Satışa hazırlık işlemlerinden kaynaklanan nedenlerle ihalenin feshi isteminde bulunulabilmesi için, usulsüz olduğu ileri sürülen hususun ihaleden önce şikayetçi tarafından öğrenilmemiş olması, öğrenilmiş ise İİK'nın 16/1. maddesinde öngörülen yasal yedi günlük sürede icra mahkemesi nezdinde şikayet konusu yapılmış olması gerekir. Şikayetçi, fesih nedeni olarak ileri sürdüğü ihaleye hazırlık dönemine ilişkin bir durumu yasal sürede icra mahkemesine şikayet yoluyla ileri sürmez ise daha sonra aynı nedene dayalı olarak ihalenin feshini isteyemez. Satışa hazırlık işlemlerine yönelik şikayet üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber, süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde icra mahkemesi kararının, ihalenin feshi aşamasında incelenmesi mümkündür. Ancak, yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, aynı şikayet nedenleri ile ihalenin feshini talep edemezler....
İcra Müdürlüğünün 2018/9934 E. sayılı icra takip dosyasından borçlu şikayetçiye meskeniyet şikayetine konu taşınmazın haczine ilişkin 103 davetiyesinin tebliğe çıkartıldığı ve 07/11/2018 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, yine taşınmazın kıymet takdirine ilişkin bilirkişi raporunun da tebliğe çıkartılarak 27/02/2019 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, kamu düzeninden sayılmayan ve yasal yedi günlük süresi içerisinde şikayet yoluyla icra mahkemesi nezdinde ileri sürülmesi gereken meskeniyet iddiasının dava tarihi olan 19/04/2019 tarihi itibariyle yasal süresinde olmadığı belirtilerek, şikayetin reddine karar verilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince, "Tebligat, herhangi bir hukuki işlem veya olaydan haberdar olmak için muhataba yapılan bir tebliğ (bildirim) işlemi olup, doğrudan doğruya tebligatın muhatabı tebliğ yapılan şahıs olduğundan tebligatın yapılmadığı veya usulsüzlüğü bizzat muhatap tarafından ileri sürülmediği sürece diğer ilgilerin bu tebligata ilişkin itiraz ve şikayet hakları yoktur....
şikayet yoluna şikayet süresi geçtikten sonra 24/02/2021 tarihinde geldiği ve şikayetin süresinde olmadığı değerlendirilerek şikayetin reddine dair aşağıdaki gibi hüküm tesis edilmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, Şikayetin reddine karar verilmiştir....
Haciz ihbarnamesinden sonra usulsüz tebligat iddiası ile 1. ve 2. Haciz ihbarnamelerine de itiraz ettiğinden ve yukarıda da değinildiği üzere 1. ve 2. haciz ihbarnamelerinin tebliğ işlemine karşı yaptığı şikayet yerinde olmakla şikayetin ve dolayısıyla itirazında süresinde kabul edilmesi gerekmektedir. Bu kabulü göre de şikayet kabul edilmiş, Şikayetin KABULÜ ile, İstanbul 33.İcra Müdürlüğünün 2018/42168 esas sayılı dosyasında Filiz Kınık Hotan'ın itirazının süresinde olduğunun kabulüne, icra müdürlüğünce 3.kişinin dosya borçlusu olarak kaydetmesi işleminin kaldırılmasına, uygulanan hacizlerin kaldırılması gerektiğinin tespitine, '' karar verilmiştir....
Devletinin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerde yer alan medeni muhakeme hukuku kurallarına uygun olmadığını, müvekkilinin adresine yapılan ve fakat iade edilen 1. tebligatın usulsüz olması sebebi ile müvekkiline Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre yapılan 2. tebligatın kendiliğinden usulsüz hale geldiğini, ilk tebligatın usulsüz yapılması sonrasında yapılacak her tebligatın da usulsüz olduğunu, ilk tebligatın müvekkilinin eşine teslim edilmesi gerekirken iade edilmesi ile yapılan tebligatın usulsüz hale geldiğini ve sonrasında yapılan tebligatların da usulsüz olduğunu, icra müdürlüğünün 12/01/2021 tarihli red kararına karşı süresi içerisinde şikayetin gerçekleştirildiğini, icra takibinin başlatıldığının sonradan tebliğ edilen 103 davetiyesi ile öğrenildiğini, takip konusu borcun tamamına (asıl alacak, faiz, vekalet ücreti ve tüm fer'ileri yönünden) yasal süresi içerisinde 11/01/2021 tarihinde itiraz edildiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar...
