Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İlk derece mahkemesi gerekçeli kararında özetle; "...Şikayetçi borçlu şirketin ticaret sicil adresine TK'nun 35. maddesi gereğince tebligat yapılabilmesi için, bu adrese gönderilen tebligatın, adresin kapalı olması ya da muhatabın adresten taşınmış olması şerhi ile tebliğ edilemeden iade edilmesi zorunludur. Şikayete konu tebligat tarihinden önce, borçlu şirketin ticaret sicil adresine çıkarılıp tebliğ edilmeden iade edilen tebligatın; " sürekli olarak ayrıldığı" şerhi ile iadesinin taşınıp taşınmadığı şerh edilmediğinden usulsüz olup, bu tebligat esas alınarak TK'nun 35/4. maddesine göre yapılan tebligat usulüne uygun değildir. Bu nedenle davacının usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Usulsüzlük posta memurunun hatasından kaynaklanma giderler davacı üzerinde bırakılmıştır..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, "Davacının usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü ile İstanbul 3....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamı itibari ile; davalı tarafından davacı aleyhine takip yapıldığı, davacının usulsüz tebligat şikayetiyle ilk derece mahkemesine başvurduğu, ilk derece mahkemesince şikayetin kabulüne karar verildiği, kararın davalı vekili tarafından istinaf edildiği anlaşılmıştır. Tebligat Kanunu'nun 21/1. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 30/1. maddeleri uyarınca; yapılacak tebliğ işleminde muhatap adreste bulunmaz ise, adreste bulunmama nedeninin yönetmelikte belirtilen kişilerden beyanının alınması, beyanda bulunan kişinin mutlaka adı ve soyadının ve sıfatının tebligat parçasına yazılması gerekir. Aksi halde yapılan tebliğ işlemi geçersiz olur. (HGK'nun 05/06/1991 tarih ve 91/12- 258 E. - 91/344 K. sayılı kararı)....

İmzadan imtina etti." açıklaması ile 23/07/2020 tarihinde tebligat işleminin yapıldığı görülmüştür. Tebligatta, muhatabın nerede olduğunun belirtilmediği, muhatabın tevziat saatinden sonra dönüp dönmeyeceği hususunun tespit ve tevsik edilmediği, bilgi alınan komşunun isminin alınmadığı, haber bırakılan komşunun isim ve imzasının bulunmadığı, bu haliyle tebliğ işlemi, Tebligat Kanunu'nun 21/1. ve 23/7. maddeleri ile Tebligat Yönetmeliğinin 30 ve 35. maddeleri hükümlerine uygun olarak yapılmadığından usulsüzdür. Usulsüz tebliğde Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince tebliğ tarihi öğrenme tarihidir. Davacı ödeme emrini hesabına bloke konulması üzerine öğrendiğini iddia etmiştir. Bu tarihten önce öğrendiğine ilişkin delil bulunmamaktadır. Davacının ödeme emrinin tebliğ tarihi öğrenme tarihi olan 14/08/2020 olarak kabul edilmiştir. Mahkemenin usulsüz tebligatı öğrenme tarihi olarak bu tarihi kabul etmesinde hukuka aykırı yön bulunmamaktadır....

İlk derece mahkemesi kararında özetle; davacı borçlu aleyhinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, davacı borçluya çıkartılan ödeme emri tebligatının 19/10/2022 tarihinde "muhatabın işte olması sebebiyle çalışanı Mehmet BALIK'a" tebliğ edildiği, davacı borçlunun adresin iş adresi olmaması sebebiyle usulsüz olduğunu iddia ettiği, SGK'ya ve Kolluğa yazılan müzekkereye verilen cevaptan adresin iş yeri adresi olmadığı ve bu haliyle yapılan tebligatın usulsüz olduğu anlaşılmakla şikayetin kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. Gaziantep BAM 12. Hukuk Daresinin 2021/508 Esas 2021/2143 Karar sayılı ilamında da yer aldığı üzere usulsüz tebligat davasının mahiyeti gereğince davacı lehine takdiren vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verildiği, işbu karara karşı davalı tarafça istinaf yoluna başvurulduğu görülmüştür....

Somut olaya gelince, 1-Davalılar ..., ..., ... ve ...’a yapılan gerekçeli karar tebligatlarının yukarıda açıklanan ilke ve kurallara aykırı olarak TK'nun 10/2. maddesi gözardı edilmek suretiyle ve yasal şartları oluşmadan doğrudan doğruya TK'nun 21/2. maddesine göre yapıldığı ve usulsüz olduğu, 2-Davalı ...’a yapılan gerekçeli karar tebliğinin TK m. 21/1 uyarınca yapıldığı ancak muhatabın çarşıda olduğu bilgisi alınan komşunun isim vermediği usulsüz olduğu, davalı ...’a yapılan gerekçeli karar tebliğinin TK m. 21/1 uyarınca yapıldığı ancak muhatabın işte olduğu bilgisi alınan komşunun isim vermediği usulsüz olduğu anlaşıldığından, Adı geçen davalılara 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde gerekçeli kararların tebliği ile kanun yoluna başvuru süresi beklenildikten sonra, temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın MAHALLİNE İADESİNE, 13.01.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

