Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesinin 01/03/2017 tarih 2016/25092 esas 2017/2941 karar) Mahkemece, ödeme emrinin tebliğine ilişkin ilk iade edilen tebligat parçası bulunmadığından TK'nın 21/2 maddesi uyarınca tebligat çıkartılma şartları oluşmadığından yapılan tebligatın usulsüz olduğu kabul edilerek, ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi isabetlidir. Somut olayda; mahkemece, borçlunun ödeme emri tebligatının usulsüzlüğüne yönelik olarak şikayette bulunduğu, şikayetin kabulü ile tebliğ tarihinin 05/10/2018 tarihi olarak düzeltilmesine karar verildiğine göre ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olması nedeniyle takip kesinleşmeyeceğinden, bu tarihten önceki hacizlerin hükümsüz kaldığının kabulü gerekir. Ödeme ve icra emrinde belirtilen ödeme süresi geçmedikçe, alacaklı tarafça haciz istenemeyeceği gibi bu koşullar oluşmadan önce konulan hacizler de geçersizdir....

Bu maddenin uygulanabilmesi için usulsüz de olsa yapılmış bir tebligat bulunmalıdır. Hukuk Genel Kurulu'nun 5.6.1991 tarih ve 1991/12-258 E. - 1991/344 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere “..usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde şikayet yolu ile tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesi önüne getirmesi gereklidir.” Muhatap, şikayet dilekçesinde öğrenme tarihi bildirmemiş ise, en geç şikayet tarihinde usulsüz tebligatı öğrendiğinin kabulü gerekir. Somut olayda, borçlunun bilinen adresine çıkartılan ödeme emri tebligatının bila ikmal iade edilmesi üzerine, borçlunun mernis adresine çıkartılan ödeme emrinin "Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, tebliğ imkansızlığı nedeniyle Tebligat T.K.21/2. madde gereğince...Mahallesi...'...

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ödeme emri tebliğ evrakının tüzel kişi şirketin çalışanı olmayan Davuk Osok isimli şahsa tebliğ edilmesinden ötürü tebliğ işleminin usulsüz olduğu gerekçesiyle şikayetin kabulü ile İstanbul 5. İcra Müdürlüğünün 2021/47 Esas sayılı dosyasından borçluya 15.01.2021 tarihinde yapılan tahliye emri tebliğ işleminin iptaline, tahliye emri tebliğ tarihinin 08.02.2021 olarak düzeltilmesine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuran İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kiralayan vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....

      İcra dosyasının incelenmesinde ; davalı -alacaklının davacı- borçlu hakkında 31.12.2018 keşide tarihli 40.000,00- TL bedelli çekten kaynaklanan 38.400,00- TL asıl alacak ve fer'iler de dahil olmak üzere toplam 46.253,06- TL alacağa ilişkin olarak kambiyo senetlerine mahsus yolla takip yaptığı, davacıya örnek 10 nolu ödeme emri gönderildiği anlaşılmıştır. Davacı taraf ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, ödeme emri ile birlikte senet suretinin gönderilmediği beyanla; usulsüz tebliğ şikayeti ile borca itirazda bulunmuş, mahkemece usulsüz tebliğ şikayeti kabul edilerek borca itirazın reddine karar verilmiştir. Davacı taraf ödeme emri ile birlikte dayanak belge suretinin gönderilmediğini, beyan etmiş ise de, ödeme emrinde " dayanak belge ihtiva eder " ibaresinin olduğu anlaşılmakla bu yöne ilişkin istinaf talebi yerinde görülmemiştir....

      İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde dava dilekçesindeki hususları tekrar etmiş, ilaveten mahkeme tarafından ödeme emrinin iptale talepleri hakkında herhangi bir karar verilmediğini, ödeme emrinin iptali gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca usulsüz ödeme emri tebliği şikayeti ve ödeme emrinin iptali talebine ilişkindir. İzmir 24. İcra Müdürlüğünün 2021/4203 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davalı alacaklı tarafından davacı borçlu hakkında genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız takip olduğu, ödeme emrinde belirtilen adrese çıkartılan ilk tebligatın 20/04/2021 tarihinde iade edildiği, bunun üzerine davacının mernis adresine çıkarılan tebligatın 24/05/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davacının 16/06/2021 tarihinde takibe itiraz ettiği, bu itirazının süresinde olmadığı gerekçesiyle icra müdürlüğünce reddedildiği anlaşılmıştır....

