Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dairemizce yapılan değerlendirmede; Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün 2021/57001 Esas sayılı takip dosyasında, davalı alacaklı tarafından davacı borçlu T1 ve dava dışı borçlular aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatıldığı, davacı borçluya örnek 10 ödeme emri ve dayanak belgelerinin tebliğ edildiği, davacı borçlu tarafından ödeme emrinin tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve imzaya itiraz ederek işbu davayı açtığı anlaşılmıştır. Davacı borçluya gönderilen tebligat mazbatasının incelenmesinde, davacı borçlunun "Erenköy Mahallesi 1474 Sok. No:4/1 Melikgazi/Kayseri" adresine tebligat çıkartıldığı, "muhatabın adresinin kapalı olması sebebiyle en yakın komşusu Mehmet B...(okunamıyor) sorulmuş, muhatabın çarşıya gittiği sözlü beyanı ile evrak Erenköy Mahalle muhtarına tebliğ edilip 2 no'lu haber kağıdı muhatabın kapısına yapıştırıldı" şerhiyle tebligatın yapıldığı anlaşılmıştır....

Davacı tarafından usulsüz tebliğ şikayeti ileri sürülürken dosyadaki adreslerine çıkarılan tüm icra emri ve hesap kat ihtarı tebliğ belgelerinde gerçeğe aykırı tespitler bulunduğu iddia edilerek buna ilişkin delillerini bildirmiş, buna ilaveten 11/10/2018 tarihli tebligatta teslim alan olarak kendisine atfen atılan imzanın kendisine ait olmadığını iddia ederek bu konuda C. Başsavcılığına şikayette bulunduğunu beyan etmiştir. İİK'nun 150/ı. maddesine dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan ilamlı icra takibinde borçlunun hesap kat ihtarının usulsüz tebliğ edildiği gerekçesi ile icra emri gönderilemeyeceğine ilişkin şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi kapsamında kaldığından yasal 7 günlük süreye tâbidir.Bu durumda, uyuşmazlık, hesap kat ihtarnamesinin usulsüz tebliğine yönelik olduğundan başvurunun 7 günlük şikayet süresine tâbi bulunduğu açık olup, bu süre ise en geç icra emrinin tebliğ edildiği tarihten itibaren işlemeye başlar. (Yargıtay 34 XX 122/6268E.2022/13431K.)...

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde;" Davacının usulsüz tebliğ şikayetinin esastan reddine, Davacının imzaya, borca ve ferilerine itirazının ise süre aşımından reddine," dair karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla ödeme emrinin ve takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

İİK'nun 168/1- 4 maddesi gereğince, imza itirazının ödeme emri tebliğ tarihinden itibaren yasal 5 günlük sürede yapılması gerekir. Davacı borçluya ödeme emri 17/09/2019 tarihinde tebliğ edildiğinden 18/10/2019 olan dava tarihinden önce itiraz süresinin sona erdiği anlaşıldığından mahkemece imza itirazının süre yönünden reddine karar verilmesi isabetli olmuştur....

SAVUNMA: Davalı tarafa dava dilekçesi ve tensip zaptının usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen mahkememize süresinde herhangi bir beyan ya da cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmış ancak mahkememizce yapılan olan ön inceleme duruşmasına davalı vekili tarafından mazeret dilekçesi sunulduğu görülmüştür. DELİLLER: Ordu İcra Müdürlüğünün 2020/5355 esas sayılı dosyası İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ:Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; Davacı tarafın usulsüz tebliğ yönünden yapılan şikayetinin reddine, süresinde yapılmayan imzaya ve borca itiraz yönünden yapılan itirazların süre yönünden reddine, diğer sair taleplerinin ise esastan reddine, İmzaya itiraz esasa ilişkin olmayan nedenlerle reddedildiğinden davacı aleyhine tazminat ve para cezası verilmesine yer olmadığına, karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı tarafça dava dilekçesinde belirtilen nedenlerle istinaf yasa yoluna başvurulmuştur....