No:35/5 Kadirli/Osmaniye adresine gönderildiği, tebligatın 16/12/2019 tarihinde Teb.K. 21/1 maddesi uyarınca mahalle muhtarına tebliğ edildiği, davacı tarafından 09/01/2020 tarihinde usulsüz tebliğ işleminin iptali amacıyla dava açıldığı anlaşılmıştır. Borçlunun kendisine gönderilen tebligatın usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması “şikayet” niteliğinde olup İİK’nun 16/1 maddesi uyarınca şikayetin öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması zorunludur. (Benzer yönde Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2020/2151 Esas 2020/9785 Karar sayılı ilamı) Buna göre şikayetin öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük hak düşürücü süre içerisinde yapılması gerektiği gibi bu husus kamu düzenine ilişkin olduğundan resen gözetilmelidir....
Davacı 89 borçlusu tarafından AKS sitemine kayıtlı adresin sahte beyan ve evrakla oluşturulduğu iddiası ile şikayet yoluna başvurulmuş ise de dar yetkili İcra Hukuk Mahkemesi'nin davacının iddiasını araştırması, değerlendirmesi ve bu hususta hüküm kurmasının hukuken mümkün olmadığı, 103 haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinin düzeltilmesi talep olunmuş ise de, davacıya 103 davetiyesinin iade döndüğünden tebliğ tebliğ işleminin söz konusu olmadığı, kıymet takdir raporunun ise yurt dışı adresine tebliğe çıkarıldığı henüz tebliğe ilişkin mazbatanın henüz dönmediği, davacı 89 borçlusuna 1., 2. ve 3. haciz ihbarnamelerinin de usulüne uygun olarak tebliğ olunduğu anlaşılmakla, Şikayetin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." şeklinde karar verilmiştir. Davacı dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla Serik 1....
Dosya istinaf sebepleri ile birlikte HMK'nın 355 maddesi çerçevesinde incelenmiş ve kararın, mahkemece dosyada bulunan delillerin takdirinde hata yapılmadan iddia ve savunma ile birlikte hukuka uygun şekilde değerlendirilmek suretiyle dairemizce de benimsenen yasal ve hukuksal gerekçelere ve maddi delillere dayandırılarak verilmiş olduğu, şöyle ki; mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, iş bu dava usulsüz tebligat nedeniyle ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesine ilişkin şikayet olarak değerlendirilmesi gerektiği, bu kapsamda yapılan incelemede; şikayetin İİK'nun 16. maddesi gereğince 7 günlük süreye tabi olduğu, takip dosyası içeriğinden davacının 20/08/2021 tarihinde haczin kaldırılmasını talep etmesi nedeniyle bu tarih itibariyle haberdar olduğu, yine vekilinin 09/09/2021 tarihinde dosyaya vekalet sunduğunun anlaşılması karşısında davanın öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük şikayet süresinden sonra 04/10/2021 tarihinde açıldığı görülmekle şikayetin süreden reddine karar verilmesinde...
Borçlunun 02.03.2016 tarihli şikayet dilekçesinin incelenmesinde; istemin bu hali ile İİK'nun 78/4. maddesine dayalı şikayet niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. İİK'nun 78. maddesinin 2. fıkrası gereğince, alacaklının haciz isteme hakkı, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren bir yıl geçmekle düşer. Aynı maddenin 4. fıkrası gereğince de bu durumda takip dosyası işlemden kaldırılır. Somut olayda, borçluya ödeme emrinin yukarıda anlatıldığı üzere 18.07.2012 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, alacaklı tarafından yasal sürede 27.11.2012 tarihinde haciz talep edildiği ve borçlu adına kayıtlı taşınmazın tapu kaydına haciz şerhinin işlendiği görülmektedir. Bu durumda alacaklı tarafından süresinde haciz talep edilmiş olmakla, borçlunun İİK'nun 78/4. maddesine dayalı dosyanın işlemden kaldırılması gerektiğine yönelik talebi yerinde değildir....