Somut olayda, davacı vekilinin müvekkili ile davalı arasında abonelik sözleşmesi bulunduğunu ancak bu abonelik sözleşmesinin davacıya ücretsiz konuşma yapacağı vaat edilerek kandırılmak suretiyle düzenlendiğini ileri sürerek ödenen bedelin istirdatını talep ettiği anlaşılmış olup, taraflar arasında abonelik sözleşmesinin bulunduğu nazara alındığında 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun gereğince uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesinde çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nun 21. ve 22. maddeleri gereğince ... ... 4.Tüketici Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 29.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
GEREKÇE: Dava; saklama sözleşmesinden kaynaklı tazminat davasıdır. Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, taraflarca ileri sürülmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilmelidir. Buna göre; davacı ile davalı ... arasındaki ilişkinin saklama sözleşmesinden kaynaklandığı, söz konusu işlemin 6502 sayılı kanunun 3-1/1 bendi uyarınca tüketici işlemi mahiyetinde olduğu, 6502 sayılı kanunun 73/1 fıkrası uyarınca tüketici işleminden kaynaklı uyuşmazlıkların tüketici mahkemesinde çözümleneceği ve aynı kanunun 83/2 fıkrası uyarınca görev hususuna ilişkin düzenlemelerin çatışması halinde tüketici mahkemesinin görevli olacağının açıkça belirtildiği hususları birlikte değerlendirildiğinde davanın görev dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir....
GEREKÇE: Dava; saklama sözleşmesinden kaynaklı tazminat davasıdır. Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, taraflarca ileri sürülmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilmelidir. Buna göre; davacı ile davalı ... arasındaki ilişkinin saklama sözleşmesinden kaynaklandığı, söz konusu işlemin 6502 sayılı kanunun 3-1/1 bendi uyarınca tüketici işlemi mahiyetinde olduğu, 6502 sayılı kanunun 73/1 fıkrası uyarınca tüketici işleminden kaynaklı uyuşmazlıkların tüketici mahkemesinde çözümleneceği ve aynı kanunun 83/2 fıkrası uyarınca görev hususuna ilişkin düzenlemelerin çatışması halinde tüketici mahkemesinin görevli olacağının açıkça belirtildiği hususları birlikte değerlendirildiğinde davanın görev dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir....
---- olduğu abonelik sözleşmesinin olup olmadığına dair itilaf olduğu;İşbu nedenle ---------- nolu tesisata ilişkin, ---------- nolu sözleşme hesabının olduğuna dair abonelik sözleşmesinin Davacı kurum vekili veya müzekkere yoluyla talep edilmesi halinde değerlendirme imkanı doğacağı, Taraflar arasında abonelik sözleşmesinin ispatı halinde davaya konu fatura bedelinin hangi bilgi/belgelere dayanak gösterilerek tahakkuk edildiğine dair somut bilgi/belgelerin Davacı kurum vekili veya müzekkere yoluyla talep edilmesi halinde değerlendirme imkanı doğacağı, Yukarıda ilk iki maddede belirttiğim bilgi/belgelerin dosya muhteviyatına sunulmaması halinde, Davalı tüketicinin iddialarını çürüten bilgi/belge olmadığından işbu faturanın Davalıya atfedilmesinin yerinde olmadığı"Yönünde rapor tanzim edilmiştir.Davacı kurum davalı ile arasında abonelik sözleşmesi bulunduğunu iddia etmektedir.Davalı taraf ise faturaya konu abonelik bilgilerinin kendisene ait olmadığını, davalı kurum nezdinde böyle bir...
Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 16.07.2008 gün ve 384-106 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: K A R A R - Taraflar arasındaki uyuşmazlık 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında abonelik sözleşmesinden kaynaklandığından kararın temyizen incelenmesi görevi Yargıtay Yüksek 13.Hukuk Dairesine aittir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 13.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 15.01.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Ticaret Mahkemesi - K A R A R - Dosya kapsamına, iddia ve savunmaya, mahkemece kabul edilen hukukî niteliğe göre uyuşmazlık, abonelik sözleşmesinden kaynaklı tazminat istemine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14. maddesi ve Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 19.01.2015 gün ve 2015/8 sayılı İş Bölümü Kararı uyarınca temyiz incelemesinin Dairemizin görevi dışında olup 3. Hukuk Dairesine ait olduğu düşünüldüğünden, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 1/4/2015 tarihli ve 6644 sayılı Kanunun 2. maddesiyle değişik 60/3. maddesi uyarınca görevli Dairenin belirlenmesi için dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine 20/01/2016 gününde oy birliği ile karar verildi....
İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre, dava, ön ödemeli konut satış sözleşmesinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu'nun İş bölümüne ilişkin kararı gereğince "6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunda düzenlenen abonelik, eser, taşıma, sigorta, bankacılık sözleşmeleri dışındaki sözleşmelerden (devre mülk, devre tatil, paket tur, kapıdan satış gibi) kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar"a karşı istinaf inceleme görevinin 18., 19. veya 46. Hukuk Dairesi'ne ait olduğu belirlendiğinden, dairemizin bu istinaf başvurusunu incelemeye görevli olmadığı anlaşılmakla, aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. K A R A R : Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1- Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE 2- Dava dosyasının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. 19. veya 46....
Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, davalının su aboneliğinden kaynaklı alacak istemine ilişkindir. Adana 1. Tüketici Mahkemesince; aboneliğin ticarethaneye ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Adana 1. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından ise taraflar arasında abonelik sözleşmesinin mesken aboneliği olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Davanın açıldığı 28.04.2014 tarihinde yürürlükte olan 4822 sayılı Kanunla değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde kanunun amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, davalının su aboneliğinden kaynaklı alacak istemine ilişkindir. ... 1. Tüketici Mahkemesince; aboneliğin ticarethaneye ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından ise taraflar arasında abonelik sözleşmesinin mesken aboneliği olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Davanın açıldığı 28.04.2014 tarihinde yürürlükte olan 4822 sayılı Kanunla değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde kanunun amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir....
Somut uyuşmazlığın abonelik sözleşmesinden kaynaklanması nedeniyle 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır. 4077 sayılı Yasanın 23.maddesinde bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağı öngörülmüştür. Taraflar arasındaki uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya da Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak da söz konusu olmaz. Bu durumda mahkemece ayrı bir tüketici mahkemesi varsa görevsizlik kararı verilmesi, ayrı bir tüketici mahkemesinin bulunmaması halinde ise davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre, tarafların bu aşamada temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir....