Somut olayda, şikayetçinin başvurusu, kendisine gönderilen İİK’nin 89/1, 89/2 ve 89/3. maddeleri kapsamında düzenlenen haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğine ilişkin olup, mahkemenin haciz ihbarnamesi tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğuna dair kabulü yerinde ise de; şikayetçi tarafından birinci haciz ihbarnamesine ıttıla tarihine göre süresi içerisinde (04/02/2016 tarihinde) itiraz edilmiş olmakla, borçlunun şikayetçi üçüncü kişi nezdinde kesinleşmiş bir alacağı bulunmadığından, şikayetçiye gönderilen ikinci ve üçüncü haciz ihbarnameleri yok hükmündedir. O halde, mahkemece, ilk haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinin ıttıla tarihine göre düzeltilmesi ile ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamelerinin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Haciz ihbarnamesine cevap vermediği, ikinci haciz ihbarnamesine 29/11/2018 tarihli cevap müzekkeresi ile cevap verildiğinin, bu cevabın 12/12/2018 tarihinde Bakırköy Muhabere 10. İcra Müdürlüğü aracılığıyla icra dosyasına ulaştığının bildirildiği, icra dosyası ve icra müdürlüğü'nden gelen 02/07/2020 tarihli müzekkere cevabı birlikte değerlendirildiğinde, davacı 3. kişi T1 1. haciz ihbarnamesine cevap vermediği, ikinci haciz ihbarnamesine 29/11/2018 tarihli cevap müzekkeresi ile cevap verdiği, bu cevabın 12/12/2018 tarihinde Bakırköy Muhabere 10. İcra Müdürlüğü aracılığıyla icra dosyasına ulaştığı gerekçesi ile; şikayetin kısmen kabul kısmen reddine, davacının İstanbul 9. İcra Müdürlüğü'nün 2016/21893 esas sayılı icra dosyasından gönderilen 2. haciz ihbarnamesinin iptaline yönelik şikayetinin reddine, davacının İstanbul 9....
Haciz ihbarnamesine süresi içindeki itirazı gözetilerek işlem yapılmasına, adı geçenin 3. kişiler nezdindeki hak ve alacakları ile malvarlığı üzerindeki hacizlerin kaldırılmasına karar verildiği görülmektedir. "...Üçüncü kişinin şikayetinde kendisine gönderilen haciz ihbarnamesine itiraz edildiği ve müzekkerelere cevap verildiği ileri sürülmüş olup bu nedenle kendisine ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamelerinin gönderilemeyeceğine dair şikayeti süreye bağlı değildir..." ( Yargıtay 34 XX 164/12/2013 Tarih, 2013/32788 Esas 2013/39667 Karar) Somut olayda; T1 89/1 haciz ihbarnamesi 10/10/2017 tarihinde tebliğ edildiği, 89/2 haciz ihbarnamesi 26/10/2017, 89/3 haciz ihbarnamesi 16/02/2018 tarihinde tebliğ edildiği, birinci haciz ihbarnamesine itiraz tarihi 16/10/2017 olup, muhabere evrakının zabıt katibi tarafından aynı tarihte havale edildiği, ikinci haciz ihbarnamesine itiraz dilekçe tarihinin 31/10/2017 tarihi olup, bu durumda süresi içinde haciz ihbarnamelerine itiraz edildiği, bu husustaki...
Tebliğ işlemlerinin usulsüzlüğü, ancak ilgilisi tarafından, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca yasal sürede icra mahkemesinde şikayet yoluyla ileri sürülmesi halinde değerlendirilebilecek bir husus olup, icra müdürlüğünce tebligatın usulsüz olduğuna karar verilemez. İcra müdürü kendi verdiği karardan dönemez ise de, bilahare, daha önce verdiği kararın dosya kapsamı ve yasa hükmüne uygun olmadığını fark edip, onun yerine yasaya uygun olan kararı vermesine engel bir düzenleme de bulunmamaktadır....
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre, 1-Sanık ... hakkında verilen hükme yönelik yapılan temyiz incelemesinde; Gönderilen haciz ihbarnamesine yönelik olarak verilen cevapta sanığın imzasının bulunmadığının anlaşılması karşısında, atılı suçun sanık tarafından işlenmediğinin sabit olması nedeniyle beraat kararı verilmesi gerekirken sonuç itibariyle suçun yasal unsurlarının oluşmaması nedeniyle beraat kararı verilmesi doğru olduğundan şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden tebliğnameye uygun olarak, temyiz davasının esastan reddiyle HÜKMÜN ONANMASINA, 2-Sanık ... hakkında verilen hükme yönelik yapılan temyiz incelemesinde; Müşteki vekilinin 26/02/2013 tarihli şikayet dilekçesinde sanık ...’a ilişkin herhangi bir şikayeti bulunmadığı halde anılan sanık hakkında da yargılama yapılarak yazılı şekilde beraat kararı verilmesi, 3-Sanık ... hakkında verilen hükme yönelik yapılan temyiz incelemesinde; Sanığın üçüncü...
