Davacı T2'ya ödeme emrinin 23/03/2022 tarihinde tebliğ edildiği, dava dilekçesinde açıkça T2'ya ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinin ileri sürülmediği bu nedenle tebliğden itibaren yasal 5 günlük süre içerisinde İİK 170/a maddesi kapsamında takibin iptaline yönelik dava açılmadığından T2 yönünden verilen red kararının yasaya uygun olduğu, davacı T2'nın istinaf talebinin yerinde olmadığı, davalı alacaklının istinaf talebinin incelenmesinde ise; mahkemece her ne kadar diğer davacı yönünden açılan davanın kabulüne karar verilmişse de ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri süren davacı T1 her ne kadar tebliğ tarihinin 30/03/2022 olarak düzeltilmesini istemişse de, davacıya ödeme emrinin 17/03/2022 tarihinde tebliğ edildiği, icra dosyasının UYAP üzerinden incelenmesinde ödeme emri tebliğinden sonra davacının 18/03/2022 tarihinde UYAP Vatandaş Portal Uygulamasından yapılan okuma ile takipten haberdar olduğu, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri süren davacının en geç 18/03...
Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesine göre; “Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur” denilmektedir....
Dosya incelendiğinde; davacılardan T2 icra emrinin 17.01.2020 tarihinde tebliğ edildiği, davacılar vekilinin işbu davayı 07.02.2020 tarihinde açtığı, davacılar vekili borçlu şirket yönünden icra emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiası bulunmakla birlikte T2 yönünden icra emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiasında bulunmadığı, esasen davacı T2 icra emrinin bizzat tebliğ edildiği, bu durumda davacı T2 tarafından ileri sürülen iddialardan 7 günlük şikayet süresine tabi olan hususların ilk derece mahkemesince süreden reddi, kamu düzeninden olan ve süreye tabi olmayan şikayet sebepleri bakımından işin esasının incelenmesi gerekmekte olup, ilk derece mahkemesince süreye tabi olan hususlara yönelik şikayet başvurusunun süreden reddi gerekirken esastan reddi doğru değildir. Bu durumda yukarıda belirtilen açıklamalara göre istinaf incelemesi, davacı T2 yönünden kamu düzeninden olan hususlar çerçevesinde, diğer davacı ECS Gay. Yat. Ort. Ltd....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Akşehir İcra Dairesi'nin 2021/1841 Esas sayılı takip dosyasında ödeme emrinin ve icra takibinin iptali gerektiğini, Akşehir İcra Müdürlüğü tarafından ödeme emrine takip dayanağı eklenmemesi nedeniyle ödeme emrinin iptali gerektiğini, aynı zamanda usulsüz tebliğ nedeniyle tebliğ tarihinin müvekkilinin tebliğden haberdar olma tarihi olan 09.11.2021 tarihi olarak nazara alınması gerektiğini, dosya içerisindeki mevcut tebligatın usulsüz olduğunu kabul edilmediğini, söz konusu tebligatın incelenecek olursa İcra Dairesi tarafından yapılan ilk tebligatın olduğu ancak Tebligat Kanunu'nun 21....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI; Mahkemece, davacı tarafın usulsüz tebligat şikayetinde bulunulduğu ancak, ödeme emrinin 11/01/2019 tarihinde tebliğ edildiği, usulsüz tebligata ilişkin şikayetin de 17/01/2019 tarihinde yapıldığı, 7 günlük yasal süre içerisinde dava açıldığından usulsüz tebligat şikayetinde bulunulmasının davacıya hukuki yarar sağlamayacağı, davacının usulsüz tebligatın iptaline ilişkin şikayetinin hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerektiği, yine davacının ödeme emrinin iptaline ilişkin şikayetinin değerlendirilmesinde, davacı borçlu adına ödeme emri tebligat parçasında, "Bu zarfta örnek 7 ödeme emri ve ekleri vardır" ibaresinin yazılarak borçluya ödeme emri ile birlikte dayanak belgelerin de gönderildiği, ödeme emrinde icra dairesinin banka ve iban bilgilerinin bulunduğu gibi, ödeme emrinin usul ve yasaya uygun olarak düzenlendiği, davacının bu iddiasının da yerinde görülmediği, ödeme emrinin iptaline ilişkin şikayetinin reddine karar vermek gerektiği,...
