakıldığı, tebligatın bu haliyle TK'nın 21/1. maddesine aykırı olarak yapıldığı ve dolayısıyla usulsüz olduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar tebligat parçasında Tebligat Kanununun 20. maddesine göre tebliğ yapıldığı yazılmış ise de, Tebligat Kanununun 20. maddesine göre yapılmış bir tebligat bulunmadığından ihbarnamenin kapıya yapıştırılmasından itibaren 15 gün sonra tebligatın yapılmış sayılmasından söz edilemez....