Bu durumda, TBK.nun 386 vd.ile 470 vd.maddelerinde düzenlenen, bağımsız tüketim ödüncü veya inşaat sözleşmesine bağlı tüketim ödüncü sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili konusundaki icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkin işbu davanın mutlak ticari dava olmadığı aşikârdır. Öte yandan, Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin son yıllardaki içtihatları (15.HD'nin 2017/360 E 2018/3222 K sayılı içtihadı vs.) ve bu doğrultuda tesis edilen İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin 03.06.2020 gün 2018/32 E. - 2020/448 K.sayılı kararına göre, yapı kooperatifinin tacir niteliğini taşımadığı, dolayısıyla her iki tarafın tacir olması ve işin her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi şartının olayda gerçekleşmediği anlaşılmıştır. Bu anlamda dava, nisbî ticari dava olarak da nitelendirilemez. Görev, kamu düzenine ilişkin olup davanın her aşamasında mahkemece re'sen dikkate alınır....
İlk Derece Mahkemesince; taraflar arasında tüketim ödüncü sözleşmesi yapıldığı, tüketim ödüncü sözleşmesinde TBK m.392'nin özel bir dava şartı öngördüğü, ödüncün geri verilmesi konusunda belirli bir gün ya da bildirim süresi veya borcun istendiği anda muaccel olacağı kararlaştırılmamış ise ödünç alanın ilk istemden başlayarak 6 hafta geçmedikçe ödüncü geri vermekle yükümlü olmadığı, taraflar arasında kanunda belirtilen gün, bildirim süresi belirlenmediğini, HMK m.114 gereğince dava şartı bulunmadığından davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine dair karar verilmiştir....
Dava, ödünç sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali davasıdır. Davacı, davalıya verdiğini belirttiği ödünç paranın tahsili için başlattığı icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki para alıp verme işlemlerine dair açıklamaları ve sunulan dekont örnekleri incelendiğinde bu işlemin 6098 sayılı TBK.'nun 386. vd. maddelerinde düzenlenen tüketim ödüncü sözleşmesi niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. 6098 sayılı TBK.'nun 386. vd. maddesinde tüketim ödüncü; "Ödünç verenin, bir miktar parayı ya da tüketilebilen bir şeyi ödünç alana devretmeyi, ödünç alanın da aynı nitelik ve miktarda şeyi geri vermeyi üstlendiği sözleşmedir." şeklinde tanımlanmıştır. Davacının, dava ettiği parayı davacıya ödünç, borç olarak olarak verdiğini iddia ettiği anlaşılmaktadır. Uyuşmazlığın esasına girilmesinden önce, ödünç verilen bir paranın geri verme zamanının belirlenmesi gerekir. 6098 sayılı TBK.'...
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/229 Esas KARAR NO : 2022/542 DAVA : Alacak (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 28/03/2022 KARAR TARİHİ : 19/07/2022 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda : GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Dava dilekçesi özetle şöyledir: "....Davalı tarafın İcra Müdürlüğü’ ne yapmış olduğu itiraz haksız ve kötü niyetlidir. Şöyle ki taraflar uzun yıllardır arkadaş olup bu arkadaşlığa bağlı olarak aralarında bir borç ilişkisi oluşmuş; müvekkil kendisine yukarıda alacak miktarı kadar parayı vermiştir. Davalı taraf kendisine yapılan tüm iyi niyet ve ihtarlara rağmen borcunu ödememiş, müvekkili devamlı olarak ertelemişitir. Bu nedenle kendisi hakkında ilgili icra dosyası kapsamında takibe geçilmiş olup; davalı tarafından ödeme emrine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edilmiştir....
Bölge Adliye Mahkemesi 19.Hukuk Dairesince kararın kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüyle itirazın asıl alacağın 13.500,00 TL'lik kısmı üzerinden iptaline bu miktarın %20'si oranında icra inkar tazminatı ödenmesine dair verilen karar davacı tarafça temyiz edilmiştir. 1-Dava tüketim ödüncü sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptaline ilişkindir....
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava; tüketim ödüncünden kaynaklanan alacağın tahsili istemli olup, ödünç sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanunun 379. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş, somut olaya uygun düşen tüketim ödüncüne aynı kanunun 386. ve devamı maddelerinde yer verilmiş, Türk Ticaret Kanununda bu konuda bir düzenlemeye yer verilmemiştir. TTK'nun 4 ve 5. maddesi hükümleri uyarınca tüketim ödüncüne ilişkin uyuşmazlıkların mutlak ticari dava niteliği yoktur. Davanın, mutlak ticari dava niteliğinin bulunmaması nedeniyle, yalnız nispi ticari dava niteliğinde olması halinde asliye ticaret mahkemesinde, ticari dava olarak görülmesi mümkündür. Uyuşmazlığın, nispi ticari dava olarak görülebilmesi için, tarafların tacir olması ve uyuşmazlığın ticari işletmeleri ile ilgili olması koşullarının bir arada bulunması zorunludur. Davalının ticaret şirketi olması nedeniyle tacir olduğu açıktır. Davalı ise gerçek kişidir....