      Hukuk Genel Kurulu’nun 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 Esas ve 1991/344 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere; usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın, bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yedi gün içinde şikayet yolu ile tebligatın usulsüzlüğünü, icra mahkemesi önüne getirmesi gerekli olup, usulsüz tebliğ şikayeti yedi günlük süreden sonra yapılırsa icra emri tebliğ işlemi kesinleşir. Somut olayda borçlu vekili tebliğ işleminden 24.09.2013 tarihinde haberdar olduğunu belirterek, İİK'nun 16. maddesinde öngörülen yedi günlük şikayet süresi geçirildikten sonra, 07.10.2013 tarihinde, Mahkemeye tebliğ işleminin usulsüz yapıldığı şikayetinde bulunmuştur Bu durumda Mahkemece, usulsüz tebliğ işlemi şikayetinin yedi günlük süre içinde yapılmadığı ( bu nedenle icra emri tebliği işleminin kesinleştiği de) nazara alınarak, şikayetin süre aşımından reddine karar verilmesi yerine, işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir....

        Somut olayda, şikayetçinin şikayet dilekçesinde usulsüz olduğunu belirttiği 13.06.2014 tarihli ödeme emri tebliğ işleminden sonra kendisine 16.04.2015 tarihinde yeniden ödeme emri, 28.05.2015 tarihinde de satış ilanının tebliğ edildiği ve bu tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğuna dair bir iddia ve şikayet olmadığı anlaşıldığından şikayetçinin en geç 28.05.2015 tarihinde takipten ve tebliğlerden haberdar olduğunun kabulü gerekir. Dolayısıyla şikayetçinin, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek 02.07.2015 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuru süresinde değildir. O halde mahkemece, şikayetin süre aşımından reddi gerekirken işin esasının incelenerek istemin reddine karar verilmesi isabetsiz olup, mahkeme kararının belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, sonuçta istem reddedildiğinden sonucu doğru mahkeme kararın onanması gerekmiştir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'...

          GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı aleyhine açılmış olan Şebinkarahisar İcra Müdürlüğü'nün 2021/86 Esas sayılı icra takibine usulüne uygun olarak yapılmayan ödeme emri tebliği ve davacının davalıya borcunun bulunmaması nedenleriyle süresinde itiraz ettiklerini, ancak icra müdürlüğünün yapılan itirazın İİK'nun 16/1 maddesi kapsamında yapılacak şikayet üzerine mahkemece incelenebileceğinden karar verilmesine yer olmadığına karar vererek takibin durdurulmasına karar vermediğini, davacı adına çıkarılan ödeme emri tebliğinin tebligatın üzerinde TBK'nun 21/2 şerhinin bulunmamasına rağmen muhtara usulsüz olarak teslim edildiğini, davacı tarafın icra dosyasından UYAP vatandaş portalı üzerinden tesadüfen 25/07/2021 tarihinde öğrendiğini ve 26/07/2021 tarihinde borca ve yetkiye itirazda bulunduklarını, tüm bu nedenlerle davanın kabulü ile icra takibini öğrenme tarihi olan 25/07/2021 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabul edilmesi ve icra dosyasına yaptıkları itirazlarının...

          Cezaların şahsiliği kuralı gereğince borçlu asilin cezai yönden sorumlu tutulabilmesi için ödeme/icra emrinin borçlu asile tebliği zorunludur. Somut olayda; kira parasının tespitine ilişikin tespit hükmü içeren takibe dayanak ilamlarda borçlu şirketin vekili varken ödeme emrinin asile tebliğ edildiği görülmektedir. Bu durumda, ödeme emrinin asile tebliğ işlemi usulsüz olmayıp, vekile de tebliğ edilmemesi noktasında tebliğ işlemi eksikliği söz konusudur. Takibin kesinleştirilmesi için takip talebine ve ilama uygun ödeme emrinin borçlunun dayanak ilamda yazılı olan vekiline tebliği gereklidir. O halde, Bölge Adliye Mahkemesince, ödeme emrinin vekile tebliğ suretiyle eksikliğin ikmali yönünde hüküm kurulması gerekirken, ödeme emri tebligatının iptaline karar verilmesi isabetsiz ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ......

            İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesini tekrarla müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmede imzası bulunan şahsın borçlunun hasmı niteliğinde olduğunu, dosya kapsamında bulunan ödeme emri ve 103 davetiyesinin tebligatı hasma yapıldığından usulsüz olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Uyuşmazlık, genel haciz yolu ile yapılan icra takibinde ödeme emri tebliğ ve 103 davetiyesi tebliğ işleminin usulüne uygun olup olmadığına ilişkindir. Mersin 3....

            UYAP Entegrasyonu