Somut olayda, davacının murisi Dursun Topaloğlu hakkında başlatılan ilamsız icra takibinde ödeme emrinin borçluya 03/10/2011 tarihinde tebliğ edildiği ve itiraz edilmeksizin takibin kesinleştiği tartışmasızdır. Takip borçlusu Dursun Topaloğlu 12/10/2015 tarihinde vefat etmiş olup, davacı vekili mirasçılarının takibe dahil edilmesini istemiştir. Davacı vekilinin bu istemi üzerine davacıya muhtıra tebliğ edilmesi, kesinleşen ilamsız icra takibine itiraz edilmesi konusunda davacıya herhangi bir hak bahşetmez. Kaldı ki seçilen takip yolu nazara alındığında her türlü itirazın da icra müdürlüğüne yapılması gerekir. O halde davacının borca itirazlarının reddine karar verilmesi yerindedir....
çevrilmesi yolu ile ilamlı takip yapıldığından dayanak belgelerin icra emri ile birlikte davacıya tebliğine ilişkin yasal zorunluluk bulunmadığı, İİK 58/3 maddesi ilamsız takipler için öngörülmüş olup bu nedenle davacının bu yöndeki beyanlarına da itibar edilmediği, tüm bu açıklamalar çerçevesinde davacının icra emrinin usulsüz tebliğ edildiği, takip dayanağı belgelerin icra dosyasına usulüne uygun ibraz edilmediği ve faize yönelik şikayetlerinin yasal süresi geçirildikten sonra yapıldığı gerekçesiyle davacının usulsüz tebliğ ve icra emri iptaline yönelik şikayetlerinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir....
Mehmet Karakoç’un icra müdürlüğüne sunmuş olduğu 14/05/2019 tarihli borca itiraz dilekçesiyle de usulsüz tebligata da yönelik beyanının bulunduğu, dolayısı ile usulsüz tebligata 10/05/2019 tarihinde ıttıla kesbettiği, usulsüz tebligata ilişkin şikayetin İ.İ.K.'nun 16. maddesi gereğince öğrenme tarihinden itibaren 7 gün içerisinde icra hukuk mahkemesine yapılması gerekmekte iken yasal süresi geçtikten sonra 07/08/2019 tarihinde tebligatın usulsüzlüğüne ilişkin şikayet yoluna müracaat ettiği gerekçesiyle şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava dilekçesindeki hususları tekrar ederek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Uyuşmazlık, usulsüz tebligat şikayeti ile öğrenme tarihinin tebliğ tarihi olarak kabul edilmesi talebine ilişkindir....
Borçlu vekilinin yasal 7 günlük süreyi geçirdikten sonra 23.06.2011 tarihinde İcra Mahkemesine başvurarak, icra emri tebliğ işleminin usülsüz yapıldığını, durumdan 16.06.2011'de haberdar olduklarını bildirerek, icra emrine konu edilen ipotek belgesinin kayıtsız şartsız borç ikrarını içermediğinden icra emrine konu edilemeyeceğini ve ipotek limitini aşan tüm ferilerin iptali gerektiğini , ipoteğin geçersiz olduğunu, faizin ve asıl alacak miktarının fahiş talep edildiğini ileri sürerek takibin iptalini talep etmiştir.Mahkemece, icra emri tebliğinin usulsüz olduğu kabul edilerek, iddia edilen öğrenme tarihine göre şikayetlerin süresinde yapıldığı kabul edilmiş , işin esası incelenip, icra emrinde ve takipte bir usulsüzlük bulunmadığından şikayetlerin reddine karar verilmiştir. Borçlu vekilince hüküm temyiz edilmiştir....
T2 ve nezdinde çalışan tüm avukatların temsil ettiğini, bu nedenle 26 yıldır vekalet ilişkisi kalmayan avukata gönderilen icra emri tebligatının usul ve yasaya aykırı olduğunu, söz konusu tebligata 30/10/2019 tarihinde haricen muttali olunduğunu, takibin zamana şımına uğradığını, 5 yıllık hak düşürücü zaman aşımı süresi içerisinde açılmayan takibin yasaya aykırı olduğunu belirterek usulsüz tebligatın iptali ile icra emri tebliğ tarihinin 30/10/2019 tarihi olarak tespitine, takibin İİK'nın 33 maddesi kapsamında zaman aşımı hak düşürücü süre nedeniyle iptaline karar verilmesini talep etmiştir. CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; takibe dayanak ilamda T1 vekili olarak sadece Av....
İcra Müdürlüğünün 2021/3297 esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davalı alacaklı tarafından davacı borçlu şirket aleyhine adi ve hasılat kiralarına ait takip başlatıldığı, ödeme emrinin borçlu şirkete 26/02/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davacı borçlunun işbu esas sayılı dosyasında usulsüz tebliğ şikayetinde bulunarak ayrıca borca ve yetkiye itiraz ettiği, davanın usulsüz tebliğ şikayeti ile borca ve yetkiye itiraza ilişkin olduğu, davacı tarafın dilekçesinde, şirketin ticaret sicilinde kayıtlı olan adresi Erzin/Hatay olmasına karşın İstanbul'daki başka bir adrese tebligatın yapıldığı iddiasında bulunduğu, somut olayda örnek 13 ödeme emri ve dayanak belgenin davacı şirketin "İskele Sok. No:19/C, Kadıköy/İstanbul" adresine 26/02/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davacı borçlunun icra dosyasına 11/05/2021 tarihli borca itiraz dilekçesi sunduğu, taraflar arasında düzenlenen 01/05/2007 tarihli kira sözleşmesinde kiracı davacı şirketin adresinin "Caddebostan İskele Sok....
İlk derece mahkemesi kararında özetle; 2004 sayılı İİK'nun 150/1. maddesine dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan ilamlı icra takibinde; borçlunun icra emri gönderilemeyeceğine ilişkin şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi kapsamında kaldığından yasal 7 günlük süreye tâbidir. Öte yandan; İİK'nun 149/a maddesi göndermesiyle ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibinde de uygulanması gereken aynı Kanun'un 33. maddesine göre icra emrine karşı itirazların da 7 gün içerisinde yapılması zorunludur.( Yargıtay 12 HD nin 02/03/2015 tarih ve 2014/27406E ve 2015/4293 K sayılı emsal kararı gereğince de ) İşbu davada da borca ve ferilerine itiraz ile icra emri gönderilemeyeceğine ilişkin şikayetin icra emrinin 11/07/2019 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, itiraz ve şikayetin ise 7 günlük itiraz ve şikayet süresinden sonra 01/08/2019 tarihinde yapıldığı anlaşılmakla itirazının ve şikayetinin süre nedeniyle reddine dair karar vermek gerekmiştir....
Vergi Mahkemesinin ... gün ve E:...; K:... sayılı kararının; dava konusu ödeme emrinin, ... tarihinde usulsüz şekilde tebliğ edildiği; tebliğ mazbatasında, kapı numarasının 67/4 olarak yazılmadığı ve rakamlarda karalama yapıldığı; tebligata ilişkin haber kâğıdının kapısına yapıştırılmadığı; başkasının kapısına yapıştırılan haber kâğıdından da haberi olmadığı; başka bir iş için Muhtarlığa gidildiğinde durumun öğrenildiği ve hemen dava açıldığı; ayrıca, tebligat evrakında, komşusu olarak belirtilen ...'ın muhtarlık kaydına rastlanmadığına dair belgenin dilekçe ekinde sunulduğu; ödeme emrine itiraz için tanınan yedi günlük itiraz süresinin Anayasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir. Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmuştur. Tetkik Hâkimi ...'...
Davacı vekili dava dilekçesinde, diğer şikayetleri, yetki ve borca itirazı yanında, taşkın haciz şikayetinde de bulunmuş, kararın gerekçesinde sadece usulsüz tebligat, meskeniyet şikayetleri ile yetki ve borca itiraz yönünden değerlendirme yapılarak davanın reddine karar verilmiş, davacının taşkın haciz şikayeti hakkında olumlu veya olumsuz bir değerlendirme yapılmamış olup, davacının tüm talepleri değerlendirilmeden karar verilmesi nedeniyle karar, usul ve yasaya aykırıdır....
Somut olayda borçluya örnek (10) ödeme emrinin 22.04.2014 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ise (5) günlük yasal şikayet ve itiraz süresini geçirerek 27.10.2014 tarihinde icra mahkemesine başvurduğu, ayrıca usulsüz tebliğ şikayetinin de bulunmadığı anlaşılmaktadır. İİK.nun 71 ve bu maddede atıf yapılan aynı kanunun 33/a maddelerindeki zamanaşımı şikayeti, takibin kesinleşmesinden sonraki devreye ilişkin olup olayda anılan maddelerin uygulama yeri bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece istemin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken işin esasının incelenerek zamanaşımı itirazının kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi. ZA...