Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Müdürlüğü'nün 2010/24632 sayılı takip dosyasında düzenlenen ........2011 tarihli sıra cetvelinin kendilerine usülsüz tebliğ edildiğini, sıra cetvelinde birinci sırada pay ayrılan davalının alacağının muvazaalı olduğunu ileri sürerek, davalının payından müvekkilinin alacağının ödenmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı taraf tacir olduğundan davaya ticaret mahkemesinde bakılması gerektiğini, davacının yedi günlük itiraz süresi geçtikten sonra bu davayı açtığını, müvekkilinin ciro yoluyla kendisine geçen üç adet bonoya dayandığını ve iyiniyetli olduğunu, muvazaanın sözkonusu olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir....

    Ödeme emrinin davalıya 24.09.2014 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davacı 11.12.2014 tarihli dilekçesi ile temerrüt nedeniyle tahliye isteminde bulunmuştur. Mahkemece icra dosyasında yapılan ödeme emrinin tebliğinin usülsüz olduğu, davalının mernis adresinin farklı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davalı kiracı icra dosyasında yapılan tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesinde şikayet yoluyla ileri sürüp tebliğ tarihini düzelttirmediği gibi süresinde de itirazda bulunmadığından 24.09.2014 tarihinde yapılan ödeme emri tebliği kesinleşmiştir. İcra mahkemesi ödeme emrinin tebliğindeki usulsüzlüğü kendiliğinden dikkate alamaz. YHGK.nun 30.3.2005 gün ve 2005/6-190 E-220 K ve 29.5.2005 gün ve 2005/6-518 E-518 K sayılı kararları da bu doğrultudadır. Mahkemece işin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. Karar bu nedenle bozulmalıdır....

      Dava, Kırıkkale Devlet Hastanesinde çalışan davalıların usülsüz reçete yazdırarak kurumu zarara uğrattıkları iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 4.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 24.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        ın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi araştırılmadan, hükmün usülsüz tebliğ edilmesi nedeniyle, 05.03.2012 günlü temyiz istemi öğrenme tarihi itibarıyla süresinde kabul edilip, yerel mahkemenin 16.03.2012 gün ve 2005/485, 2011/384 sayılı red kararı kaldırılarak, sanıklar ... ve ...'ın 07.07.2011 günlü karara yönelik temyiz itirazları nedeniyle yapılan incelemede; 765 Sayılı Yasanın 491/4-son maddesi kapsamındaki eylem nedeniyle 5237 sayılı TCK.'...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz dilekçesi ekinde sunulan SGK işe giriş bildirgesine göre, sanık müdafiinin yokluğunda verilen kararı işçisi sıfatıyla tebliğ ... ... ...'ın sanık müdafiinin daimi işçisi olmadığı anlaşılmakla, gerekçeli karar tebliği usülsüz olduğundan, sanık müdafiinin temyiz isteminin süresinde olduğu belirlenip, 06.03.2012 tarihli ek kararın kaldırılmasına karar verilerek temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir....

            /İstanbul" adresi yerine 19.08.2013 tarihinde sanığın doğrudan MERNİS adresine tebliğe çıkarılıp, Tebligat Kanun'unun 21/2. maddesi uyarınca tebliğ edilmesi usülsüz olduğu için 11/07/2013 tarihli ilk karar kesinleşmediğinden, bu tebligata dayalı olarak yapılan kesinleştirme işlemleriyle sonradan verilen kararların yok hükmünde olması nedeniyle sanığın 09.02.2015 tarihli temyiz isteğinin 11/07/2013 tarihli ilk karara yönelik olduğu kabul edilerek yapılan incelemede; Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma, kabul etme veya bulundurma suçundan dolayı, 5237 sayılı TCK'nın 191. maddesinin 2. fıkrası gereğince verilen “tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararların, sözü edilen fıkraya 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6217 sayılı Kanun'un 20. maddesi ile eklenen son cümleye göre, durma kararı niteliğinde ve itiraza tabi olmaları nedeniyle, 5271 sayılı CMK'nın 264/2. maddesi uyarınca, itirazla ilgili gerekli kararın yetkili ve görevli itiraz...

              GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Gerekçeli kararın Tebligat Kanununun 10. maddesi gereğince sanığın bilinen en son adresine tebliğe çıkarılması, bu adreste tebligat yapılamaması halinde MERNİS adresine tebliğ edilmesi gerektiği gözetilmeksizin, denetimli serbestlik tedbirine ilişkin 31/05/2011 tarihli gerekçeli kararın 28.09.2011 tarihinde sanığın doğrudan MERNİS adresine tebliğe çıkarılıp, tebligat yapılamaması üzerine yine MERNİS adresine Tebligat Kanununun 35. maddesi uyarınca tebliğe çıkarılması usülsüz olduğu için 31/05/2011 tarihli iık karar kesinleşmediğinden, bu tebligata dayalı olarak yapılan kesinleştirme işlemleriyle sonradan verilen kararların yok hükmünde olması nedeniyle sanığın 28.08.2014 tarihli temyiz isteğinin 31/05/2011 tarihli ilk karara yönelik olduğu kabul edilerek yapılan incelemede; Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma, kabul etme veya bulundurma suçundan dolayı, 5237 sayılı TCK'nın 191. maddesinin 2. fıkrası gereğince verilen “tedavi ve/veya denetimli...

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Tehdit HÜKÜM : Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre sanığın duruşmada bildirdiği adreste kat "no:3" olmasına rağmen, gerekçeli kararın " iç kapı no:3 " adresine Tebligat Kanunun 21. maddesi uyarınca usülsüz olarak tebliğ edilmesi nedeniyle sanığın temyizinin öğrenme üzerine süresinde olduğu kabul edilerek dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık HÜKÜM : Kısmen Mahkumiyet, Kısmen Beraat Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü: Sanık ... ve savunmanının yokluğunda verilen hükmün adı geçen sanığın savunmanı yerine kendisine tebliğ edilmesi usülsüz olduğundan sanık ... savunmanının 05.10.2010 günlü temyiz isteminin süresinde olduğu anlaşılmakla yapılan incelemede; Sanıkların eylemine uyan 765 sayılı TCK'nun 492/10-son maddesindeki hırsızlık suçu için öngörülen cezanın türü ve üst sınırına göre, aynı Yasanın 102/4, 104/2. maddeleri ile 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK'nun aynı suça uyan 142/1-a, 66/1-e, 67/4. maddelerinin ayrı ayrı ve bir bütün olarak uygulanması sonucu, anılan Yasanın 7/2, 5252 sayılı Yasanın 9/3. maddeleri ışığında, zamanaşımı bakımından 765 sayılı Yasa hükümlerinin sanıklar yararına olması ve aynı Yasanın 102/4 ve 104/2. maddelerinde...

                    a 22.05.2008 tarihinde bizzat tebliğ edilmesine karşın hükümlünün kararı süresi içerisinde temyiz etmediği gerekçesiyle 06.07.2010 tarih,36-174 sayılı ek karar temyiz isteminin reddine karar verilmiş ise de;hükümlünün “kararın tebliğ edildiği bildirilen 22.05.2008 tarihinde Buca'da bulunan Yeşilyurt Hastanesinde tedavi görmesi nedeniyle Alaşehir Cezaevinde olmadığını,Buca Cezaevinde bulunduğunu bu nedenle kararın kendisine tebliğ edilmediğini” iddia etmesi ve hükümlünün Alaşehir Cezaevi İnfaz Bürosu görevlileri ile ilgili şikayeti üzerine Alaşehir C.Başsavcılığı tarafından soruşturma açılarak 06.08.2010 tarihinde hükümlünün beyanının alındığının anlaşılması karşısında kararın hükümlüye bizzat tebliğ edildiği belirtilen 22.05.2008 tarihinde hükümlünün Alaşehir Cezaevinde olup olmadığı,anılan tarihte Yeşilyurt Hastanesinde tedavi görmek için Buca Cezaevinde kalıp kalmadığı belirlenerek ve hükümlünün şikayeti üzerine yapılan soruşturmanın sonucuda araştırılarak dosyanın temyiz incelemesi için...

                      UYAP Entegrasyonu