İcra müdürlüğünün 2018/5882 esas sayılı dosyasından müvekkili borçluya yapılan tebligatların tamamının usulsüz olduğunu, takip talebi ve ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, kıymet takdir raporunun usulsüz tebliğ edildiğini, ayrıca satış ilanı tebligatın da usulüne aykırı şekilde tebliğ edildiğini, nitekim müvekkili satıştan haberdar olmadığından ihaleye katılamadığını ileri sürerek ihalenin feshini talep etmiştir. Davalı T7 vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıya yapılan tebligatların usulüne uygun olduğunu, kıymet takdirine ilişkin itirazların ihalenin feshi davasında ileri sürülemeyeceğini, hazırlık işlemlerinin usulünce tekemmül ettirildiğini ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir....
Maddesine göre tebliğinin usulsüz olduğunu, dosya kapsamı incelendiğinde bila tebliğ gelen bir tebligat bulunmadığının anlaşılacağını, ayrıca tebligat parçalarına tebliği çıkaran merci tarafından yönetmeliğin 79. Ve 16/2. Maddeleri gereği usulünce şerh verilmediğini, satış ilanı ile kıymet takdir raporu arasında fark olduğunu, gazete ilanında 1217 parselin 23 m2 olarak yazıldığını, kıymet takdir raporunda ise 1217 parselin 23 m2, 1247 parselin 228 m2 olarak düzenlendiğini, bu talepleri ile ilgili hiçbir inceleme yapılmadığını, HMK 297. Maddesinin ihlal edildiğini, ödeme emri, kıymet takdir raporu, satış ilanı ve diğer evrakların tebliği usulsüz olduğundan ve takip kesinleşmediğinden gerçekleştirilen işlemlerin yok hükmünde olduğunu beyanla, istinaf talebinin kabulü ile kararın kaldırılmasını ve davanın kabulünü istemiştir....
Ancak, kıymet taktirine süresinde itiraz etmeyerek yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, kıymet takdirine ilişkin hususları ihalenin feshi sebebi olarak ileri süremezler. Şikayetçi vekili adına kıymet takdir raporunun 29/09/2020 tarihinde e- tebliğ yolu ile usulüne uygun tebliğ edildiği, davacının yasal süresi içerisinde kıymet takdirine itiraz etmediği ve kıymet takdirinin kesinleştiğinden, davacının kıymete yönelik şikayeti ihalenin feshi davasında dinlenmez. Bu nedenle anılan istinaf sebebi de yerinde görülmemiştir....
Somut durumda açılan davada ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğu ve takipten 13/09/2021 tarihinde haberdar olunduğu bildirilmiş ve bu tarihin ödeme emri tebliğ tarihi olarak kabulü istenilmiştir. Davacı usulsüz tebliğ iddiası yönünden tebliğin yapıldığı kişinin davacının kardeşi ancak aynı zamanda takibin diğer borçlusu olduğu ve hasma tebliğ yasağına aykırı olarak tebliğin yapıldığı iddiasına dayanmıştır. Takip dosyası kapsamı ile takibin devamı aşamalarında davacı borçluya 103 davetiyesi ve kıymet takdir raporunun da tebliğ edildiği, tebliğ tarihlerinin sırası ile 22/10/2013 ve 03/06/2014 tarihleri olduğu anlaşılmaktadır. TK 32. Madde hükmü gözetildiğinde ve dava dilekçesinde bu tebliğler yönünden de usulsüz tebligat iddiasında bulunulmadığından davacının 103 davetiyesi tebliği ile 22/10/2013 tarihinde takipten haberdar olduğunun kabulü gerekir....
Davacı tarafça kıymet taktir raporunun tebliğ edilmediği, usulsüz tebligat yapıldığı, diğer dosya alacaklılarına da tebligat yapılmadığı, usulsüz yapıldığı iddia edilmiş ise de; kıymet takdiri raporunun usulsüz tebliğ edilmiş olması tek başına ihalenin feshi sebebi olmadığı gibi davacı şirket adına çıkarılan kıymet taktiri ekli tebligatın "tebliğ evrakı muhatap yetkili Zeynel Rıza Yıldırım imzasına 28/05/2021 tarihinde tebliğ edilmiştir" şerhi ile Zeynel Rıza Yıldırım imzasına tebliğ edildiği, dava dilekçesine ekli imza sirkülerine göre de davacı şirketin yetkilisinin tebligatı alan Zeynel Rıza Yıldırım olduğu, bu haliyle yapılan tebliğ işleminin usulüne uygun olduğu anlaşılmıştır. Kaldı ki davacı tarafından satış ilanının usulsüz tebliğ edildiği ileri sürülmediğine ve satış ilanı tebliğ tarihine göre kıymet takdirine süresi içerisinde itiraz edilmediğine göre artık kıymet takdir raporunun usulüne aykırı tebliği de ihalenin feshi sebebi olarak kabul edilemez....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazın satışına fesat karıştırıldığını, kıymet takdir raporunun düzenlendiği tarih ve aradan geçen zaman içinde taşınmazın değer kazandığını, ikinci bir rapor alınmadan yapılan satışın yasaya aykırı olduğunu, satış ilanı ve kıymet takdir raporunun tarafların tamamına tebliğ edilmediğini, ilgililere satış ilanının usulsüz tebliğ edilmesinin ihalenin feshi nedeni olduğunu, satış ilanının yerel gazeteye ek olarak ulusal gazetede yapılmadığını, muhtarlık ve belediyelerin ilan duvarında asılmadığını, ihalenin saatinden önce başlatıldığını, ihaleye fesat karıştırıldığını söyleyerek kararın kaldırılmasını istemiştir....
Sayılı dosyasındaki borcundan dolayı 14.01.2021 tarihinde dosya alacaklısına, borca mahsuben ihale edildiğini, taşınmazın tamamına 05.09.2019 tarihinde yapılan kıymet takdiri tutanağında 325.000 TL değer biçildiğini, kıymet takdir raporunda belirlenen miktar rayiç bedelin çok altında olup taşınmazın gerçek değeri olmadığını, kıymet takdirine itiraz haklarının engellendiğini, takip dosyasından yapılan tebligatların müvekkiline yapılmadığını, taşınmaz kıymet takdir raporunun da usulüne uygun tebliğ edilmediğini, 05.09.2019 tarihli raporun sanki başka dosya alacaklısından alınmış intibası uyandırdığını, taşınmaz satış ilanının da yine müvekkiline usulüne uygun tebliğ edilmediğini, Tebligat Kanunu 21 gereğince muhtara tebliğ edildiğini, ancak haber kağıdının kapıya asılmadığını, tebligat zarfında İİK gereğince tebligat içerisinde yer alan belgenin tebligat zarfında yazması gerekirken tebligat zarfında satış ilanı ve tensip zaptı şeklinde 2 farklı konunun olduğunu, tebligat zarfında yer alan...
Kişilere satıldığını, dava konusu taşınmazların uzun zaman önce yapılan kıymet takdiri üzerinden satışa çıkarıldığını, satışın gerçek rayiç değerin altında gerçekleştiğini, kendisine tebligat çıkarılmadığını, çıkarıldı ise usulsüz tebliğ edildiğini, taşınmazlarını %90 bedel üzerinden satabilmesi için kendisine imkan verilmediğini, ihalenin belirtilen saatte gerçekleştirilmediğini ve ihalenin saatlerinin tutanağa yazılmadığını, açık arttırma tutanağının usulsüz olduğunu, açık arttırma tutanağından ihalenin başlangıç saatleri, ihaleye katılımcı sayısı, ihale alıcılarının isimleri, ihaleye katılımcı olup olmadığı, elektronik ortamda teklif bulunup bulunmadığı, ihalenin hangi bedelle başladığı, üç defa bağırılmamış olduğunu, başkaca katılımcı bulunup bulunmadığı ve katılımcılara ilişkin bilgilerin yer almadığını, kıymet takdiri raporu ve satış ilanının kendisine, ortağı ve yetkilisi olduğu şirketine ve alacaklılara usulüne uygun tebliğ edilmediğini, şartname ve ilanda taşınmazlarla ilgili ayni...
Kat 12 numaralı taşınmazların kıymet takdirinin yapıldığı, teknik bilirkişiler tarafından 10/05/2019 tarihinde kıymet takdir raporunun hazırlandığı görüldü. Davalı vekilinin cevap dilekçesinde kıymet takdir raporunun tebliğ mazbatasını sunduğu görüldü. Tebliğ mazbatasında kıymet takdir raporunun 31/05/2019 tarihinde davacının oğlu Barış Özkana usulüne uygun tebliğ edildiği görüldü. 7 günlük süre içerisinde kıymet takdir raporuna davacı tarafça itiraz edilmediği görüldü....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı ve ihale alıcısı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlular vekili, icra mahkemesine başvurusunda; sair iddialarla birlikte kıymet takdir raporu ile satış ilanının müvekkillerine usulüne uygun tebliğ edilmediğini de ileri sürerek ihalenin feshini istemiş, mahkeme, kıymet takdir raporu ve satış ilanının şikayetçi borçlu ...’a usulsüz tebliğ edildiği gerekçesiyle şikayetin kabulüne karar vermiştir. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun "Bilinen Adreste Tebligat" başlığını taşıyan 10. maddesinde; "Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır....