Tip Abonelik Sözleşmesinden kaynaklı, asıl alacak, işlemiş yıllık faiz ve KDV ile ÖİV'si olmak üzere toplam 7.445,02-TL. üzerinden alacağın tahsili için genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi yapıldığı, davalı tarafından süresi içinde, yetkiye, takibe, borca ve diğer tüm ferilerine itiraz edilmesi üzerine icra takibinin durdurulduğu ve davacı tarafından takibin devamının sağlanması amacıyla İİK. 67. maddesinde belirtilen 1 yıllık hak düşürücü süre içinde bu itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır....
Somut olayda,davacı şirket ile davalı arasında kaçak elektrik kullanıldığı ileri sürülen adrese ilişkin kaçak elektrik kullanımı sırasında abonelik sözleşmesi bulunmamaktadır. Davacı ile davalı arasında abonelik sözleşmesi bulunmaması nedeniyle 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında olmayan uyuşmazlığın Nizip Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.'nun 21 ve 22.(1086 sayılı HUMK.’nun 25 ve 26.)maddeleri gereğince Nizip Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE,31.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Sulh Hukuk Mahkemesince, taraflar arasında uyuşmazlığın 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında olduğu belirtilerek görevsizlik kararı verilmiştir. ... Tüketici Mahkemesince, davacı ile davalı arasında sözleşme ilişkisi bulunmadığı asıl hukuki ilişkinin haksız fiilden kaynaklanması nedeniyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. ... Asliye Hukuk Mahkemesi ise taraflar arasında uyuşmazlığın 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında olduğu belirtilerek görevsizlik kararı verilmiştir. 4822 sayılı Kanun ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde kanunun amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir....
(alıcı) ile davalı (satıcı) arasındaki “elektrik enerjisi” satımına ilişkin abonelik sözleşmesi nedeniyle, taraflar arasındaki ilişkinin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır. Abonelik sözleşmesinin bulunması nedeniyle, davanın kaçak elektrik kullanımından kaynaklanmış olması da bu sonucu değiştirmez. O halde taraflar arasındaki uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre uyuşmazlığın Nizip Asliye Hukuk Mahkemesince ( Tüketici M.S.) görülerek çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Nizip Asliye Hukuk ( Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla ) Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 18.02.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda davacı şirket ile davalı arasında kaçak elektrik kullanıldığı ileri sürülen adrese ilişkin abonelik sözleşmesi bulunmamaktadır. Davacı ile davalı arasında abonelik sözleşmesi bulunmaması nedeniyle 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında olmayan uyuşmazlığın Şişli 5. Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HMK.’nun 21. ve 22. maddeleri gereğince Şişli 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 15.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Sulh Hukuk ve Antalya Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, telefon abonelik sözleşmesine dayalı alacak için yapılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasa ile tüketiciler ile satıcı ve üretici firma arasındaki mal ve hizmet alım satımından kaynaklanan anlaşmazlıkların çözüme kavuşturulması görevi Tüketici Mahkemelerine verilmiştir. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasa’nın 1. maddesinde Yasa’nın amacı; “... ekonominin gereklerine ve kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarını koruyucu, aydınlatıcı, eğitici, zararlarını tazmin edici, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı önlemleri almak ve tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini özendirmek ve bu konudaki politikaların oluşturulmasında gönüllü...
Eldeki dava elektrik abonelik sözleşmesinden kaynaklı alacak davasıdır. Davacı faturaların ödenmediğini savunmuş davalı ise aboneliğini iptal ettirdiğini öne sürmüştür. Bir sözleşmeden kaynaklı borç ancak sözleşmenin devamı süresince ve sözleşmenin tarafından talep edilebilir. Ancak abonelik sözleşmelerine müstesna olmak üzere fiili kullanıcı ile abone müştereken faturadan sorumlu olur. Somut olayda ise davalının aboneliğini iptal ettirdiği, gerekli işlemleri tamamladığı bu haliyle her ne kadar dava konusu yerde başka bir fiili kullanıcı var idi ise de davalının abone olarak sorumlu tutulma imkanı olmadığından şartları oluşmayan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Uyuşmazlığın işyeri ile ilgili elektrik abonelik sözleşmesinden kaynaklanmasına göre, davacının 4077 Sayılı Yasa’nın 4822 Sayılı Yasa’yla değişik 3/e maddesindeki tüketici tanımına girmediği ve davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 03.07.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava, abonelik sözleşmesinin iptali ile abonelikten kaynaklı borçtan sorumlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 68/1.maddesine göre; “Değeri iki bin Türk Lirasının altında bulunan uyuşmazlıklarda ilçe tüketici hakem heyetlerine, üç bin Türk Lirasının altında bulunan uyuşmazlıklarda il tüketici hakem heyetlerine, büyükşehir statüsünde bulunan illerde ise iki bin Türk Lirası ile üç bin Türk Lirası arasındaki uyuşmazlıklarda il tüketici hakem heyetlerine başvuru zorunludur. Bu değerlerin üzerindeki uyuşmazlıklar için tüketici hakem heyetlerine başvuru yapılamaz.” Yasanın 70/5. maddesine göre; “Tüketici hakem heyeti kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine tüketici mahkemesinin vereceği karar kesindir.”. Aynı yasanın 73/1. maddesine göre ise “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir....
Dava; Kasko poliçesi kapsamında sigortalının sigortacıya karşı açtığı tazminat davasıdır. Mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. 6100 Sayılı HMK'nun 114/c maddesi gereğince mahkemelerin görevi dava şartı olup, yasanın 115. maddesi gereğince mahkeme dava şartının bulunup bulunmadığının res'en araştırmakla yükümlüdür. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır....