Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DAVA 3. kişi icra mahkemesine başvurusunda: aleyhine gönderilen 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnameleri nedeniyle alacaklı tarafından 3. kişinin taşınmazları üzerine kayden haciz konulduğunun 24.02.2021 tarihinde icra dosyasının incelenmesiyle haberdar olunduğu, usulsüz tebliğ nedeniyle bu tarihten önce takipten haberdar olunmadığı ve itiraz edilemediği, kaldı ki borçlu şirketin ortağı olan 3. kişiye şirket borcu nedeniyle haciz ihbarnamesi gönderilmesinin de usulsüz olduğu şikayetleri ile davanın kabulüne ve alacaklıya yapılan tebligatların usulsüz olduğunun tespiti ile haciz ihbarnamelerinin tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 24.02.2021 olarak düzeltilmesine, itirazın süresinde olduğunun kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. II....

    Mahkemece, toplanan delillere göre; icra takibi nedeniyle henüz borçluya tebligat yapılmadan borcun ödendiği, alacaklının ödemeyi itirazi kayıtsız kabul ettiği, gönderilen ilk tebliğ evrakının borçluya ulaşmasına rağmen borçlunun tebellüğden imtina ettiği iddiasının ispatlanamadığı, ödeme emrinin tebliğinden önce yapılan ödeme ile borcun sona erdiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 10.09.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur." (Borçlunun, kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek, tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve bu tarihe göre icra dosyasına yaptığı itirazın süresinde olması nedeniyle takibin durdurulması istemiyle icra mahkemesine başvurması “şikayet” niteliğindedir. İİK’nun .../.... maddesi gereğince, şikayetin, öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede yapılması zorunludur HGK. 05.06.1991 tarih ve 1991/...-258 E., 1991/344 K.). Buna göre somut olayda her ne kadar borçluya yapılan tebligat usulsüz ise de, borçlu vekili, öğrenme tarihi olarak 04.....2015 tarihini bildirmiş olup, ........2015 tarihinde icra mahkemesine yapılan şikayet yasal yedi günlük süreden sonradır. O halde mahkemece usulsüz tebligat şikayetinin süre aşımından reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

        Borçlunun yetkiye, imzaya ve borca itirazları ile birlikte usulsüz tebliğ şikayeti mevcut ise, usulsüz tebliğ şikayeti Mahkemece ön mesele olarak incelenmeli, tebliğin usulüne uygun olup olmadığı, şikayetin İİK'nın 16 ve TK'nın 32. maddeleri kapsamına göre süresinde yapılıp yapılmadığı tespit edildikten ve bu hususa gerekçede yer verildikten sonra borçlunun yetki, imza ve borca itirazlarının öğrenme tarihine göre yasal 5 günlük süre içerisinde ileri sürülüp sürülmediği belirlenerek hüküm kurulmalıdır. Mahkemece, davacıların ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiasına dava dilekçesi özetinde, gerekçede ve hükümde yer verilmediği, usulsüz tebliğ şikayeti herhangi bir inceleme ve değerlendirmeye tabi tutulmaksızın doğrudan davacıların tüm itirazlarının süre yönünden reddi yönünde eksik inceleme ile isabetsiz şekilde yazılı şekilde hüküm tesis edildiği anlaşılmıştır....

        İş kazası nedeniyle maruz kalınan iş göremezlik oranı %40,20 olarak belirlenmesini takiben bağlanan gelirler nedeniyle 2011/5.ay-2013/6.ay arası hakedilen gelirler 17.07.2013 tarihinde davacıya ödenmek üzere ilgili banka şubesine gönderilmiştir. Toplu ödeme sırasında davacı tarafından faiz hakkının saklı tutulduğuna ilişkin kayıt veya belge araştırması yapmayan Mahkemenin, hükmüne esas tuttuğu hesap bilirkişisi raporuyla, yukarıda belirtilen 11.05.2012 günlü dilekçe itirazi kayıt niteliğinde kabul edilerek sonuca gidilmiş ise de; anılan dilekçe içeriği dikkate alındığında faiz hakkının saklı tutulduğundan bahsetmek mümkün değildir....