    Mahallesi ...'' adresine gönderilen icra emrinin tebliğ edilemeden iade edilmesi üzerine aynı adresin Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından bildirilen sicil adresi olduğu anlaşılmakla bu kez Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre tebligat yapıldığı, devamında kıymet takdir raporu ve satış ilanının da aynı adrese Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre tebliğ edildiği, ancak; satış ilanı tebligat mazbatasında tebligat evrakının kapıya yapıştırıldığının tevsik edilmediği görülmektedir. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu 35/2. maddesi ile Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 57/2. maddesine göre tebligat evrakının kapıya asılması zorunlu olup tebliğ tarihi evrakın kapıya asıldığı tarihtir.Somut olayda satış ilanı tebligat evrakının tebliğinde anılan usule riayet edilmediğinden borçlu şirket adına gönderilen satış ilanı tebliğ işlemi usulsüzdür.İcra ve İflas Kanunu'nun 134/2.maddesi uyarınca satış ilanının usulsüz tebliği halinde ihalenin feshini isteme süresi bir (1) yıldır....

      TK'nun 35. maddesine göre borçlu şirketin ticaret sicili adresine tebligat yapılabilmesi için, bu adrese daha önce bir tebligatın çıkarılması, borçlu şirketin adresten taşınması veya adresin kapalı olması nedeni ile tebligatın yapılamamış olması gerekir. Somut olayda ise, bila tebliğ edilen tebligat adresi, ticaret sicil adresinden farklı olduğundan TK'nun 35/4. maddesine göre çıkarılan tebligat usulsüzdür. 7201 sayılı Kanun'un 32. maddesi gereğince; tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihinin aksi ise, ancak resmi veya borçlu tarafından ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlanabilir. O halde mahkemece; borçluya yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olması nedeniyle şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken, istemin reddine yönelik hüküm tesisi isabetsizdir....

        Tebliğ memurunun ilgilinin neden adreste bulunmadığını tahkik ve tevsik etmesi, bu durumu tebligat zarfında da belirtmesi gerekmektedir. Muhtara tebligat yapıldıktan sonra haber bırakılan komşunun isminin mazbataya yazılmadığı, yapılan tebliğ işleminin bu haliyle denetime elverişli olmadığı ve 7201 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile Tebligat Yönetmeliğinin 30. ve 35. maddeleri hükümlerine uygun olarak yapılmadığı ve usulsüz olduğunu . (HGK'nun 12.03.2014 tarih ve 2013/12- 644 E, 284 K. sayılı kararı) 7201 sayılı Tebligat Kanununun tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina başlıklı 21....

        GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili 11/08/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket adına başlatılan ilamsız icra takibinde ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu, ödeme emri tebliğ yapıldığı müvekkili şirketin daimi çalışanı olan Ayşe Kurt isimli şahsın müvekkili şirkette evrak almaya yetkili şahıs olmadığından bu şahsa yapılan tebligatın usulsüz olduğundan iptalinin gerektiğini, yapılan tebliğ işleminin Tebligat Tüzüğünün 18. Maddesine aykırı olduğunu, tebliğ yapılan çalışanın evrak almaya yetkili olup olmadığının araştırılmaksızın ve tebliğ mazbatasında bu yönde herhangi bir ibareye yer verilmeksizin yapılan tebligatın usulsüz olduğundan iptalinin gerektiğini, müvekkili şirkete 07/07/2020 tarihinde yapılan tebligatın usulsüz olduğunun tespiti ile iptaline ve bu iş bu tebligattan haberdar olunduğu 07/08/2020 tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        Davalı ihale alıcısı vekili istinaf dilekçesinde özetle; icra dosyasındaki ve satış işlemlerine ilişkin tebligatların şirketin kendisine değil yalnızca vekiline yapılmasının gerekli ve yeterli olduğunu ,borçlu vekiline 15/10/2021 tarihinde satış ilanına havi tebligat yapılmış olduğunu, borçlu şirketin kendisine tebligat yapılmasına kanun uyarınca gerek bulunmadığını, Tebligat Kanunu madde 7/a'da elektronik tebligat yapılması zorunlu kişilerin sayılmış olduğu, davacı vekili hem kanuna aykırı davranarak elektronik tebligat adresi edinmediği hem de kendisine normal yolla çıkan ve daimi çalışanına tebliğ edilen tebligatı geç öğrendiğini usulsüz olduğunu iddia ettiğini, davacı vekiline 15/10/2022 tarihinde E-tebligat adresi olmadığından posta yolu ile tebligat yapılmış olduğu ve daimi çalışanına tebliğ edilmiş olduğu ,dosyada halihazırda vekil kaydı bulunan vekilin 19/10/2021 tarihinde Uyap Avukat Portal uygulaması üzerinden satış kararını ve satış ilanını incelemiş olduğunun kayıtlar nezdinde...

        UYAP Entegrasyonu