WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 08/07/2021 NUMARASI : 2021/158 ESAS 2021/441 KARAR DAVA KONUSU : Usulsüz Tebligat Şikayeti, Yetkiye ve Borca İtiraz KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararı aleyhine süresi içinde katılma yoluyla davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, HMK’nın 353. maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Alacaklının Kayseri Genel İcra Müdürlüğü'nün 2019/102777 Esas numaralı dosyası ile müvekkili aleyhinde icra takibinde bulunduğunu, müvekkilinin gönderilen ödeme emrini tebellüğ ettiğini, takipte hukuka aykırılıklar bulunduğundan icra takibinin tedbiren durdurulması gerektiğini, yetkili icra dairesinin borçlunun ikametgahı olan yer icra dairesi olduğunu bu nedenle yetkisizlik kararı verilerek dosyanın Develi İcra Dairesi'ne gönderilmesini, ödeme emrinde borçlunun T.C. kimlik numarası belirtilmediğini bu sebeple...

Somut olayda, borçlu tebligattan haberdar olduğunu bildirerek 15.03.2016 tarihli itiraz dilekçesi ile takibe itiraz ettiği halde, İİK'nin 16/1. maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süreden sonra 19.04.2016 tarihinde icra mahkemesine şikayette bulunmuştur. O halde, mahkemece şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesinin doğru olduğu bu seferki incelemeden anlaşılmıştır. 3.Davacı vekilinin kiralananın tahliyesine ilişkin temyiz itirazları yönünden; Davacı tarafından 01.10.2014 başlangıç tarihli kira sözleşmesine dayanarak haciz ve tahliye istekli olarak 04.03.2016 tarihinde başlatılan icra takibinde ödeme emri davalı kiracı İstanbul Seyahat Turizm Tic. A.Ş.ye 07.03.2016 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı borçlu yasal yedi günlük itiraz süresi geçtikten sonra 15.03.2016 tarihinde icra takibine itirazda bulunmuştur. Yapılan itiraz süresinde olmadığından icra müdürlüğünce takibin devamına karar verilmiştir....

    YANIT: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, Soma İcra Dairesinin 2017/483 Esas sayılı icra dosyasının müvekkil şirkete temlik edildiğini, ödeme emrinin borçluya usulüne uygun olarak tebliğ edildiğini, borçlunun yasal süresi içerisinde itiraz etmediğini, icra takibine konu edilen borcun sabit olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, gecikmiş itiraz talebinin reddine, borca itirazın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı istinaf dilekçesinde özetle, borcu ödeyememesinin irade ve kastının dışında oluştuğunu, tebliğ sonrası itirazına gecikmeye sebep olan ve itirazı delillendirecek belgelere erişiminin gizlilik kararı sebebiyle olduğunu, oluşan durumların sonucunun sorumluluk oluşturmadığını belirterek, kararın bozularak karar verilmesini istemiştir....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince " Davacı açtığı dava ile Usulsüz Tebligat, Yetkiye ve Borca İtiraz ile takipten önce zaman aşımı iddialarını öne sürmüştür. Bakırköy 14. İcra Müdürlüğünün 2018/1672 E. sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacının 21.07.2020 tarihinde bizzat icra dairesine başvurarak takip dosyasında örnek aldığı anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere usulsüz tebligat iddiasının öğrenilmesinden itibaren yasal yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde öne sürülmesi gerekmekte olup, 12.08.2020 tarihinde açılan işbu davanın yasal yedi günlük hak düşürücü süreden sonra olduğu anlaşılmakla usulsüz tebligat iddiasının süre yönünden reddine " dair karar verildiği görülmüştür....