Ceyda Coşkun İpektepe tarafından 10/09/2019 tarihli borca itiraz dilekçesi verildiği, icra müdürlüğünün 12/09/2019 tarihli kararı ile takip borçlusunun T1 Ltd. Şti." şirketi olması nedeniyle itirazın reddine karar verildiği, bunun üzerine takip borçlusu şirket vekili Av. T2 tarafından 31/01/2019 tarihli dilekçe ve ekindeki ticaret sicil belgeleri ile borca itiraz edildiği, icra müdürlüğünce 01/11/2019 tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiği, aynı vekil tarafından İzmir 12. İTM'nin 2019/151 Esas, 2019/48 Karar sayılı dosyası ile usulsüz ödeme emri tebliğ işleminin şikayeti ile borca itiraz davası açıldığı, mahkemece davacı vekilinin talebi doğrultusunda davadan sonra takibin durdurulması karar verildiği gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığı kararı verildiği, yine 12....

Borçlu vekili, icra mahkemesine başvurusunda ödeme emri, kıymet takdiri ve satış ilanına dair tebligatların usulsüzlüğünün ileri sürmüş, şikayeti yerinde görülmez ise gecikmiş itiraz beyanlarının dikkate alınmasını talep etmiştir. O halde, mahkemece şikayetin esası incelenerek olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, usulsüz tebligat şikayeti değerlendirilmeden hacizli malın dava tarihinde satıldığı gerekçesi ile eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Kaldı ki, ihale için belirlenen tarih 28/03/2016 günü saat 15:00 olduğu halde, dava tarihinin aynı gün saat 11:22 olduğu gibi; ihalenin aynı gün yapılmış olması usulsüz tebligat şikayetinin esasının incelenmesine engel teşkil etmemektedir....

    .- 2014/691 K. sayılı kararının, itiraz tarihinden sonra borcun ödenmiş olduğunun bildirilmesinin, borçlunun usulsüz tebligata ilişkin şikayetini ve borca itirazını konusuz bırakmayacağı gerekçesiyle bozulduğu, icra mahkemesince, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, ödeme emrinin, borçlu şirkete, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 13. maddesi hükmüne uygun olarak tebliğ edildiği gerekçesiyle istemin reddine karar verildiği görülmektedir. Somut olayda, alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin borçlu şirkete 29.05.2014 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu şirketin ise, yasal süresi içerisinde 02.06.2014 tarihinde icra mahkemesine başvurduğu görülmektedir. Bu haliyle, borçlunun usulsüz tebligata ilişkin şikayetinin incelenmesinin sonuca etkisi bulunmadığı anlaşılmaktadır....

      İcra Müdürlüğü'nün 2018/3902 E. sayılı dosyasında davalı tarafından davacı aleyhine kambiyo senetlerine özgü takip başlatıldığı, ödeme emrinin davacıya 20/02/2018 tarihinde tebliğ edildiği, tebliğ mazbatasının incelenmesinde muhatabın tevziat saatlerinde hanede olmadığını ve işinden dolayı akşam eve geleceğini beyan eden aynı çatı altında oturan evrakı almaya ehil olan eşi Mine Kesik'e tebliğ edildiğinin yazıldığı, bu şekilde tebligatın TK hükümlerine uygun olarak yapıldığı, bu nedenle usulsüz tebligat şikayetinin yerinde olmadığı, bu şekilde ödeme emrinin davacıya 20/02/2018 tarihinde tebliğ edildiği, iş bu davanın ise 30/07/2018 tarihinde açıldığı, kambiyo senetlerine özgü takipte itiraz süresinin tebliğden itibaren 5 gün olduğu, itiraz için son günün 25/02/2018 olduğu, dolayısıyla davacı borçluların yasal 5 günlük süreden sonra kambiyo takibinde borca itiraz etmesi nedeniyle borca itirazının süresinde olmadığı gerekçesiyle kambiyo takibine itirazın süre yönünden reddine karar vermiştir...

      Bu durumda mahkemece; borçlunun, imzaya ve borca itirazından önce, dayanak belgenin ödeme emri ekinde tebliğ edilmediğine ilişkin şikayeti bulunduğu halde bu yönde inceleme yapılmadan ve olumlu ya da olumsuz karar verilmeden, imzaya itirazlarının incelenmesine geçilerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Öte yandan; senetteki imzanın borçluya aidiyetinin ispatı senet elinde olup, takibe başlayan ve imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklıya ait olduğu kuralı gözardı edilerek (HGK'nun 26.04.2006 tarih 2006/12-259 E, 2006/231 K. sayılı kararı) bilirkişi ücretinin yatırılması hususunda borçluya süre verilmek suretiyle ispat yükünün ters çevrilmesi sonucu itirazın reddi de doğru görülmemiştir....

        UYAP Entegrasyonu