İSTİNAF NEDENLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; beyan dilekçelerinde davalının cevabının dahi tebliğ edilmediğini, dosyaya konu icra takibi ile ilgili olmak üzere savcılık başvurularının ve dosyalarının olduğu belirtilmiş olmasına rağmen buna ilişkin en ufak bir inceleme yapılmadığını, bu dava dosyalarında ödeme emirleri ve senet fotokopisinin müvekkillerine tebliğ edilmediğini, tebligat zarflarının boş bir şekilde gönderildiğini eksik inceleme neticesinde karar verdiğini, tebligatın hem usulüne uygun yapılmadığını, hem de ödeme emri ve senet fotokopisinin gönderilmediğini, usulüne uygun bir tebligat yapılmadığı için gerek itirazların gerekse usulsüz tebligata ilişkin memur işlemine karşı şikayet konulu davanın reddinin hukuka uygun olmadığını belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanunu yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE: Dava; usulsüz tebliğ şikayetine ilişkindir....
Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16.maddesi olup, bu yöndeki şikayet, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük sürede yapılmalıdır. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince tebligatın usulsüz olması halinde, muhatabı tebliğinden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Somut olayda borçlu, icra müdürlüğüne 23.10.2014 tarihli itiraz dilekçesi vermiştir. O halde 06.08.2014 tarihinde yapılan ödeme emri tebliğ işlemine en geç 23.10.2014 tarihinde muttali olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda 27.11.2014 tarihinde icra mahkemesine yapılan başvuru, ödeme emri tebliğ işlemini öğrenme tarihinden itibaren İİK.nun 16/1.maddesinde öngörülen yasal yedi günlük süreden sonra olup, mahkemece istemin süre aşımı nedeniyle reddi gerekirken, işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
veya diğer tebligatların tebliğ edilmediğini veya usulsüz tebliğ edildiğini ihalenin feshi sebebi olarak ileri süremeyeceğini, açıkça şikayet dilekçesinde ileri sürülmesi kaydı ile borçluya satış ilanı tebliğ edilmemesi veya usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olarak kabul edildiğini; davacı borçluya kıymet takdiri raporunun 21.12.2020 tarihinde, satış ilanının ise 18.01.2021 tarihinde bizzat tebliğ edildiği, tebligatlara yönelik bir usulsüzlüğün yer almadığı, davacı borçlunun kendisi dışındaki diğer ilgililere tebligat yapılmadığı veya usulsüz tebliğ yapıldığını ileri sürme hakkının olmadığı; ihale tarihi itibariyle yürürlükte bulunan İİK'nun 129. maddesi uyarınca satışın yapılabilmesi için, artırma bedelinin, tahmini değerin %50'si ile paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını karşılaması, bunun yanında rüçhanlı alacakları aşmış olması gerektiğini, alacaklı ihale alıcısı, zaten taşınmazın satışını talep edip, taşınmazı alacağına mahsuben satın aldığını, bu...
ŞİKAYET OLUNAN : Taraflar arasındaki sıra cetveline şikayet davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayetçi vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Şikayetçi vekili, şikayet dışı borçlu şirket hakkında yaptıkları icra takibi kapsamında borçluya ait aracın satılarak paraya çevrilmesinden sonra şikayet olunanın Ankara 19. İcra Müdürlüğü’nün takip dosyasında düzenlenen sıra cetvelinde alacaklı-şikayet olunan şirkete birinci sırada yer verildiğini, söz konusu takipten önce şikayet dışı borçlu limited şirket müdürünün ölmesi nedeni ile ödeme emri tebliğ işleminin usulüne uygun yapılmadığını, usulsüz tebligat işlemine dayanılarak yapılan haciz işleminin geçersiz olduğunu ve karşı tarafın haciz isteme yetkisinin bulunmadığını ileri sürerek sıra cetvelinin düzeltilmesini talep etmiştir....