Somut olayda, üçüncü kişiye 12.11.2014 tarihinde tebliğ edilen 89/1 haciz ihbarnamesine 13.11.2014 tarihinde süresi içerisinde itiraz edildiği, birinci haciz ihbarnamesine itiraz dilekçesinin o tarihte dosya arasında yer almamasından dolayı üçüncü kişiye 89/2 haciz ihbarnamesinin 28.11.2014 tarihinde tebliğ edildiği, üçüncü kişi tarafından 89/2 haciz ihbarnamesine 05.12.2014 tarihinde itiraz edildiği, itiraz tarihinden önce borçlu ile üçüncü kişi arasında düzenlenen 10.11.2014 tarihli mutabakat bulunduğu, üçüncü kişi hakkında 28.11.2014 tarihinde yeniden 89/2 haciz ihbarnamesinin düzenlenerek gönderilmesinin yasaya aykırı olduğu, bu konuda yapılan şikayet üzerine İstanbul 22....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Zanen T6 Ve Ticaret Anonim Şirketi'ne 20.11.2019 tarihinde İİK89/1 haciz ihbarnamesi gönderildiğini ve 22.11.2019 tarihinde tebliğ edildiğini, 89/1 haciz ihbarnamesi tebliğ edilen şirketin, 26.11.2019 tarihli cevap dilekçesi ile dosya borçlusu T6 Ve Tic.LTD.ŞTİ.'...
ŞİKAYET Borçlu şikayet dilekçesinde; kıymet taktir raporu tebligatının yapıldığı kişinin aynı konutta birlikte oturup oturmadığı belirtilmeden, borçlunun konutta oturup oturmadığı tespit edilmeden yapılmasının hukuka aykırı olduğunu, usulsüz tebliğ nedeniyle kesinleşmeyen kıymet takdir raporuna istinaden alınan satış kararının iptali gerektiğini ileri sürerek usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne, ıttıla tarihinin 24.01.2021 tarihi olarak belirlenmesine, satış kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir. II....
-K A R A R- Şikayetçi vekili, borçluya ait aracın satımından sonra düzenlenmiş olan sıra cetvelinde müvekkilinin alacağının ikinci sırada bulunduğunu, alacağı birinci sırada bulunan şikayet olunanın icra takip dosyasındaki ödeme emri tebliğinin usulsüz olması nedeniyle mahkeme tarafından tebliğ tarihinin tespit edildiğini, buna göre usulsüz tebliğe dayanılarak araç üzerine konulan şikayet olunanın haczinin geçersiz hale geldiğini, ilk sırada kendi alacaklarına yer verilmesi gerektiğini, sıra cetvelinin tebliğinin bürolarında çalışmayan bir şahsa yapıldığını, tebliği öğrendikten sonra süresinde şikayet talebinde bulunduklarını ileri Sürerek sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini istemiştir. Şikayet olunan vekili, şikayetin süresinde olmadığını, sıra cetveli tebliğinin şikayetçi vekiline usulüne uygun bir şekilde yapıldığını, tebliğ alan şahsın şikayetçi vekilinin tebliğe ehil çalışanı olduğunu, kendi haczinin geçerli olduğunu savunarak şikayetin reddini istemiştir....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; şikayet dilekçesinde saydığı nedenlerle kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Dava, genel haciz yoluyla ilamsız takipte borçlunun ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiasına dayalı TK'nın 32. maddesi uyarınca tebliğ tarihinin düzeltilmesi talebine ilişkindir. İlk derece Mahkemesi kararında da belirtildiği üzere usulsüz tebliğ şikayeti İİK'nın 16. maddesi uyarınca öğrenme tarihinden itibaren yasal 7 günlük süre içerisinde şikayet yoluyla icra mahkemesine yapılması gerekir. Davacı, ödeme emrine yönelik usulsüz tebliğ iddiasında bulunmuş ise de; şikayetinde 103 davetiyesinin usulüne uygun tebliğ edilmediği iddiasını ileri sürmemiştir. Diğer taraftan dosyaya vekaletname ibraz edildiği tarih itibarıyla da borçlunun takipten haberdar olduğunun kabulü gerekir....