    -K. sayılı ilamı ile 6100 sayılı HMK'nun 297/2. maddesi gözetilmek suretiyle borçlunun dilekçesinde ileri sürdüğü icra emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti ile borca ve faize itirazları incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere bozulduğu, bozma üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; borçluya kıymet takdir raporunun 10.10.2018 tarihinde tebliğ edildiği, buna göre de icra mahkemesine 06.05.2019 tarihinde yaptığı başvurunun süresinde olmadığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Somut olayda, borçlunun, hesap kat ihtarının usulüne uygun tebliğ edilmediği şikayeti ile birlikte icra emrinin usulüne uygun tebliğ edilmediğini de ileri sürerek borca ve faize itiraz ettiği, diğer taraftan aynı tarihte ... 7. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2019/403 E. sayılı dosyasında, ihalenin feshine yönelik şikayetinde, aynı takip dosyasındaki kıymet takdir raporu ve satış ilanı tebliğ işlemlerinin de usulsüz olduğunu ileri sürdüğü anlaşılmaktadır....

      Maddesinde belirtilen 7 günlük süre dolduktan sonra 26.02.2020 tarihinde usulsüz tebliğ şikayetinde bulunduğu anlaşıldığından usulsüz tebliğ şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. Bu nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne , ilk derece mahkemesinin kararının HMK.nun 353- 1- b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına , şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM: gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, 1- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2- Adana 7. İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/109 E. 2020/231 K....

      İİK’nun 16. maddesine göre, kanunun hallini mahkemeye bıraktığı hususlar müstesna olmak üzere İcra ve İflas dairelerinin yaptığı muameleler hakkında kanuna muhalif olmasından veya hadiseye uygun bulunmamasından dolayı icra mahkemesine şikayet olunabilir. Aynı kanunun kambiyo senetlerine mahsus iflas yoluyla takibi düzenleyen 171. maddesinde ödeme emrinin “… (3) Kambiyo senedine ve borca dair her türlü itiraz ve şikayetlerini sebepleriyle birlikte diğer tarafa tebliğ edilecek nüshadan bir fazla dilekçe ile beş gün içinde icra dairesine bildirmesi ihtarı”nı içermesi gerektiği, 172. maddesinde ise, ödeme emrine itiraz veya şikayet etmek isteyen borçlunun, ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içinde her türlü itiraz veya şikayetini sebepleri ile birlikte icra dairesine bildirmesi gerektiği düzenlemelerine yer verilmiştir....

        Somut olayda, davacı tarafından usulsüz tebliğ şikayeti ile takibin iptali talebi yanında icra emrinde asıl alacağın nelerden ibaret olduğu, aylık nafakanın kimler adına ve ne nafakası olarak talep edildiği icra emrinde yazmadığından ayrıca müşterek çocuk Batuhan 07/06/2020 tarihinde 18 yaşını doldurduğundan ve müşterek çocuk davacı annesi ile birlikte yaşadığından icra emrinin iptali talebinde de bulunulmuşsa da ilk derece mahkemesince, davacının usulsüz tebliğ şikayeti, icranın ve takibin iptali taleplerine dair hüküm kurulmasına rağmen hükmün gerekçe kısmında davacının dava dilekçesindeki gerekçeleri değerlendirilerek icra emrinin iptali talebi hakkında herhangi bir değerlendirmede bulunulmamıştır....

        Hukuk Dairesinin 25.03.2019 tarih, 2018/2003 esas, 2019/590 karar sayılı ilamı.) davacı borçlunun ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik davasının süreaşımı nedeni ile reddine karar vermek gerekmiştir. Ayrıca davacı borçluya ödeme emri 15.09.2019 tarihinde tebliğ edildiğinden borçlunun imzaya itirazının yasal beş günlük süre geçtikten sonra mahkememize yapılmış olduğu anlaşıldığından açılan davanın süre aşımı nedeniyle reddine" karar verildiği görülmüştür....

        ın ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna yönelik şikayeti üzerine İcra Hukuk Mahkemesi'nin 07.05.2013 tarih ve 2013/121-363 sayılı kararı ile tebligatın usule aykırı yapıldığı tespit edilerek ''12.03.2013'' tarihinin ödeme emrinin tebliğ tarihi olarak düzeltilmesine karar verildiği, borçlunun ise; İİK.'nun 168/4. maddesinde öngörülen yasal beş günlük süreden sonra ''19.07.2013'' tarihinde icra mahkemesine başvurarak imzaya itiraz ettiği görülmüştür. Bu durumda, mahkemece istemin süre aşımı sebebiyle reddine karar vermek gerekirken; esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          UYAP Entegrasyonu