nun 347. maddesi uyarınca müştekinin şikayet hakkının düşürülmesine karar verilmesi yerine şikayetin düşürülmesine hükmolunması, İsabetsiz olup, temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün istem gibi BOZULMASINA, 2- Tazminata ilişkin olarak kurulan hükme yönelik yapılan temyiz incelemesinde; İİK'nun 89/4. maddesindeki "Üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesine müddeti içerisinde itiraz ederse, alacaklı, üçüncü şahsın verdiği cevabın aksini tetkik merciinde ispat ederek üçüncü şahsın 338 maddesinin birinci fıkrası hükmüne göre cezalandırılmasını ve ayrıca tazminata mahkum edilmesini isteyebilir. Tetkik mercii, tazminat hakkındaki davayı genel hükümlere göre halleder....
Ancak, 3. kişinin elinde borçluya ait yeni bir hak veya alacağın doğması ihtimali bulunduğundan, üçüncü kişinin 1. haciz ihbarnamesine itiraz etmesinden sonra alacaklının yeniden 1. haciz ihbarnamesi gönderilmesini talep etmesine engel bir durum yoktur.Diğer yandan, 3. kişi tarafından yeniden gönderilen 1. haciz ihbarnamesine cevaben iflasın ertelenmesi davasında verilen tedbir kararı uyarınca ihtiyati hacizler de dahil olmak üzere takip işlemleri durduğundan borçlunun hesapları üzerine haczin işlenemediği belirtilmişse de, bu durum sadece borçlu tarafından şikayet yolu ile ileri sürülebilir. İİK'nun 89/1. maddesi uyarınca 3. kişiye 1. haciz ihbarnamesinin tebliğ edildiği anda 3. kişi nezdinde borçluya ait bir hak veya alacak mevcut ise haciz uygulanması gerekir. 3. Kişinin borçlu tarafından şikayet yolu ile ileri sürülebilecek iflasın ertelenmesi davasındaki tedbir kararını ileri sürmekte hukuki yararı yoktur....
Sayılı dosyasından gönderilen ve usulsüz bir biçimde tebliğ edilen ve davacı müvekkilinin şans eseri 06/10/2023 tarihinde muttali olduğu 89/1 haciz ihbarnamesinde davalı borçlu ...'...
Buna göre, her ne kadar davacı tarafın başvurusu haciz ihbarnamesinin iptaline yönelik ise de; davacı tarafça dosya borcunun çok üzerinde bir rakamın haciz ihbarnamesine yazıldığı, itirazın iptali ilamına göre icra emri tebliğ edilmeden ilgili alacak kalemlerinin haciz ihbarnamesine dahil edilemeyeceği ve sair sebepler ileri sürülerek iptal isteminde bulunulduğundan davacının şikayetleri özü itibariyle dosya borç hesabının hatalı hesaplandığı ve buna bağlı olarak haciz ihbarnamesindeki miktarın da yüksek belirtildiğine yönelik olup, bu nedenle davacı tarafın uyuşmazlık konusu şikayetler bakımından aktif husumet ehliyetinin mevcut olduğunun kabulü gerekir....
Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; haciz ihbarnamesine karşı sunulan itiraz dilekçesinde; icra müdürlüğü, dosya numarası, alacaklı ismi, borç miktarı ve tebliğ tarihi kısımlarının aynı olduğu ve en önemlisi davacıya gönderilmiş olan başkaca hiçbir haciz ihbarnamesinin olmadığı göz önünde bulundurulduğunda somut olayda maddi hata söz konusu olduğu ve kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığının tespit edildiğinden bahisle şikayetin kabulüne haciz ihbarnamelerinin iptaline karar verildiği, Bölge Adliye Mahkemesince de alacaklının istinaf başvurusunun oy çokluğu ile esastan reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Somut olayda şikayet eden 3. şahıs tarafından icra dosyasına sunulan haciz ihbarnamesine itiraz dilekçesinde; takip borçlularından ...'ya yönelik hiçbir ifadeye rastlanılmadığı, dosyanın diğer borçlusu ... Mobilya... Ltd. Şti.'...
T2 17/10/2017 tarihinde takip dosyasına UYAP üzerinden aynı tarihte harçlandırılmış vekaletnamesini sunduğu anlaşılmış olup, bu halde borçlunun en geç 17/10/2017 tarihinde takipten ve dolayısı ile ödeme emri tebliğinden haberdar olduğunun kabulü gerekeceği, 24/11/2017 tarihinde yapılan usulsüz tebliğ şikayeti süresinde olmadığı, bu nedenle icra emrinin usulsüz tebliğine ilişkin şikayetin süre aşımı nedeniyle reddi karar vermek gerektiği(İstanbul BAM 23. H.D nin 03/10/2019 tarih 2018/2783 esas, 2019/1861 karar sayılı emsal ilamı), usulsüz tebliğ şikayetinin reddine karar verilmekle davacı borçlunun yetkiye borca ve imzaya yönelik itirazların da süresi geçmiş olmakla bu itirazların da süre yönünden reddine dair karar vermek gerektiği gerekçesi ile usulsüz tebliğ şikayetinin ve imzaya ve borca itirazın süre yönünden reddine karar vermek gerekmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI;Davacıya 103 davet kağıdının 22.11.2018 tarihinde tebliğ edildiği, davacının 103 davet kağıdının usulsüz tebliğ edildiğine yönelik herhangibir şikayetin bulunmadığı, davacının ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğünü en geç 103 davetiyesinin tebliğ edildiği 22.11.2018 tarihinde öğrendiğinin kabulü gerekeceği, bu duruma göre de tebliğ işleminin usulsüzlüğünün öğrenme tarihine göre 7 günlük hak düşürücü sürede ileri sürümediği gerekçeleri ile şikayetin süre yönünden reddine karar verildiği anlaşılmıştır....
nin icra mahkemesine yaptığı başvuruda; 89/1, 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamesi tebliğ işlemlerinin, şirketin tebliğ yapılan adreste faal olmasına rağmen kapalı şerhiyle iadesi üzerine 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 35. maddesi gereğince yapılması nedeniyle usulsüz olduğunu ileri sürerek, 89/1 haciz ihbarnamesine ıttıla tarihi olan 20.7.2015 tarihine göre tebliğ tarihinin düzeltilmesini ve öğrenme tarihine göre 89/1 haciz ihbarnamesine süresinde itiraz edilmiş olduğundan 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamelerinin iptali ile uygulanan hacizlerin de fekkini talep ettiği, mahkemece, şikayetçi şirkete çıkartılan haciz ihbarnamelerinin, şirketin ticaret sicilde kayıtlı "... ... 1. ... 133/1 Ada ... / ..." adresine gönderildiği ve bila tebliğ iade edilmeleri üzerine TK'nun 35. maddesi gereğince tebligat işlemlerinin tamamlandığı, ancak ... ......
Anılan yasa hükümlerine göre imzaya, borca, yetkiye itiraz ve kambiyo hukuku bakımından şikayet ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 günlük süreye tabidir. İcra dosyasının incelenmesinde, ödeme emrinin borçluya 22.12.2018 tarihinde tebliğ edildiği, davanın ise 27.12.2018 tarihinde açıldığı görülmektedir. Borçlunun ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik iddiasının bulunması ve Mahkemece usulsüz tebliğ şikayetinin yerinde görülmeyerek reddedilmiş olması yasal süresi içerisinde yapılan itirazların incelenmesine engel teşkil etmez. Kaldı ki borçluya ödeme emrinin tebliğine ilişkin mazbatada haber bırakılan komşu, kapıcı, yöneticinin kim olduğunun yazılı olmadığı, bu haliyle ödeme emrinin borçluya tebliğinin TK'nın 21/1, Tebligat Yönetmeliğinin 35/f ve 30 ile 31. maddelerine aykırı ve usulsüz olduğu anlaşılmaktadır....
davetiyesi tebliğ edildiğini, dosyada 103 davetiyesinin tebliğine yönelik bir şikayet olmadığını, Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayet aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük sürede yapılması gerektiğini, Borçlu vekilinin şikayet dilekçesinde sadece “ödeme emri” tebliğ işlemini şikayet konusu yaptığı ve 103 davetiyesi tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik bir iddiada bulunmadığına göre, en geç anılan davetiyenin tebliğ edildiği 21.03.2022 tarihinde takibi öğrendiğinin kabulünün gerektiğini, buna göre borçlunun 16.05.2022 tarihinde icra mahkemesine yaptığı şikayet İİK'nun 16/1'de öngörülen 7 günlük yasal süreden sonra olduğundan şikayetin süre aşımı nedeniyle reddini talep etmiştir....