WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereğince; tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Öte yandan, borçlunun kendisine gönderilen tebligatın usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması “şikayet” olup, İİK’nun 16/1. maddesi gereğince, şikayetin, öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması gereklidir (HGK'nun 05/06/1991 tarih ve 91/12-258 E., 91/344 K. sayılı kararı). Takip dosyasının incelenmesinde; şikayetçinin şikayet dilekçesinde usulsüz olduğunu belirttiği ödeme emri tebliğ işleminden sonra kendisine 19.02.2016 tarihinde taşınmaz haczine ilişkin 103 davet kağıdı tebliğ edildiği görülmektedir. Her ne kadar söz konusu tebliğ işlemi de Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi uyarınca usulsüz yapılmış ise de, 103 davetiyesine yönelik tebliğ işleminin usulsüz olduğuna dair bir iddia ve şikayet olmadığı anlaşıldığından, şikayetçinin en geç 19.02.2016 tarihinde takipten ve tebliğlerden haberdar olduğunun kabulü gerekir....

    İlk sözleşmede, 15.01.2007-15.01.2008 tarihleri arası, ücretin 2.830,00 TL, ikinci sözleşmede, 18.01.2008-03 07.2008 tarihleri arası, ücretin 2.682,00 TL olarak kararlaştırıldığı ve davacının itirazi kayıtsız olarak sözleşmeleri imzaladığı görülmüştür. 02.01.2009- 30.06.2009 tarihleri arası için ücretin 2 .643,88 TL olduğuna dair sözleşmeyi ise davacı itirazi kayıtla imzalamıştır. Hukukumuzda sözleşme serbestliği ilkesi gereği taraflar ücreti serbestçe kararlaştırabilirler. Bu durum karşısında ve yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulduğunda, ücret taraflar arasında yapılan sözleşme ile kararlaştırıldığından, ücretin işverence tek taraflı indirildiği söylenemez. Mahkemece, davacının fark ücret isteğinin, önceki sözleşmede itirazi kayıt olmaması nedeniyle 02.01.2009 tarihinden sonraki dönem için aylık 2.682,00 TL olduğu esas alınarak değerlendirilmesi için kararın bozulması gerekmiştir....

      Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Görüldüğü üzere, usulsüz yapılan tebliğ, mutlaka batıl olmayıp, muhatap tarafından öğrenildiği tarihte geçerli olacaktır (HGK'nun 05.06.1991 tarih, 1991/12-258 E.-1991/344 K. sayılı kararı). Bu madde hükmünün uygulanabilmesi için ise usulsüz de olsa bir tebligatın varlığı ön koşuldur. Somut olayda, borçluya tebliğ edilen ödeme emri tebliğ mazbatasının incelenmesinde; muhatabın tevziat saatlerinde bulunmaması nedeniyle tebligatın muhtara bırakıldığının bildirildiği, ancak Tebligat Kanunu 21. maddesi gereği gerekli araştırmaların yapılmadığı anlaşıldığından, tebliğ işleminin usulsüz olduğu görülmektedir. Öte yandan, tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur....

        Ödeme emri borçlulardan Esgin Spor Ltd adına 06/12/2019 tarihinde, diğer borçlu T2 adına 11/12/2019 tarihinde tebliğ edilmiştir. İİK 168/5 fıkrasına göre yetki itirazı ödeme emrinin tebliğden itibaren 5 gün içinde icra mahkemesine yapılması gerekmektedir. Davacı borçlu şirket adına Ticaret Sicil adresine TK'nın 35. maddesine göre ödeme emri tebliğ yapılmış olup, davacı tarafından tebligatın usulsüz olduğuna dair her hangi bir şikayet bulunmamaktadır. Diğer davacı T2 yönünden ise dava ödeme emri tebliğinden itibaren yasal beş günlük süre içerisinde açılmıştır....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: İcra dosyasının incelenmesinde ;davalı-alacaklının davacı borçlu aleyhine 21.911,33- TL alacağa ilişkin olarak ilamsız takip yaptığı, borçlu adına çıkartılan ilk ödeme emrinin adreste tanınmadığından bahisle iade edildiği, bunun üzerine TK 21/2 maddesine göre çıkartılan tebligatında 24.05.2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından icra dosyasına 03.09.2021 tarihinde itiraz dilekçesi sunulduğu anlaşılmıştır. Dava ; usulsüz tebliğ nedeniyle şikayete ilişkin olup, usulsüz tebliğ şikayetinin öğrenme tarihinden itibaren 7 gün içinde yapılması zorunludur....

        Dosya kapsamına göre, limited şirketine ait prim borçları nedeniyle davacıya gönderilen ödeme emrinin 11.02.2011 tarihinde babası .......... tebliğ edilirken '' kendisine verilmek üzere aynı adreste bulunan babasına'' şerhinin düşüldüğü, 7201 Sayılı Kanun'un 16. maddesinde; ''Kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır.'' hükmü öngörülmüş olup, tebliğ memuru, aynı adreste bulunan babasına tebliğ yaptığı, aynı adreste oturup oturmadıklarını tespit etmediği, şekli olarak tebligatın yöntemine uygun olmadığı ve davacının ıttıla tarihinden itibaren hak düşürücü sürenin işlemeye başlayacak olup, davanın süresinde ./.....

          ŞİKAYET Borçlu şikayet dilekçesinde; kıymet taktir raporu tebligatının yapıldığı kişinin aynı konutta birlikte oturup oturmadığı belirtilmeden, borçlunun konutta oturup oturmadığı tespit edilmeden yapılmasının hukuka aykırı olduğunu, usulsüz tebliğ nedeniyle kesinleşmeyen kıymet takdir raporuna istinaden alınan satış kararının iptali gerektiğini ileri sürerek usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne, ıttıla tarihinin 24.01.2021 tarihi olarak belirlenmesine, satış kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir. II....

            Ayrıca isim ve imzadan imtina eden komşuya haber verildi." matbu kaşenin şerh edildiği, Tebligat Kanunu'nun 21/1.maddesine göre tebliğ yapıldığı, tebliğ şerhinde muhatabın nerede olduğuna ilişkin bilgi alınan ve haber bırakılan komşusunun kim olduğunun yazılmadığı kimliğinin tespit edilemediği bu haliyle tebliğ işleminin TK'nın 21/1 ve Tebligat Yönetmeliği'nin 30.maddelerine aykırı olarak usulsüz tebliğ edildiği anlaşıldığından usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü ile TK'nın 32.maddesi gereğince ödeme emri tebliğ tarihinin, dosyada aksi kanıtlanmayan öğrenme tarihi olan 03/09/2021 olarak düzeltilmesine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, "Şikayetin kabulüne, İstanbul Anadolu 8. İcra Müdürlüğü 2020/19158 Esas sayılı dosyasından borçluya gönderilen ödeme emri tebliğ tarihinin, dosyada aksi kanıtlanmayan öğrenme tarihi olan 03/09/2021 olarak düzeltilmesine" karar verildiği görülmüştür....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu şirket hakkında başlatılan cari hesap bakiyesine dayalı genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde, borçlu 12.6.2014 tarihinde icra mahkemesine başvururusunda, borçluya gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 12.6.2014 olarak düzeltilmesini talep etmiş, mahkemece tebligatın usulsüz olduğu ve borçluya yapılan kıymet takdir raporu tebligatının da usulsüz olması nedeniyle kıymet takdiri raporu tebliğ tarihinin de öğrenme tarihi olarak kabul edilemeyeceği gerekçesiyle şikayetin kabulü ile ödeme...

              İstinaf Sebepleri Davacı borçlu vekili istinaf dilekçesinde; satış ilanının usulsüz tebliğ edildiğini, ihaleden haberdar olmadığını, tebligatı alan annesinin okuma yazma bilmediğini, aynı konutta oturmadığını, tebligatta çarşıda olduğu yazılı olduğunu ancak yurtdışında olduğunu, aleyhine hükmedilen para cezasının mahkemeye erişim hakkının ihlali olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur. C....

                UYAP Entegrasyonu