ya ait olmadığını, senedin sahte olarak düzenlendiğini ileri sürerek icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece davacıya çıkarılan ödeme emri tebligatında komşusunun adı belirtilmediğinden ödeme emri tebliğ tarihinin, davacının öğrendiğini bildirdiği tarih olarak düzeltilmesine, talep şikayet davası olduğundan, dava tarihi itibari ile ödeme emrine itiraz süresi düzeltilmiş tebliğ tarihine göre geçmediğinden hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, esas ile imzaya ilişkin taleplerin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Borçlu icra mahkemesine başvurusunda gecikmiş itirazının yanısıra takibe konu senetteki keşideci imzasının murisi ...'ya ait olmadığını da ileri sürmüş, bir başka anlatımla imzaya itirazda da bulunmuştur....
Sayılı ve 2009/23590 E. 2010/5162 K. sayılı emsal içtihatlarından da anlaşıldığı üzere; İnceleme icra mahkemesine sunulan şikayet dilekçesinde ileri sürülen şikayet sebepleri ile sınırlı olarak yapılır. Somut olayda; emsal içtihatlar , HMK.nun 25. Ve 357/1. maddesi gereğince şikayet dilekçesinde yer almayan ve sonradan istinaf aşamasında ileri sürülen 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiği iddiası incelenemez.Borçluya ödeme emrinin 09/07/2019 tarihinde tebliğ edildiği, daha sonra 103 Davetiyesinin 25/01/2020 tarihinde tebliğ edildiği , 103 davetiyesi tebliğ işleminin usulsüzlüğünün ise şikayet dilekçesinde ileri sürülmediği buna göre borçlunun en geç 103 davetiyesinin tebliğ edildiği 25/01/2020 tarihinde takipten ve dolayısıyla usulsüz tebligattan haberdar olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda 08/10/2020 tarihinde yapılan ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi isabetlidir....
DAVA KONUSU : USULSÜZ TEBLİĞ NEDENİYLE ŞİKAYET KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul 8....
Takip ehliyeti yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre kamu düzenine ilişkin olduğundan her zaman (süresiz) şikayet yolu ile ileri sürülebilir. İcra mahkemesince bu husus kendiliğinden (resen) gözetilmelidir. Dairemizce yapılan değerlendirmelere göre; borçlular T1 ve T2 ödeme emrinin tebliğ edildiği 07/08/2018 tarihinde henüz reşit olmadıkları, takip ehliyetlerinin bulunmadığı, bu nedenle adı geçen borçlulara çıkartılan ödeme emrinin hüküm ve sonuç doğurmayacağı, küçüğü velisi temsil edeceğinden ve onun adına itiraz ve şikayet haklarını kullanacağından, ödeme emrinin veliye tebliği zorunlu olup bu husus, kamu düzenine ilişkindir....
T3 genel vekaletnamesi olmadan icra dosyasında ve talimat dosyasında yaptığı işlemlerin iptalini talep ettiğini, Usulsüz tebligatlarla takibin kesinleştirildiğini, almadığı kredilere istinaden takip başlatıldığını, borcunun bulunmadığını ,Satış ilanının usulsüz tebliğ edildiğini, dosyanın işlemden kaldırılmasından sonra yenileme işlemi yapılmadan takip işlemlerine devam edildiğini, İhalenin feshi kararı ile ilgili kesinleşme şerhine dair tebligat gönderilmediğini, Tescilden sonra yapılan kıymet takdirine itiraz ettiğini, kıymet takdirine itiraz davasında usulsüz tebligatlar yapıldığını, masraf ve harç yatırmasına rağmen yeni bilirkişi raporunun tarafına gönderilmediğini, davanın reddedildiğini yatırdığı (KT yargılama giderlerinin) paraların kendisine iade edilmediğini,Tapuda tescil yapılmadan icra müdürlüğü ve icra mahkemesince yapılan kıymet takdirinin iptalini talep ettiğini, beyan ederek bu nedenlerle takip dosyasından yapılan usulsüz memur işlemlerinin iptaline karar verilmesini talep...
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : İlk derece mahkemesince, yerinde görülen tebliğ işlemine yönelik şikayetin kabulü ile 22.12.2020 tarihli ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz ve geçersiz olduğuna, TK'nun 32. maddesine göre tebliğ tarihinin öğrenme tarihi bildirilmediğinden dava tarihi olan 15.01.2021 olarak düzeltilmesine, dair karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ : İlk derece mahkemesi kararına karşı, davalı vekili yasal süresi içerisinde istinaf talebinde bulunmuş, gerekli harçlar yasal süresinde yatırılmıştır. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ihtiyati haciz kararına itiraz eden davacıların tebliğe muttali olduklarını, memur muamelesini şikayet olan davada müvekkili aleyhine vekalet ücretine ve yargılama giderine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkili kurumun tebliğ usulsüzlüğüne ilişkin olarak hiçbir kusuru bulunmadığını, mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini belirtmiştir....
Somut olayda, ödeme emrinin, imzaya ve borca itiraz eden borçluya 20/08/2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ise yasal beş günlük süreden sonra 28/08/2021 tarihinde icra mahkemesine itirazlarını bildirdiği, dava dilekçesinde ödeme emri tebligatının usulsüzlüğüne dair bir şikayetinin de bulunmadığı görülmektedir (Yargıtay 12. HD'nin 07.11.2022 tarihli, 2022/4790 E, 2022/11572 K. sayılı içtihadı). İcra memurunun işleminin yasaya veya olaya uygun bulunmaması sebebiyle icra mahkemesine başvurularak şikayet yolu ile kaldırılmasının istenmesi kural olarak yedi günlük süreye tâbidir. İİK'nın 16/1 maddesinde belirtildiği üzere şikayet süresi, şikayet konusu işlemin öğrenildiği günden başlar. Anılan süre, hak düşürücü nitelikte olup mahkeme tarafından re'sen göz önüne alınmalıdır. 7201 sayılı Tebligat Kanun'un 32. maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır....
DAVA KONUSU : Usulsüz tebliğ şikayeti KARAR : Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi....
ŞİKAYET Borçlu şikayet dilekçesinde; icra dosyası borçlusu olmadığını, kendisine gönderilen haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti üzerine Zonguldak İcra Hukuk Mahkemesi 2021/144 Esas sayılı dava dosyasından verilen kararın Yargıtay incelemesinde olduğunu, kesinleşmeyen 89 haciz ihbarnameleri dayanak yapılarak, taşınmazı üzerine haciz işlemi uygulandığını, haczin kaldırılması talebinin İcra Müdürlüğünce usul ve yasaya aykırı olarak reddedildiğini ileri sürerek 15.02.2022 tarihli İcra Müdürlüğü kararının iptali ile adına kayıtlı taşınmaz üzerine konulan haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. II....
Daha önce HUMK m.187/4'de bir ilk itiraz olarak nitelenen bu husus HMK m. 114/1-ı hükmü ile dava şartı haline getirilmiştir. Mahkemece derdest olduğu kabul edilen Fatsa 2. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 30.04.2015 tarih ve 2015/14-22 sayılı ihalenin feshi konulu şikayet dosyasında ileri sürülen fesih iddiaları ile temyiz incelemesine konu ihalenin feshi şikayetinde ileri sürülen fesih iddialarının farklı olduğu anlaşılmış olup, buna göre derdestliğin şartlarından olan aynı dava sebebine dayanma koşulunun gerçekleşmediği anlaşılmıştır. Bununla birlikte, İİK'nun 134/2. maddesi gereğince, ihalenin feshini ilgililer ihale tarihinden itibaren yedi gün içinde isteyebilirler. Öte yandan, anılan Kanun'un 7. fıkra hükmüne göre ise, satış ilanı tebliğ edilmemiş veya satılan malın esaslı vasıflarındaki hataya veya ihalede fesada bilahare vakıf olunmuşsa şikayet süresi ıttıla tarihinden başlar. Şu kadarki, bu müddet ihaleden itibaren bir seneyi geçemez....