DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve borca itiraz nedeniyle takibin durdurulması isteminin reddine ilişkin icra memur işlemini şikayettir. Borçlunun tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin başvurusu, İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğindedir. Şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren yedi gün içinde yapılmalıdır. Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Somut olayda, davacı hakkında başlatılan icra takibinde, ödeme emri Tebligat Kanunu'nun 21/1 maddesi gereğince 29/01/2020 tarihinde tebliğ edilmiştir....
Her ne kadar davacı vekili dava dilekçesinde, davacıya ait ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini iddia etmiş ise de, öncelikle usulsüz tebligat şikayetinin süresinde olup olmadığının irdelenmesi gerekmektedir. Davacı hakkında yürütülen takip sırasında kıymet takdir raporunun 05/02/2019 tarihinde tebliğ edildiği, dava dilekçesinde davacı vekili tarafından kıymet taktir raporunun tebligatı hususunda herhangi bir usulsüz tebliğ iddiasının bulunmadığı, İİK 16. maddesi gereğince usulsüz tebligat şikayetinin en geç 05/02/2019 tarihinden itibaren 7 günlük yasal sürede mahkememizde ileri sürülmediği, davanın ise 09/09/2019 tarihinde açıldığı anlaşıldığından usulsüz tebligat şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. " şeklindeki gerekçelerle davacının usulsüz tebligat şikayetinin süre yönünden reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlunun, haciz işlemine ilişkin bildirimin usulsüz tebliğ edildiğini, hacizden 29.05.2015 tarihinde haberdar olduğunu, haczedilen taşınmazın İİK'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendi kapsamında haline münasip evi olduğunu ileri sürerek haczin kaldırılması için şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurduğu,mahkemece, dosya üzerinden yapılan incelemede, taşınmaz üzerine ipotek tesis edildiğinden bahisle şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir....
Takip dayanağı belgenin ödeme emri ekinde gönderilmesine yönelik talep, İİK'nun 61. maddesine aykırılık nedenine dayalı şikayet olup, aynı Kanunun 16/1. maddesi uyarınca ödeme emri tebliğinden itibaren 7 günlük yasal sürede yapılmalıdır. Somut olayda; dava borçlunun ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğine dair istinaf sebebi ileri sürmediği, ilk derece mahkemesince usulsüz tebligat şikayetinin reddine karar verildiği, usulsüz tebligat şikayetinin reddine karar verildiğinden, ödeme emri tebliğ tarihine göre, takip dayanağı belgenin ödeme emri ekinde tebliğ edilmediğine dair şikayetin yasal 7 günlük süreden sonra yapıldığı anlaşılmaktadır....
Davacı yan işbu dava ile, icra dosyasında taraflarına yapılan ödeme emri tebligatına ilişkin bulundukları usulsüz tebligat şikayetlerinin kabulüne dair verilen kesin karar da göz önünde bulundurularak icra dosyasına ihtirazi kayıt ile depo ettikleri paranın taraflarına iade edilmesine ilişkin müdürlüğe bulundukları taleplerinin reddine dair verilen kararın kaldırılması isteminde bulunmuştur. İcra dosyasının incelenmesinde, davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine ilamsız icra takibi başlatılmış olduğu, ödeme emrinin davacı borçluya 10/07/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davacı yanın mezkur tebligat işlemine ilişkin olarak usulsüz tebligat şikayetinde bulunduğu, şikayet yargılamasının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 25....
Ancak davacı - borçlunun icra müdürlüğüne yapmış olduğu 25/03/2021 tarihli borca itiraz dilekçesi sunulduğunda henüz icra takip dosyasına yurt dışı tebligatına ilişkin belgelerin dönmediği, Londra Başkonsolosluğunun davacı borçluya yapılan ödeme emri tebliğ işlemine ilişkin 10/05/2021 tarihli cevabi yazısının icra dosyasına Uyap ortamından 15/05/2021 tarihinde aktarıldığı anlaşılmıştır. Sonuç olarak; her ne kadar davacı - borçlu tarafından takipten 25/03/2021 tarihinde haberdar olunmuş ise de; ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğünün dava tarihi olan 31/08/2021 tarihinden daha önce öğrenildiği konusunda dosyada bir bilgi ve belge bulunmadığı sabittir. Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayet, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük sürede yapılmalıdır (HGK. 05.06.1991 tarih ve 1991/12- 258 E., 1991/344 K.)....
yapılabileceği, bu bağlamda, icra dosyasında davacı üçüncü kişinin menfi tespit davası açtığına ilişkin bir bildirimde bulunduğuna ilişkin bir belge görülmediği gibi davacının dava dilekçesinde menfi tespit davası açıldığına ilişkin bir açıklama bulunmadığı, bu nedenle, ikinci haciz ihbarnamesinin tebliğ işlemine karşı süresi içinde şikayette bulunmayan ve üçüncü haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden başlayarak yirmi günde menfi tespit davası açıldığına ilişkin olarak icra müdürlüğüne bildirimde bulunmayan davacının borçlu olarak eklenmesi ve kendisine karşı karşı takip işlemleri yürütülmesinde, hukuka aykırı bir yön görülmediği gerekçesiyle usulsüz tebligata ilişkin şikayetin süre yönünden; borçlu sıfatının kaldırılması istemine ilişkin şikayetin esastan reddine karar vermiştir....
Muhatap, şikayet dilekçesinde öğrenme tarihi bildirmemiş ise en geç şikayet tarihinde öğrendiğinin kabulü gerekir. Öte yandan, haciz ihbarnamesi tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nın 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1.fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur....
İstem İİK 16- 18.maddelerinde düzenlenen "şikayet" niteliğinde olduğu ve işin niteliği gereği takdiren dava dilekçesinin karşı tarafa tebliğine gerek görülmemiştir. İlk derece mahkemesi gerekçeli kararında özetle; "... usulsüz tebliğ şikayetinin usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten yedi gün içinde yapılması gerektiği, davacı borçlu vekili tarafından 28/10/2022 tarihinde borca itiraz dilekçesi ibraz edildiği ve dava dilekçesi ile ödeme emrinin bu tarihte öğrenildiğinin beyan edildiği, halbuki iş bu şikayetin yedi günlük yasal süre geçtikten sonra 22/02/2023 tarihinde yapıldığı anlaşılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle; Şikayetin Süre Aşımından Reddine, karar verildiği görülmüştür....
Somut olayda; davacı borçlunun "Esat Caddesi No: 73/4 Küçükesat-Çankaya/Ankara" adresine 02/04/2009 tarihinde "..iş yeri yetkilisi çarşıda olduğundan daimi çalışan Kemal Ateş'e" tebliğ edildiği, icra dosyası incelendiğinde 14/04/2009 tarihinde itiraz dilekçesi ibraz ettiği, usulsuz tebliğ şikayetinde bulunmayarak takibin kesinleştiği, şikayetin öğrenmeden itibaren yedi günlük yasal süresi içerisinde şikayete konu olabileceği dolayısıyla somut olayda yasal 7 günlük sürenin geçmiş olduğu" şeklindeki gerekçe ile ''Davacının usulsüz tebliğ ve icra takibine, ödeme emrine, faize, faiz oranına ve borcun tüm ferileri ve zamanaşımına yönelik şikayetlerinin REDDİNE'' karar verilmiştir....