WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tebligat Kanunu'nun 16. maddesine göre; kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa; muhatabın bulunmadığı tebligat evrakına şerh edilerek tebliğ kendisi ile beraber aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır. Somut olayda ödeme emri, borçlunun ev adresinde, borçlunun adreste bulunup bulunmadığı araştırılmadan 12/05/2014 tarihinde doğrudan "adreste beraber ikamet eden yakını Üveys Altınkaya'ya" şerhiyle tebliğ edilmiş olup; dolayısıyla Tebligat Kanunu'nun 16. maddesine aykırı olarak yapılan tebligatın usulsüz olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece şikayetin kabulü ile ödeme emri tebliğ tarihinin tebligata öğrenme tarihi olarak düzeltilmesi gerekirken reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu aleyhine genel haciz yoluyla ilamsız icra takibine başlandığı, borçlunun ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ve usulsüz tebliğden 15.07.2015 tarihinde haberdar olduğunu ileri sürerek tebliğ işleminin iptali ve takibin durdurulması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece ödeme emri tebliğ işleminin usule uygun olduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince; "Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır....

      İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar-borçlu vekilleri istinaf dilekçesinde özetle;takibin iptali davasının bekletici mesele yapılmadan karar verilmesinin kanuna aykırı olduğunu, icra emrinin ve kıymet taktir raporunun müvekkillerine usulsüz tebliğ edildiğini, satış ilanının ise hem borçlu vekili hemde haciz alacaklısı vekili sıfatıyla iki kez tebliğ edildiğinden ve takip dosyasında vekaletnamesi olmadığından usulsüz tebliğ edildiğini, Devrim AKA'ya gönderilen satış ilanının ise, tebliğ memuru tarafından gerekli araştırma yapılmadan çarşıya gittiğinden bahisle 3. Kişiye tebliğ edildiğini, 3....

      DAVA Şikayetçi borçlu vekili dava dilekçesinde; müvekkili hakkında başlatılan takipte ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmemesi nedeniyle 02.09.2020 tarihinde takipten haberdar olduklarını, aynı gün borca ve ferilerine itiraz ettiklerini, Eskişehir 3.İcra Hukuk Mahkemesine ödeme emri tebligatının iptali için dava açtıklarını, Eskişehir 3.İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/361 E.-2021/240 K.sayılı ilamı ile 02.09.2020 tarihinin tebliğ tarihi olarak tespitine karar verildiğini, usulsüz kesinleşen takipten dolayı müvekkilinin malvarlığına hacizler konulduğunu, haciz isteme hakkı doğmadan, takip kesinleşmeden konulan hacizlerin kaldırılması gerektiğini, usulsüz hacizlerin kaldırılması için yaptıkları talebin 22.11.2021 tarihli icra müdürlüğü kararı ile reddedildiğini belirterek söz konusu müdürlük kararının iptali ile usulsüz olarak konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. II....

        Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; borçlu şirkete gönderilen ilk tebligatın muhatabın adreste tanınmadığından bahisle iade edildiği, adresin kapalı olduğu ya da muhatabın taşındığı yönünde bir araştırmaya ve tespite yer verilmediği, bila tebliğ dönen tebligat işlemlerinin usulsüz olduğu, bu nedenle bu tebligata dayalı olarak TK'nın 35. maddesi kapsamında tebligat yapılamayacağı, ilk derece mahkemesince davacının usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü kararı sonucu itibarıyla doğru ise de, yukarıda anılan gerekçe ile kabulü yerine olaya uygun olmayan gerekçe ile istemin kabulü kararının isabetsiz olduğu belirtilerek davalıların istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-2. bendi gereğince kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacının usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne, ödeme emri tebliğ tarihinin 18.05.2022 olarak düzeltilmesine, aleyhe istinaf bulunmadığından ödeme emrinin iptali talebinin reddine dair hüküm ile...

