Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddesinde krediye bağlı sigorta poliçesinin düzenlenmesi ve prim tahsilatı talimatı ve eklerini okuyup kabul edildiğini ve müşterinin bir nüshasını teslim aldığını, sözleşme gereği kredi hayat sigortası yaptırmasının zorunlu kılındığını, dava dışı banka şubesinin, davalı sigorta şirketinin acentesi konumunda olup bu şekilde poliçenin yineleneceği acentesi aracılığıyla ile sigorta şirketi tarafından taahhüt edilmiş olduğunu, kredi kullandıran ilgili davalı banka yapması gereken işlemleri yapmadığını ve ihmal gösterdiğini, konut ve hayat sigortası ile bunlarla sınırlı olmaksızın diğer ihtiyari sigortaların da davalı tarafından yaptırılması ve sigorta primlerinin mirasbırakanın davalı banka nezdindeki, mevcut hesaplarından, kredi kartlarından tahsil edilmesi talep edilmesine karşın yapılmadığını, bu işlemler yapılmadığı için mirasçıların konut kredisi taksitlerini ödemek zorunda kaldığını, davalı banka şubesi zamanında sigorta işlemlerini yapmış olsa ve bununla ilgili yapması gerekenleri...

    Sigorta şirketi lehtar konumunda ki bankaya karşı tüketicinin sağlık sorunları olduğunu, örneğin, kalp hastası veya kanser hastalığını gizlediğini ileri süremez. Çünkü sigorta poliçesini düzenleyen, sigorta şirketinin kendisi veya yetkili acentesidir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesine göre; herkes, haklarını kullanırken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bankanın elinde hayat sigortası poliçesi gibi kolayca alacağını tahsil etme imkanı varken, sigorta şirketinin ödeme talebini geri çevirdiği şeklindeki bir gerekçeyle, poliçe limiti kapsamında kalan alacağı için icra takibi başlatması veya dava açması dürüstlük kuralına aykırılık oluşturur. Bu nedenle tüketici işlemi niteliğindeki banka kredileri nedeniyle, hayat sigortası yapılmış olması durumunda, bankanın poliçe limitleri dahilinde kalan kredi alacağını öncelikle sigorta şirketinden tahsil etmesi zorunludur. Bu husus, banka tarafından tüketicinin mirasçıları ( halefleri ) hakkında dava açılabilmesinin ön şartıdır....

      ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ: 29/09/2020 NUMARASI: 2018/19 (E) - 2020/520 (K) DAVANIN KONUSU: Rücuen Tazminat (Özel Sağlık Sigortası Poliçesinden Kaynaklanan) KARAR TARİHİ: 13/04/2021 Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemiz heyetince yapılan müzakere sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Dava ve uyuşmazlık, özel sağlık sigorta poliçesinden kaynaklı rücuen tazminat istemine ilişkindir.Hâkimler ve Savcılar Kurulu'nun, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk ve Ceza Daireleri arasında yapılan iş bölümüne ilişkin 25/06/2020 gün ve 2020/564-586 sayılı kararı gereğince, uyuşmazlık konusu olan riziko mahalli konut ve işyeri olan mal ve sorumluluk sigortası sözleşmesi ile taşıma hukukundan doğup doğmadığına bakılmaksızın can-hayat sigortası sözleşmelerinden kaynaklanan davalar sonucu (rücu dâhil) verilen hüküm ve kararların istinaf incelemesinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. ve 45....

        İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; -Yerel Mahkeme kararı usule ve yasaya uygun olmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporu , dosya içeriğine uygun olmadığı gibi, uyuşmazlığın çözümü için gerekli ayrıntılarını içermediğini, -Hükme esas alınan bilirkişi raporunda bilirkişi heyeti özetle; 6502 Sayılı TKHK, kredi verilmesinin, sigorta yaptırılması şartına bağlandığını, tüketicinin açık talebi olmaksızın kredi ile ilgili sigorta yaptırılamayacağını, zorunlu sigortalarda veya tüketicinin sigorta yaptırmak istemesi halinde ise sigorta şirketi ile imzaladığı poliçenin kredi veren tarafından kabul edileceğinin öngörüldüğünü, taraflar arasında yapılan Hayat Sigortası Poliçesi rızai olduğundan ve her iki taraf tarafından imza altın alınıp kabul edildiğini, prim tahsilatı yapılmasından, ayrıca sigortalının vefatından sonra poliçe kapsamında olan miktarın taraflara ödenmesi sebebi ile Hayat Sigorta Poliçesi düzenleyen tarafın üzerine düşeni...

        Bu hüküm mülga 4077 sayılı Kanunun 3/h bendindeki tüketici işlemi tanımından daha kapsamlıdır. 6502 sayılı Kanunun tüketici işlemleri ve tüketiciye yönelik uygulamalardan doğan uyuşmazlıkların tüketici mahkemelerinde çözümünü öngören 73. maddesi ile 83/2. maddesinin açık hükmü karşısında, sigortalısı tüketici tanımına uygun olmak kaydıyla, sigorta sözleşmelerinden kaynaklanan davalar da tüketici mahkemesinin görev alanına girmiştir. Somut olayda dava, 6502 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra 12.12.2014 tarihinde açılmıştır. Dava, davacıların murisi ile ... Bank A.Ş. arasında yapılan kredi sözleşmesi ile buna bağlı olarak davalı sigorta şirketi ile aktedilen hayat sigortası sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacıların murisi tüketici sıfatını haiz olup davacılar, irs ilişkisine dayanarak dava açmaktadırlar....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, trafik kazasından kaynaklı olarak davacının aracının kasko şirketine karşı açtığı tazminat istemine ilişkindir. Sigorta sözleşmesi konusunda, 6102 sayılı TTK m. 1401'de yapılan düzenlemede; Sigorta sözleşmesi sigortacının bir prim karşılığında kişinin parayla ölçülebilir bir menfaatini zarara uğratan tehlikenin, rizikonun meydana gelmesi halinde bunu tazmin etmeyi ya da bir veya bir kaç kişinin hayat süreleri sebebi ile yada hayatlarında gerçekleşen bazı olaylar dolayısıyla bir para ödemeyi diğer edimlerde bulunmayı yükümlendiği bir sözleşmedir....

            den kredi kullandığı, bu sebeple davalı tarafından hayat sigortası yapıldığı, mirasbırakanlarının vefatı sebebiyle ödenmesi gereken tazminatın davalı tarafça ödenmediği iddiasıyla, tazminatın tahsiliistemiyle dava açmışlardır. Dava tarihi itibariyle yürürlüğe girmiş olan 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3, 73/1 ve 83/2. maddeleri uyarınca sigorta sözleşmelerinden kaynaklanan davalara bakma görevinin tüketici mahkemelerine ait olduğu nazara alındığında, uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir." YARGITAY ... HUKUK DAİRESİ E. ... K. ... T. ......

              Davalıların murisi, bankadan kullandığı krediye teminat oluşturmak üzere bankanın talebiyle hayat sigortası yaptırmıştır. Esasen kredi veren bankanın talebi ile tüketici tarafından yaptırılan hayat sigortası, tüketicinin kendi isteğiyle yaptığı bir sigorta olmayıp, bankanın talebi üzerine kendi alacağına teminat oluşturmak üzere yapılan bir sigortadır. Sigorta poliçesinde, tüketici sigortalı, banka lehtar ve sigorta poliçesini düzenleyen sigorta şirketidir. Poliçenin dain (alacaklı) ve mürtehini (rehin) bankadır. Rizikonun gerçekleşmesi halinde, bankanın poliçe teminatı kapsamında kalan bakiye kredi alacağını, öncelikle sigorta şirketinden tahsil etmesi gerekir. Bu nedenle, tüketici işlemi niteliğindeki banka kredileri nedeniyle, hayat sigortası yapılmış olması durumunda, bankanın poliçe limitleri dahilinde kalan kredi alacağını öncelikle sigorta şirketinden tahsil etmesi zorunludur. Bu husus, banka tarafından tüketicinin mirasçıları hakkında dava açılabilmesinin ön şartıdır....

              Tüketici Mahkemesi SAYISI : 2020/483 E., 2022/158 K. 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun (2797 sayılı Kanun) 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; dava konusu uyuşmazlığın niteliği ve temyizin kapsamının, hayat sigorta poliçesinden kaynaklanan ve sigorta şirketine karşı açılan tazminat istemine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin iş bölümüne ilişkin 25.01.2023 tarihli ve 1 sayılı kararı uyarınca dosyayı inceleme görevi Yargıtay 4. Hukuk Dairesine ait olduğundan, 2797 sayılı Kanun’un 60 ıncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca gerekli inceleme yapılmak üzere dosyanın ilgili daireye gönderilmesine karar vermek gerekir. KARAR Açıklanan sebeple; Dosyanın YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 03.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

                "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin görevsizliğine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacılar vekili, müvekkillerinin murisinin bankadan kullanmış olduğu krediye teminat olarak davalı tarafından hayat sigorta poliçesi tanzim edildiğini, murisin vefat etmesine rağmen davalı emeklilik şirketinin ödeme yapmadığını ileri sürerek sigorta teminatının ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece tüm dosya kapsamına göre dava konusu talebin 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında kalmadığı, uyuşmazlığa bakmakla görevli mahkemenin Ticaret Mahkemeleri olduğu belirtilerek mahkemenin görevsizliğine, karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu