Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık İİK'nın 89/1 ve 89/2. maddeleri kapsamında düzenlenen haciz ihbarnamelerine dair tebliğ işlemlerinin usulsüzlüğü şikayetine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk İİK md. 16., 89/1, 89/2., 89/3., TK md. 32. 3. Değerlendirme İİK'nın 16. maddesi; “Kanunun hallini mahkemeye bıraktığı hususlar müstesna olmak üzere İcra ve İflas dairelerinin yaptığı muameleler hakkında kanuna muhalif olmasından veya hadiseye uygun bulunmamasından dolayı icra mahkemesine şikayet olunabilir. Şikayet bu muamelelerin öğrenildiği tarihten yedi gün içinde yapılır.” hükmünü amirdir. Somut olayda, her ne kadar şikayetçi tarafından 89/1 ve 89/2 haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğ edildiği ileri sürülmüş ise de; şikayet dilekçesinde 89/3 haciz ihbarnamesinin tebliğine ilişkin bir usulsüzlük iddiası bulunmadığı görülmüştür....
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın usulsüz tebligat sebebi ile memur muamelesini şikayet ettiğini, Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin E2016/887- K. 2016/13740 T. 10.5.2016 ilamı ve pek çok Yargıtay kararı uyarınca" şikayetin usulsüz olduğunu, tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük süre içinde İcra Mahkemesine yapılmasının zorunlu olduğunun" açık olduğunu, icra dosyasında davacı tarafa 89/1. haciz ihbarnamesi 11.02.2021 tarihinde, 89/2 haciz ihbarnamesi 03.04.2021 tarihinde ve 89/3. haciz ihbarnamesi ise 08.06.2021 tarihinde tebliğ edildiğini, H.G.K.'...
Açıklanmaya çalışılan nedenlerle, davacının istinaf başvurusunun gerekçeye yönelik olarak kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, yerine açıklanan gerekçeyle "Usulsüz Tebliğ Şikayetinin Süre Aşımı Nedeniyle REDDİNE" dair yeni bir hüküm kurulması gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Takip dayanağı belgenin ödeme emri ekinde gönderilmesine yönelik talep, İİK'nun 61. maddesine aykırılık nedenine dayalı şikayet olup, aynı Kanunun 16/1. maddesi uyarınca ödeme emri tebliğinden itibaren 7 günlük yasal sürede yapılmalıdır. Somut olayda; dava borçlunun ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğine dair istinaf sebebi ileri sürmediği, ilk derece mahkemesince usulsüz tebligat şikayetinin reddine karar verildiği, usulsüz tebligat şikayetinin reddine karar verildiğinden, ödeme emri tebliğ tarihine göre, takip dayanağı belgenin ödeme emri ekinde tebliğ edilmediğine dair şikayetin yasal 7 günlük süreden sonra yapıldığı anlaşılmaktadır....
Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin şikayet, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren yedi günlük sürede icra mahkemesine yapılmalıdır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğinden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, aksine yazılı bir delil olmadıkça, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. İcra emri tebliğ tarihinin, süreye bağlı işlemlerde önem arz etmesi nedeniyle şikayetçinin icra emri tebliğ tarihinin düzeltilmesini istemekte hukuki yararı bulunduğu nazara alınarak, mahkemece şikayetçi adına çıkartılan icra emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna ilişkin şikayetin incelenerek tebligatın usulsüz olduğu sonucuna varılması halinde, tebligat tarihinin TK'nun 32. maddesi uyarınca düzeltilmesi gerekirken, bu husus göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
2. katında olan daire kapısını çalmadığını belirterek, iş bu nedenlerle usulsüz tebligat nedeniyle icra dosyasının öğrenme tarihinin 26/12/2018 olarak kabul edilmesine, icra müdürlüğüne yapılan borca itirazlarının tebliğ tarihinin değişmesi nedeniyle süresinde kabul edilerek icra müdürlüğünün itirazın reddine dair 28/12/2018 tarih 2018/863 sayılı kararının şikayet nedeniyle kaldırılmasına, icra takibinin itiraz nedeniyle durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Borçlunun kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürmesi İİK'nun 16. maddesi anlamında bir "şikayet" olup, aynı Yasanın 16/l. maddesi gereğince bu şikayetini işlemi öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede icra mahkemesine yapması gerekir. Hukuk Genel Kurulu'nun 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 Esas-1991/344 Karar sayılı ilamında da vurgulandığı üzere, seçilen takip şekline göre borçlunun icra dairesine itiraz etmesinden ayrı olarak yedi günlük şikayet süresi içinde tebliğ tarihinin düzeltilmesi için icra mahkemesine başvurması zorunludur. Somut olayda, borçlu 31.12.2013 harç, 26.12.2013 havale tarihli icra mahkemesine başvurusunda icra takibinden 12.11.2013 tarihinde haberdar olarak itiraz ettiğini, itirazının ise 19.11.2013 tarihinde reddedildiğini öğrendiğini beyan etmiştir....
Borçlunun kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürmesi, İİK'nun 16. maddesi anlamında bir "şikayet" olup, aynı maddenin 1. fıkrası gereğince borçlunun bu şikayetini, işlemi öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede icra mahkemesine yapması gerekir. Hukuk Genel Kurulu'nun 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 Esas - 1991/344 Karar sayılı ilamında da vurgulandığı üzere, seçilen takip şekline göre, borçlunun, icra dairesine itiraz etmesinden ayrı olarak yedi günlük şikayet süresi içinde tebliğ tarihinin düzeltilmesi için icra mahkemesine başvurması zorunludur....
ŞİKAYET Borçlu şikayet dilekçesinde; ödeme emri tebliğ işleminin, tebligat mazbatasında tebliğin Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi gereğince yapılacağına dair bir şerh bulunmadığından usulsüz olduğunu, tebligattan 04.01.2021 tarihinde haberdar olduğunu, takip talebinde borcun sebebi olarak kefalete dayanılmasına rağmen takibe bir belge eklenmediğini ve bu durumun İİK'nın 58/5. maddesine aykırı olduğunu, bir kefalet sözleşmesi bulunması halinde ise böyle bir sözleşmeye imza atmadığını ileri sürerek, ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesi ile takip kesinleşmeden konulan hacizlerin kaldırılmasını talep etmiştir. II. CEVAP Şikayet edilen alacaklı cevap dilekçesinde; ödeme emri tebliğ işleminin usulüne uygun olduğunu ve 13.6.2014 tarihli borç senedinde borçlunun kefil olarak imzası bulunduğunu ileri sürerek şikayetin reddini istemiştir. III....
Sayılı dosyada yaptığı usulsüz tebligat tespitine istinaden gecikmiş itiraz başvurusu olduğunu, müvekkilinin usulsüz olduğu mahkeme ilamıyla sübut bulan tebligat nedeniyle yani kendi kusurundan kaynaklanmayan bir sebeple yasal süresi içerisinde takibe itirazlarını sunamadığını, bu kapsamda gecikmiş itiraz başvurularının kabulü gerektiğini, mezkur davayı açmaktaki esaslı iradelerinin takibe itiraz olduğunun izahtan vareste olup, itiraz sürelerinin, usulsüz olduğu kanaatinde oldukları tebligat nedeniyle kaçırılması nedeniyle davanın ikame edildiğini ve geçerli bir itirazın sunulabilmesi adına İstanbul 24. İcra Mahkemesi 2021/789E....