          Şti olan 500.000 TL asıl alacaktan dolayı Hatay İcra Dairesi'nin 2019/8834 Esas sayılı dosyadan takip yapıldığını gördüğünü, 1. haciz ihbarnamesi usulsüz tebliğ edildiğinden 2. haciz ihbarnamesinin gönderilmeyeceğini, 2. haciz ihbarnamesi usulsüz tebliğ edildiğinden, 3. haciz ihbarnamesinin gönderilemeyeceğini, belirtilerek 2. ve 3. haciz ihbarnamelerinin gönderilmesine ilişkin icra müdürlüğü kararı ile 2. ve 3. haciz ihbarnamelerinin iptaline , 1., 2. ve 3. haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğ edildiğinin tespitine , icra müdürlüğünce şikayetçi hakkında yapılan işlemlerin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

          Görüldüğü üzere, usulsüz yapılan tebliğ, mutlaka batıl olmayıp, muhatap tarafından öğrenildiği tarihte geçerli olacaktır (HGK'nun 05.06.1991 tarih, 1991/12-258 E.-1991/344 K. sayılı kararı). Bu madde hükmünün uygulanabilmesi için ise usulsüz de olsa bir tebligatın varlığı ön koşuldur. Somut olayda, borçlulara tebliğ edilen ödeme emri tebliğ mazbatalarının incelenmesinde; muhatapların tevziat saatlerinde bulunmamaları nedeniyle tebliğ mazbatalarının muhtara bırakıldıklarının bildirildiği, fakat Tebligat Kanunu 21. madde gereği gerekli araştırmaların yapılmadığı anlaşıldığından, anılan tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğu görülmektedir. Öte yandan, tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur....

            Şikayet dilekçesinin incelenmesinde, şikayetçinin usulsüz tebliğ nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve icra dosyasına yapılan itirazın süresinde olduğundan bahisle takibin durdurulmamasına ilişkin işlemin kaldırılmasına, takibin durdurulmasına ilişkin talepte bulunduğu, ilk derece mahkemesince talep aşılmak suretiyle hacizlerin kaldırılmasına karar verildiği görülmektedir. Oysa taleple bağlılık ilkesi uyarınca, hacizlerin kaldırılması talebi bulunmadığı nazara alınarak talepten fazlasına karar verilemez....

            İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararı ile; borçlunun tevziat saatlerinden sonra adrese dönüp dönmeyeceği belirlenmediği gibi, bilgisi alınan ve haber bırakılan komşunun adı ve soyadının mazbatada tespit edilmemesi nedeniyle ödeme emri tebliğ işleminin Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesi gereğince usulsüz olduğu, alacaklı tarafından cevap dilekçesinde belirtilen sıra cetvelinin, borçluya tebliğ edilmemesi nedeniyle öğrenme olarak kabul edilemeyeceği gerekçeleri ile şikayetin kabulüne ve borçluya gönderilen ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunun tespiti ile ödeme emri tebliğ tarihinin 18.11.2021 olarak belirlenmesine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayet edilen alacaklı istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....

              Öte yandan tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük süre içerisinde icra mahkemesine bildirilmesi gerekir. Somut olayda, usulsüz de olsa borçlu ...’a 19/03/2014 tarihinde ödeme emrinin tebliğ edildiği, daha sonra 103 Davetiyesinin 24/10/2014 tarihinde tebliğ edildiği bu tebliğ işleminin usulsüzlüğünün ise ileri sürülmediği buna göre borçlu ...’ın en geç 103 davetiyesinin tebliğ edildiği 24/10/2014 tarihinde takipten ve dolayısıyla usulsüz tebligattan haberdar olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda, borçlu ...’ın 23/01/2015 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuru, İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal yedi günlük süreden sonra olup, usulsüz tebliğ şikayetinin süreden reddi gerekmektedir....

                UYAP Entegrasyonu