Dava dosyasına ibraz edilen davaya dayanak "borç para" açıklamalı 05/02/2016 tarihli havale dekontu ile 300.000,00 TL EFT işlemi incelendiğinde, bu işlemin 6098 sayılı TBK'nın 386. vd. maddelerinde düzenlenen tüketim ödüncü sözleşmesi niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Bu bağlamda yapılan değerlendirme de; uyumazlığa konu alacağın tüketim ödüncü sözleşmesinden kaynaklandığı anlaşılmakla uyuşmazlığın esasına girilmesinden önce, ödünç verilen bir paranın geri verme zamanının belirlenmesi gerekir. 6098 sayılı TBK'nın 392. maddesinde ödüncün geri verilme zamanı; "ödüncün geri verilmesi konusunda belirli bir gün ya da bildirim süresi veya borcun geri istendiği anda muaccel olacağı kararlaştırılmamışsa ödünç alan, ilk istemden başlayarak altı hafta geçmedikçe ödüncü geri vermekle yükümlü değildir" şeklinde belirlenmiştir. Taraflar arasında, paranın geri ödenmesi gereken tarihinin belirlendiğine dair bir sözleşme olmadığı gibi tarafların bu yönde bir açıklamaları da yoktur....
Tüketim ödüncü 6098 sayılı TBK'nın 386. maddesinde; "Tüketim ödüncü sözleşmesi, ödünç verenin, bir miktar parayı ya da tüketilebilen bir şeyi ödünç alana devretmeyi, ödünç alanın da aynı nitelik ve miktarda şeyi geri vermeyi üstlendiği sözleşmedir" şeklinde tanımlanmıştır. 6098 sayılı TBK'nın 555. vd. maddelerinde havale düzenlenmiş olup, yerleşik Yargıtay içtihatlarında da belirtildiği üzere, havale kural olarak bir borcun ödenmesi için yapılır. Bu karinenin aksini yani havalenin borç ödemek dışında yapıldığı havale yapanın kanıtlaması gerekir. Davacının, alacağın kaynağını ileri sürüş biçimi dikkate alındığında davacının davalıya gönderdiği paraları ödünç olarak verdiğini iddia ettiği, anlaşılmaktadır. Dosyadaki delillere ve banka kayıtlarına göre davacının davalıya bir kısım para gönderdiği açık ise de banka kayıtları incelendiğinde, para gönderme işlemlerinde ve havale dekontlarında paranın borç verildiğine dair bir kayıt yoktur....
Tüketim ödüncü 6098 sayılı TBK'nın 386. maddesinde; "Tüketim ödüncü sözleşmesi, ödünç verenin, bir miktar parayı ya da tüketilebilen bir şeyi ödünç alana devretmeyi, ödünç alanın da aynı nitelik ve miktarda şeyi geri vermeyi üstlendiği sözleşmedir" şeklinde tanımlanmıştır. 6098 sayılı TBK'nın 555. vd. maddelerinde havale düzenlenmiş olup, yerleşik Yargıtay içtihatlarında da belirtildiği üzere, havale kural olarak bir borcun ödenmesi için yapılır. Bu karinenin aksini yani havalenin borç ödemek dışında yapıldığı havale yapanın kanıtlaması gerekir....
YEREL MAHKEME KARARI; Dava tüketim ödüncü sözleşmesinden doğan alacak talebi ile haksız fiil nedeniyle oluşan maddi ve manevi zararın tazminine ilişkindir. Davacı taraf, davalının geri ödemediği toplam 6.000 TL ödünç paranın nin davalıdan haksız fiil tarihi itibariyle tahsili ile davalının hukuka aykırı eylemi ile vücut bütünlüğünün ihlali sonucu oluşan geçici ve sürekli işgörmezlik tazminat talebi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Dava konusu olaya ilişkin Erzincan Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/747 Esas 2016/522 Karar sayılı yargılaması mevcut olup karar kesinlemiştir. TBK 74 maddesi gereği ceza mahkemesinin mahkumiyet kararı ve kabul ettiği maddi vakalarla hukuk hakimi bağlıdır. Ceza yargılama dosyası incelendiğinde davalı T4 davacının kredi çekerek kendisine verdiğini ikrar etmiştir. Fakat T4 kredinin miktarıyle ilgili tutar belirtmemiştir. Taraflar arasında şifayi tüketim ödüncü sözleşmesi düzenlenmiştir....