İlk derece mahkemesince, davalı takip dosyasında yapılan ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğu, haciz yapıldığı sırada borçlunun annesinin haciz mahallinde bulunduğu, borçlunun takibi öğrendiğinin kesin olmadığı gerekçesiyle şikayetin kabulü ile sıra cetvelinin iptaline dair verilen karar şikayetçi ile şikayet olunan vekilinin istinaf kanun yoluna başvurması üzerine Adana Bölge Adliye Mahkemesi 10.Hukuk Dairesince davalı takip dosyasında borçluya gönderilen ödeme emri tebliğinin usulüne uygun olmadığı, icra takibinde borçlunun usulsüz tebliği öğrendiğine dair delil de bulunmadığından davalı takibinin kesinleşmediği, davacının ihtiyati haczinin ise itirazın iptali davasında karar verilmediği kesin hacze dönüşmediği, her iki alacak yönünden de hacizler kesinleşmediğinden sıra cetveli düzenlenmesi koşulları oluşmadığı, İİK’nın 361. madde uyarınca paranın iadesini davacının isteyemeyeceği, iptal nedenlerinin gerekçe de gösterilip hüküm fıkrasında gerekçeye ait herhangi bir sözün tekrar edilmemesi...
İcra Müdürlüğünün . 2019/13278 Esas sayılı dosyası ile yapılan ilamsız icra takibinde, ödeme emrinin davacının COVİD-19 sebebi ile kız kardeşinde kaldığı 16/03/2020 tarihinde usulsüz olarak Tebligat Kanunu 21. maddesine göre tebliği edildiği, tebligat şerhinde "komşusunun işe gittiği" beyanının yer almakta ise de davacının o tarihlerde home ofis olarak kız kardeşinin evinden çalıştığını, davacının icra takibinden ve gayrimenkulü üzerindeki hacizden 17/07/2020 tarihinde tapu dairesinde işlem yapmak üzere başvurduğunda haberdar olduğunu, takibin davacı ile davalı taraf arasındaki vekalet ilişkisinden kaynaklandığını, ancak davacının borcu bulunmadığını, takibin asıl alacak ve ferileri de dahil olmak üzere tamamına itiraz edildiğini belirterek, gecikmiş itiraz istemlerinin kabulü ile itirazın süresinde yapılarak takibin durdurulduğuna, usulsüz ödeme emri tebligatının iptaline karar verilmesini istemiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, şikayete konu tebliğ mazbatasının incelenmesinde zarf içeriğinde ödeme emri ve ipotek belgesi suretinin bulunduğu şerhinin yer aldığı, takibin ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız takip olduğu, ödeme emri ve dayanak belgenin borçluya tebliğinin yeterli olduğu, tebligatın 16/06/2021 tarihinde aza Ünal Demir'e tebliğ edildiği, kolluk araştırmasında davacı ile T1'ın ikametleri arasında yaklaşık 5 kilometre mesafe bulunduğunun ve davacının en yakın komşusunun 50 metre mesafedeki Metin Akdağ olduğunun tespit edildiği, UYAP Entegrasyon sistemi üzerinden yapılan araştırmada davacının ödeme emrini ve ödeme emri tebliğ mazbatasını 16/03/2022 tarihinde ve devamındaki tarihlerde birden fazla kez görüntülediği, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının İİK m. 16 uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük süre içerisinde yapılması gerektiği, işbu davaya konu şikayetin 15/06/2022 tarihinde yapıldığı gerekçesiyle şikayetin...
Davacı ödeme emrini ve maaş haczini 09/07/2018 tarihinde bankaya gittiğinde öğrendiğini beyan etmiştir. Dava 11/07/2018 tarihinde açılmıştır. Davacıya yapılan ödeme emrinin tebliği işlemi geçersiz kabul edildiğinde, davacının öğrenme tarihi olarak beyan ettiği 09/07/2018 tarihine göre dava süresinde açılmıştır. Tebligat yapılan MUSTAFA AYTEKİN isimli kişinin davacının çalışanı olduğu yönünde delil bulunmadığından ve ayrıca, tebligatı hangi sıfatla aldığına ilişkin mazbatada bir açıklama yer almadığından, tebligatın geçersiz olduğu değerlendirilmiştir. Davacıya yapılan ödeme emri tebliği usulsüz olduğundan; mahkemece ödeme emrinin iptali ile maaş haczinin kaldırılmasının yerinde olduğu değerlendirilmiştir....
İcra Müdürlüğü'nün 2019/151599 esas sayılı dosyası ile ilamsız icra yoluyla başlatılan takipte davacı borçluya ödeme emrinin 05/11/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekilinin dava dilekçesi ile Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü'nün 2019/151599 esas sayılı takip dosyasından yapılan usulsüz tebligat nedeniyle ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihleri olan 06/01/2020 tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep ettiğini, icra takip dosyasının incelemesinde davacı T4 A.Ş.'ye çıkartılan ödeme emri tebligatının şirket çalışanı Büşra Dillice'ye tebliğ edildiği ve Gebze İlçe Jandarma Komutanlığı Mollafenari Jandarma Karakol Komutanlığı'nın 07/02/2020 tarihli yazı cevabı ile de Büşra Dillice'nin davacı şirkette işe başladığı ve halen çalışmaya devam ettiğinin bildirildiği, bu haliyle ödeme emri tebligatının usulüne uygun olduğu gerekçesiyle davacının ödeme emri tebligatının usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin şikayetinin reddine karar verilmiştir....
O halde, mahkemece, yukarıda açıklanan gerekçelerle ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğuna karar verilerek, tebliğ tarihinin borçlunun öğrenme tarihi olarak beyan ettiği tarih şeklinde düzeltilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
ye yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğu gerekçesi ile bu borçlu yönüyle ödeme emri tebliğ tarihinin 11.06.2018 tarihi olarak düzeltilmesine karar verildiği anlaşılmıştır. 7201 sayılı Kanun'un 32.maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Görüldüğü üzere, usulsüz yapılan tebliğ, mutlaka batıl olmayıp, muhatap tarafından öğrenildiği tarihte geçerli olacaktır (HGK'nun 05.06.1991 tarih, 1991/12-258 E.-1991/344 K. sayılı kararı). Bu madde hükmünün uygulanabilmesi için ise usulsüz de olsa bir tebligatın varlığı ön koşuldur. Öte yandan, tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur....
Şikayet olunan vekili, ödeme emri tebliğinin yasalara uygun olduğunu, satışa konu haczin 6 aylık süreden sonra yenilendiğini, ilk konulan hacizden kaynaklı bir satış olmadığını, sıra cetvelinin usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, ödeme emrinin tebliğine ilişkin usulsüzlükler, diğer alacaklıların haklarını haleldar ediyorsa, sıra cetveline itiraz aşamasında ileri sürülebileceği, şikayete konu takip dosyasında ödeme emrinin borçluya cezaevinde tebliğ edildiği, İİK'nın 54. maddesi uyarınca tutuklu veya hükümlü olan borçluya kendisine bir mümessil tayin etmesi için icra müdürlüğünce uygun süre verilmeden doğrudan borçluya tebligat yapılması İİK'nın 54. maddesine aykırı bulunduğu, borçluya ödeme emri tebliği yok hükmünde olduğu gerekçesi ile şikayetin kabulüne karar verilmiştir. Karar, şikayet olunan vekilince temyiz edilmiştir....
İcra Ceza Mahkemesi'nin 2018/533 esas sayılı dosyasında takibe konu 3 adet çek bakımından karşılıksız çek suçundan cezalandırılması talebinde bulunulduğu, ceza dosyasına sunulan şikayet dilekçesinde çeklerin tahsili amacıyla başlatılan takibe ilişkin takip dosya numarası ve icra dairesinin gösterildiği, ancak ceza davası şikayet tarihi itibariyle takip dosyasından borçluya henüz bir ödeme emrinin tebliğ edilmemiş olduğu, borçluya usulsüzlüğü ileri sürülen tebligatın daha sonra 24/09/2018 tarihinde tebliğ edildiği, dolayısıyla bu tarihten önce ceza dava dosyası ile takipten haberdar olduğunun kabul edilmesi durumunda dahi, henüz usulsüz de olsa bir tebliğ işlemi olmadığından usulsüz tebliğ işleminden haberdar olduğu söylenemez. Ödeme emri tebliğinden önce de borca ve imzaya itiraz süresi başlamaz. Borçlu ancak bir tebliğ işleminden sonra usulsüz tebliği şikayet konusu yapabilir....
İN DÜŞÜNCESİ : Eşyanın yurt içinde bırakılması suretiye transit rejiminin ihlal edildiğinin tespit edildiğinden bahisle davacı adına ödeme emri düzenlenmiş ise de; ödeme emri içeriğinde yer alan vergilerin ödenmesi istemiyle yazılan yazının şirket adresinde, şirket çalışanına tebliğ edildiğinin görüldüğü, dolayısıyla davacıya ev adresinde tebliği yapılmadığı anlaşılan kamu alacağından davacının bilgisi olduğu kabul edilemeyeceğinden, tahakkukun kesinleştiğinden de bahsedilemeyeceği, bu itibarla, kamu alacağının tahsil edilmesine yönelik olarak tesis edilen ödeme emrinin iptali yönünde verilen kararda sonucu itibariyle isabetsizlik bulunmadığı düşünülmektedir....