İcra Müdürlüğü'nün 2018/26860 esas sayılı dosyasında takip başlatıldığını, icra emrinin değişen ve usulüne uygun olarak ticaret sicil gazetesinde yayınlanan adresi yerine usulsüz olarak eski adresine TK 35. maddeye göre tebliğ edildiğini, takipten 23.09.2019 tarihinde haberdar olduklarını söyleyerek icra emri tebliğ tarihinin 23.09.2019 olarak düzeltilmesine dosyadaki tüm hacizlerin kaldırılmasını istemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle takibin şeklinin ilamlı icra takibi olduğunu icra emrinin iptali ile hacizlerin kaldırılması talebinin kabulünün mümkün olmadığını tebligat usulsüz olsa bile geçerli olduğunu, öğrenme tarihinin tebliğ tarihi olarak kabul edileceğini dava dilekçesinde herhangi bir borca itirazın da olmadığını söyleyerek davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEME KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince:" Somut olay değerlendirildiğine, borçlu şirketin takip tarihi itibari ile merkezinin "SS Marmara Geri Dönüşümcüler Toplu İşyeri Yapı Koop....
İth..... aleyhinde ilamsız takip yoluyla 30/10/2020 tarihinde icra takibi başlatıldığını, tebligat davetiyesinde ve ödeme emrinde mercinin mührü veya imzası bulunmadığından tebligatın yok sayılacağını, tebliğ işleminin yokluğu halinde tebliğ işleminin hukuki sonuçlarını doğurmasının mümkün olmadığını, tebliğ yokluğu kabul edilmese dahi usulsüz tebligat mevcut olduğunu, 27/12/2021 tarihinde usulsüz tebligat yapıldığını öğrendiklerini, ödeme emrinin takip talebine uygun düzenlenmediğini, ödeme emrinde takip sonrası faiz oranının hatalı ve sabit tutulduğunu, ödeme emrinde kanuna aykırı ibareler bulunduğunu ileri sürerek, ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nın 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Takip dosyasının incelenmesinde borçluya ödeme emrinin 27.02.2020 tarihinde TK'nın 21/2. maddesine göre tebliğ edildiği, davacı borçlu vekili Av. Aybike Yılmaz tarafından dosyaya 20.08.2020 tarihinde ve 07.12.2020 tarihinde vekaletname sunulduğu görülmektedir. Dava ise 10.02.2021 tarihinde açılmıştır. Davacının usulsüz tebliğ şikayeti dosyaya vekaletname sunulan tarihler dikkate alındığında, takipten haberdar olunduğu tarihten itibaren 7 günlük yasal süre içerisinde yapılmamıştır. Diğer taraftan borçlunun ödeme emrinin iptaline ilişkin şikayeti de İİK'nın 16. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren, usulsüz tebliğ iddiasının kabulü halinde ise düzeltilen tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içerisinde olmalıdır....
Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nın 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Davacı vekili dava dilekçesinde, icra emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, müvekkilinin takipten 06.07.2020 tarihinde haberdar olduğunu beyan etmiş ise de, usulsüz tebliğ şikayetini 7 günlük şikayet süresi geçtikten sonra 17.07.2020 tarihinde ileri sürdüğünden usulsüz tebliğ şikayetinin süreden reddine karar vermek gerekmekte iken, Mahkemece şikayetin esası incelenerek reddine karar verilmesi isabetsizdir. İlama aykırılık şikayeti süresiz olarak ileri sürülebilir....
temerrüde düştüğünü belirterek, müvekkiline gönderilen tebligatların usulsüz olduğunun tespitine, haricen öğrenme tarihi olan 01/12/2021 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabul edilmesine, ödeme/tahliye emrinin iptaline karar verilmesini istemiştir....