Bu durumda, borçlunun, taşınmazın yüzölçümünün ve muhammen değerinin eksik hesaplandığına yönelik iddiası, satışa hazırlık işlemine ilişkin şikayet niteliğinde olup, şikayetçi borçlu vekiline satış ilanı 28....2015 tarihinde tebliğ edildiği halde, satış ilanın tebliği usulsüzlüğü iddiası da olmadığı göz önünde bulundurularak yasal 7 günlük süre içerisinde bu işlemin şikayet konusu yapılmadığı dosya kapsamı ile sabittir. Öyleyse, süresinde şikayet edilmeyen satış öncesi işlem kesinleştiğinden, artık bu hususa dayalı olarak ihalenin feshi istenemez. Mahkemece; satış ilanı tebliğinden sonra yasal 7 günlük sürede bu işlemin şikayet konusu yapılmadığı göz ardı edilmek sureti ile bu aşamada borçlunun, taşınmazın değerinin düşük gösterildiğinden kıymet takdiri işleminin hatalı olduğuna yönelik iddiasının artık dinlenilmesine olanak bulunmadığı düşünülmeksizin taşınmaz üzerinde yeniden kıymet takdiri yapılması yerinde değildir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca usulsüz tebligat şikayetine ilişkindir. Davacının, tebliğ işlemlerinin usulsüzlüğüne ilişkin başvurusu, İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğindedir. Şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren 7 gün içinde yapılmalıdır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Öğrenme tarihinin aksi ise ancak yazılı belge ile ispatlanabilir....
Somut olayda, şikayetçi adına çıkarılan kıymet takdirine ilişkin tebligatın, 7201 sayılı Kanun'un 21/1. maddesine göre 24.02.2015 tarihinde tebliğ edildiği, ancak adresin kapalı olmasına rağmen Yönetmeliğin 35. maddesi gereğince, muhatabın adreste bulunmama sebebi ve tevziat saatlerinden sonra gelip gelmeyeceği, muhatabın adrese dönüp dönmeyeceği, tebligat mazbatasında “tevsik edilmeden”, 7201 sayılı Kanun'un 21/1. maddesi ile Yönetmeliğin 35. maddesi hükümlerine aykırı olarak yapılan tebligatın usulsüz olduğu anlaşılmakla, mahkemenin kıymet takdiri raporunun tebliğine ilişkin gerekçesi yerinde görülmemekle birlikte, mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, şikayetçi borçlunun, 24.06.2015 tarihinde ihalenin feshi isteminde bulunduğu, ancak satış ilanı tebliğ işlemine yönelik bir şikayetinin olmadığı, bu durumda kıymet takdiri tebligatı usulsüz olsa bile, borçlu en geç satış ilanı tebligatı ile kıymet takdirini öğrenmiş olduğundan ve satış ilanı tebliğ tarihi olan 30.04.2015 tarihinden itibaren...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Şikayet dilekçesinde ödeme emrinin tebliğ işlemine ilişkin usulsüzlüğün açıkça ileri sürülmemiş olması karşısında temyizde öne sürülen usulsüz tebligat şikayetinin dikkate alınamayacağının tabii bulunmasına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun mahkeme kararının İİK'nun 366. ve HUMK'nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), alınması gereken 29,20 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline...
İstinaf Sebepleri Şikayet eden borçlu vekili; ödeme emri ve satış ilanının usulsüz tebliğ edilmesi nedeniyle ihalenin feshine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. C....
İTM'nin 2019/151 Esas, 2019/48 Karar sayılı dosyası ile usulsüz ödeme emri tebliğ işleminin şikayeti ile borca itiraz davası açıldığı, mahkemece davacı vekilinin talebi doğrultusunda davadan sonra takibin durdurulması karar verildiği gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığı kararı verildiği, yine 12. İTM'nin 2019/183 Esas, 2019/91 Karar sayılı kararı ile icra müdürlüğünün 01/11/2019 tarihli takibin durdurulması kararının iptaline karar verildiği, kararın istinaf aşamasında olduğu, bundan sonra alacaklı vekilinin talebi ile haciz işlemlerine geçildiği anlaşılmıştır. Davacının, tebliğ işlemlerinin usulsüzlüğüne ilişkin başvurusu, İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğindedir. Şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren 7 gün içinde yapılmalıdır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır....