Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

icra takibini tesadüfen 20/08/2019 tarihinde öğrendiğini, TK'nın 20 maddesine göre tebliğin 15 gün sonra yapılmış sayılacağından icra dairesine yapılan 21/08/2019 tarihli itirazın süresinde olduğunu, bu nedenle takibin durması kararı verilmesi gerektiğini belirterek ödeme emrinin usulsüz tebliğ edilmesi nedeniyle şikayetin kabulü ile tebliğ tarihinin muttali olanan 20/08/2019 tarihi olarak kabul edilmesine, icra dairesine yaptıkları itirazın tebliğ tarihinin değişmesi nedeniyle itirazın süresinde kabul edilerek icra dairesinin itirazın reddine dair kararının şikayet nedeniyle kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

Özetle; borçlunun şikayet dilekçesinde 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik bir iddiasının bulunmadığı, davacı borçlunun bu iddiayı ilk kez 18.06.2020 tarihli istinaf dilekçesinde dile getirdiği, bu haliyle davacı borçluya gönderilen ve 04.11.2019 tarihinde tebliğ edilen 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik usulüne uygun bir şikayetin bulunmadığının anlaşıldığı, borçlunun 103 davetiyesinin usulsüz tebliğine yönelik usulüne göre yapılmış bir şikayetinin bulunmaması, davacının yargılama aşamasında bu davetiyeden haberdar olduğu halde yeni bir şikayet yoluna başvurmaması karşısında davacının ödeme emri tebligatının usulsüzlüğünü en geç 04.11.2019 tarihinde öğrendiği, bu haliyle şikayetin süresinde olmadığı yönünde ilk derece mahkemesince yapılan tespitte ve varılan sonuçta usul ve yasaya aykırılık görülmediği ifade olundu. V. TEMYİZ A....

    Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Hukuk Genel Kurulu'nun 05.06.1991 tarih, 1991/12-258, 1991/344 Esas ve Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere; “...usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın, bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde şikayet yolu ile tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesi önüne getirmesi gereklidir”. Borçlunun bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksi, karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Hukuk Genel Kurulunun 12.02.1969 tarih, 1967/172-107 Esas ve Karar sayılı kararında da benimsendiği üzere, beyan edilen öğrenme tarihinin aksi tanık beyanıyla ispat edilemez....

      İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki ödeme emri tebligat işleminin usulsüz olduğuna ve borca itiraza dair uyuşmazlıktan dolayı yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davacı ...'ın usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü ile tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesine, borca itiraz ve şikayetlerinin reddine, davacı ...Tarım Ürünleri Yatırım Dış Tic. A.Ş.'nin usulsüz tebliğ şikayetinin reddi ile borca itiraz ve şikayetlerinin süreden reddine karar verilmiştir. Kararın hem şikayetçi borçlu hem de alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine hükmedilmiştir....

        İİK'nın 16/1.maddesinde "Kanunun hallini mahkemeye bıraktığı hususlar müstesna olmak üzere İcra İflas Dairelerinin yaptığı muameleler hakkında kanuna muhalif olmasından veya hadiseye uygun bulunmamasından dolayı İcra Mahkemesine şikayet olunabilir. Şikayet bu muamelelerin öğrenildiği tarihten 7 gün içinde yapılır." hükümleri yer almaktadır. Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nın 16/1. maddesidir. Bu yöndeki şikayetin ise, usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük süre içinde yapılması gerekmektedir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Şikayet dilekçesinde öğrenme tarihinin belirtilmemiş olması halinde ise, en geç şikayet tarihinde öğrendiğinin kabulü gerekir. Öğrenme tarihinin aksi ise ancak, yazılı belge ile ispatlanabilir. (H.G.K.'...

        Somut olayda, davacı vekilinin usulsüz tebligata ilişkin şikayet dilekçesinin incelenmesinde, ödeme emrinin usulsüz tebliğine ilişkin şikayet sebeplerine yer verildiği, 103 davetiyesine ilişkin usulsüz tebligat şikayetinin bulunmadığı, icra dosyasının yapılan incelemesinde, şikayetçiye 13.11.2019 tarihinde 103 davetiyesinin T.K.'...

        DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesine uyarınca ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi şikayetidir. Davacının, tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin başvurusu, İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğindedir. Şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren 7 gün içinde yapılmalıdır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Öğrenme tarihinin aksi ise ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 12/02/1969 tarihli 1967/172- 107 Esas, Karar sayılı kararı) Şikayet dilekçesinde öğrenme tarihi olarak bir tarih belirtilmemiş, yeni öğrenildiği belirtilerek 17/03/2022 tarihinde şikayet yapılmıştır....

        Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada, müvekkilinin usulsüz tebligat iddiasının incelenmediğini, müvekkilinin şifahen taşınmazların satıldığını öğrendiğini, satış ilanı müvekkiline usulsüz tebliğ edildiğini, İcra dosyası kapsamında taşınmazlarda Kıymet Takdiri yapılmış ancak söz konusu Kıymet Takdiri raporu da müvekkiline tebliğ olmadığını, Davalı Banka Müvekkilinin yargı nezdinde hak aramasını engellemeye çalıştığını, icra dairesi tarafından yapılan takdirin düşük kalması ve taşınmazın özellikli niteliklerinin kıymet takdirinde belirtilmemesi sebebiyle Müvekkilinin mağdur olduğunu, tebliğdeki usulsüzlük nedeniyle Müvekkilinin kıymet takdirine itiraz hakkını kullanamadığını, bu sebeple taşınmaz değerinden düşük olarak satışa çıktığını, Müvekkilinin şehir dışında olduğu maddi gerçeği karşısında tebligatın usulsüz olduğunun açık olduğunu, mevcut tebligatta yapılan işlemin usulsüz olduğunu, müvekkili usulsüz tebligat sonucu itiraz ve şikayet...

        İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen kararın temyizen tetkiki şikayetçi vekili ile şikayet olunan ... vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Şikayetçi vekili, sıra cetvelinde 3. sırada gösterildiğini, 1. sırada yer alan şikayet olunan ...’ın aynı zamanda Konya 4. İcra Müdürlüğü'nün 2017/6599 E. sayılı dosyasında borçlu sıfatı ile yer aldığını, hem alacaklı hem borçlu sıfatı tek kişide birleştiğinden sıra cetvelinde pay ayrılmasının mümkün olmadığını, yine 2. sırada yer alan Konya 8. İcra Müdürlüğü'nün 2012/8291 E. sayılı dosyasında şikayet olunan alacaklı Kuveyt Türk Katılım Bankası A.Ş.'nin takibinin usulsüz tebligat nedeniyle kesinleşmediğini, haczin geçerli olmadığını ileri sürerek sıra cetvelinin iptalini talep ve şikayet etmiştir. Şikayet olunan ... vekili, davanın reddini istemiştir....

          veya diğer tebligatların tebliğ edilmediğini veya usulsüz tebliğ edildiğini ihalenin feshi sebebi olarak ileri süremeyeceğini, açıkça şikayet dilekçesinde ileri sürülmesi kaydı ile borçluya satış ilanı tebliğ edilmemesi veya usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olarak kabul edildiğini; davacı borçluya kıymet takdiri raporunun 21.12.2020 tarihinde, satış ilanının ise 18.01.2021 tarihinde bizzat tebliğ edildiği, tebligatlara yönelik bir usulsüzlüğün yer almadığı, davacı borçlunun kendisi dışındaki diğer ilgililere tebligat yapılmadığı veya usulsüz tebliğ yapıldığını ileri sürme hakkının olmadığı; ihale tarihi itibariyle yürürlükte bulunan İİK'nun 129. maddesi uyarınca satışın yapılabilmesi için, artırma bedelinin, tahmini değerin %50'si ile paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını karşılaması, bunun yanında rüçhanlı alacakları aşmış olması gerektiğini, alacaklı ihale alıcısı, zaten taşınmazın satışını talep edip, taşınmazı alacağına mahsuben satın aldığını, bu...

          UYAP Entegrasyonu