          Dava dilekçesinde tapu kaydının iptali, ortak yerlerin yeniden tespiti ile paydaşlığın yeniden düzenlenmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmiş, daha sonra duruşma isteminden vazgeçilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyanın incelenmesi sırasında davalılardan ...,...,... 'a dava dilekçelerinin tebliğ edildiği adresler yerine başka adreslere çıkartılan gerekçeli karar tebligatlarının tebliğ edilememesi üzerine bu davalılar adına usulsüz olarak ilanen tebligat yapıldığı; davalı ... 'nun daha önce tebligat yapılan adresine gerekçeli kararın tebliğ edilememesi üzerine Tebligat Yasasının 35. maddesine göre tebligat yapılması gerekirken usulsüz olarak ilanen tebligat yapıldığı; davalılardan ...,...,......

            Dava İİK.nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. Mahkemece icra takip dosyasındaki ödeme emrinin usulsüz biçimde tebliğ edilmesi ve aciz vesikasının usulsüz biçimde düzenlenmiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de verilen karar dosya içeriğine uygun düşmemektedir. Tasarrufun iptali davalarında alacaklı tarafından dava açılabilmesi için borçlu hakkında yapılmış bir icra takibinin bulunması ve bu takibin kesinleşmesinden sonra alınmış kati veya geçici aciz belgesinin dosyaya ibrazı gerekir. İcra takip dosyasında ödeme emri usulüne uygun yapılmıştır. Alınan aciz vesikasının geçerli olmadığına ilişkin itirazlarda tasarrufun iptaline bakan mahkemece değil usulüne uygun itiraz olduğunda icra mahkemelerince incelenmesi gerekir....

              Yine borçluya çıkartılan satış ilanı tebligatı incelendiğinde, Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine uygun olmadığı gibi, tebligatta Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesinde öngörülen; "Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda tebligatın TK'nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması"na dair meşruhat da bulunmadığından TK.nun 21/2. maddesine göre de usulsüzdür. İİK.nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya (varsa vekiline) tebliğ edilmelidir. Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi Dairemizin süreklilik arzeden içtihatlarına göre başlı başına ihalenin feshi sebebi olup, borçlu vekiline satış ilanının tebliğ edilmemesi veya usulsüz tebliğ edilmesi de aynı hukuki sonuçları doğurur....

                İlk derece mahkemesi; şikayet konusu tebliğ mazbatası incelendiğinde, tebliğin aynı işyerinde çalışan Ferda Yılmaz imzasına tebliğ edildiğinin görüldüğü, tebliğ işleminin yetkili temsilcilere neden yapılamadığı hususunda araştırma yapılmadığı ve yetkili temsilciye yapılamama sebebinin mazbataya tevsik edilmediği ve TK'nın 13. maddedeki usul ve aşamalar izlenmeden aynı işyerinde çalışan notuyla tebliğ edildiği, bu şekilde ikmal edilen tebliğ işlemine hukuki sonuç bağlanamayacağı ve dosya kapsamında şikayetçinin icra dosyasından başka bir şekilde haberdar olduğuna dair bilgi ve belge bulunmadığı, şikayetin yerinde görüldüğü ve öğrenme tarihi olarak beyan edilen tarihin tebliğ tarihi olarak düzeltilmesine karar vermek gerektiği, usulsüz tebliğ halinde ödeme emrinin tümden iptali gerekmediği, düzeltilen tebliğ tarihine göre bu tarihten önce gerçekleştirilen hacizler takip kesinleşmeden yapıldığından kaldırılması gerektiği, davalı/alacaklı taraf dava açılmasına sebebiyet vermediğinden ve şikayet...

                Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi kabul edilir. Bu hükme göre, usulsüz bir tebligat, mutlaka geçersiz olmayıp, usulsüz tebligatı, muhatabının öğrenmesi halinde, bu öğrenme tarihi itibarı ile hüküm doğurur. Anılan maddeden kaynaklanan usulsüz tebligat şikayetinde bulunma hakkı ise, tebligatın muhatabına aittir. Tebligatın usulüne uygun yapılıp yapılmadığı hususu, yalnızca ilgilisinin icra mahkemesi nezdinde İİK'nun 16/1. maddesi kapsamında yapacağı şikayet üzerine mahkemece incelenebilir. İcra mahkemesi, açıkça ileri sürülmedikçe tebligat usulsüzlüğünü re'sen nazara alamayacağı gibi, icra dairesi de, tebligatın usulsüz olduğunu belgeleyen icra mahkemesi tarafından verilmiş bir karar getirilmediği sürece, tebligatın usulsüz olduğunu kendiliğinden dikkate alamaz....

                  UYAP Entegrasyonu