Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, 4721 sayılı TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddelerine dayalı olarak açılan tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir. Kadastroca tescil harici bırakılan yerler için açılan tescil davalarında TMK’nın 713/4 ve 5. fıkraları gereğince keşif sonucu elde edilen bilirkişinin rapor ve krokisine göre gerekli ilanların yöntemine uygun bir biçimde yapılması, yasal 3 aylık sürenin dolmasının beklenilmesi ve ilanın yapıldığı gazete ile ilan tutanaklarının dosya arasına konulması gerekir. Mahkemece yasal ilanlar yapılmadan yazılı olduğu şekilde davanın esası hakkında karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.02.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Dava; 4721 sayılı TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddelerine dayalı olarak açılan tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir. Kadastroca tescil harici bırakılan yerler için açılan tescil davalarında TMK’nın 713/4 ve 5. fıkraları gereğince keşif sonucu elde edilen bilirkişinin rapor ve krokisine göre gerekli ilanların yöntemine uygun bir biçimde yapılması, yasal 3 aylık sürenin dolmasının beklenilmesi ve ilanın yapıldığı gazete ile ilan tutanaklarının dosya arasına konulması gerekir. Mahkemece yasal ilanlar yapılmadan yazılı olduğu şekilde davanın esası hakkında karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.05.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Yörede 766 sayılı Kanuna göre yapılıp 1957 yılında kesinleşen genel arazi kadastrosu, 6831 sayılı Kanuna göre yapılıp 22.05.1991 yılında ilân edilen orman kadastrosu ve 2/B çalışması, 2859 sayılı Kanuna göre yapılıp 21.02.2005 yılında kesinleşen yenileme kadastrosu ve 4999 sayılı Kanuna göre yapılıp 24/12/2010 tarihinde ilân edilmiş fennî hataları düzeltilmiş orman kadastro haritası ile 3402 sayılı Kadastro Kanununun (5831 sayılı Kanunun 9. maddesi ile eklenen) geçici 8. maddesine göre yapılan ek kadastro çalışmaları bulunmaktadır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Davacılar ... ve arkadaşları, ... İlçesi ... Köyü/Mahallesi çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın bir bölümü hakkında, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği iddiasına dayanarak, adlarına tescil istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, 09.11.2015 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile belirtilen bölümün TMK 713/6. maddesi gereğince davalı Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddelerine dayalı olarak açılan, tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir....

          Kadastro tutanağı düzenlenen taşınmazların tescil davasına konu edilemeyeceği gibi, tapu iptal ve tescil davası yönünden ise çekişmeli 792 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 5602 sayılı Kadastro Kanununda on yıllık hak düşürücü süre öngörülmemiş ise de, 3402 sayılı Kadastro Kanununun Geçici 4. maddesinin 3. fıkrası 09.10.1987 tarihinden itibaren bir yıl içerisinde 5602 sayılı Kanuna göre kadastrosu yapılmış taşınmazlar hakkında "dava açabilme hakkını" tanımıştır. 792 sayılı parselin kadastro tespiti sonucu oluştuğu ve hükmen kesinleştiği 05.10.1965 tarihinden dava tarihi olan 25.03.2016 tarihine kadar 3402 sayılı Kadastro Kanununun Geçici 4. maddesinin 3. fıkrası uyarınca kadastro tespit tutanaklarının kesinleştiği tarihten itibaren on yıl ve munzam bir yıllık hak düşürücü sürede çoktan dolmuştur....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tescil ... ile Hazine ve dahili davalı ... Belediye Başkanlığı aralarındaki tescil davasının kabulüne dair Kocaali Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 31.05.2011 gün ve 80/152 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: KARAR Dava, kadastro çalışmaları sırasında kadastro dışı bırakılan taşınmazın Türk Medeni Kanununun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17.maddesi hükümleri uyarınca tescili isteğine ilişkindir. Kadastro dışı bırakma işleminde, taşınmazın geometrik durumu belirlenmediğinden bir tespit işlemi değil ise de, görevlilerce bir yerin tescile tabi olmadığı saptanarak hukuksal durum belirlenmiş olduğundan yapılan bu işlem, bir kadastro işlemidir....

            Yargılama sonunda mahkemece; davalı lehine 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. vd. maddelerinde şartlarının oluştuğu gerekçesi ile davanın reddine; dava konusu ..... mahallesi, 101 ada 98 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine vekili tarafından esasa ilişkin olarak temyiz edilmiştir. Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde; 766 sayılı Kanuna göre yapılan 17.10.1972 tarihinde kesinleşen arazi kadastrosu, daha sonra 3402 sayılı Kanunun Ek 5. maddesine göre yapılan ve 05.05.2015 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu ve 23.10.2015-24.11.2015 tarihinde ilan edilen 3402 sayılı Kanunun geçici 8. madde kadastro çalışması bulunmaktadır....

              Yargılama sonunda mahkemece; davalı lehine 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. vd maddelerinde şartlarının oluştuğu gerekçesi ile davanın reddine; dava konusu..... mahallesi, 101 ada 121 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine vekili tarafından esasa ilişkin olarak temyiz edilmiştir. Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde; 766 sayılı Kanuna göre yapılan 17.10.1972 tarihinde kesinleşen arazi kadastrosu, daha sonra 3402 sayılı Kanunun Ek- 5.maddesine göre yapılan ve 05.05.2015 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu ve 23.10.2015-24.11.2015 tarihinde ilan edilen 3402 sayılı Kanunun geçici 8. madde kadastro çalışması bulunmaktadır....

                Yargılama sonunda mahkemece; davalı lehine 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. v.d. maddelerinde şartlarının oluştuğu gerekçesi ile davanın reddine; dava konusu İ.....ada 87 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine vekili tarafından esasa ilişkin olarak temyiz edilmiştir. Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde; 766 sayılı Kanuna göre yapılan 17.10.1972 tarihinde kesinleşen arazi kadastrosu, daha sonra 3402 sayılı Kanunun Ek 5. maddesine göre yapılan ve 05.05.2015 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu ve 23.10.2015 - 24.11.2015 tarihinde ilân edilen 3402 sayılı Kanunun geçici 8. madde kadastro çalışması bulunmaktadır....

                  İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman orman bilirkişi kurulu tarafından eski tarihli resmi belgelere göre yapılan araştırma ve inceleme sonunda, çekişmeli taşınmazın (B), (C) ve (D) ile gösterilen bölümlerinin orman sayılan yerlerden ve üzerinde 20-100 yaşlarında meşe ağaçları olan eylemli orman olduğu, (A) ile gösterilen bölümünün ise, orman sayılmayan yerlerden olup bu bölümde 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddelerine göre zilyetlikle kazanma koşullarının davalılar yararına gerçekleştiği saptanarak yazılı biçimde hüküm kurulmasında isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalılardan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve yatırdıkları temyiz harcının istek halinde iadesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 10.09.2013 günü oy birliğiyle...

                    UYAP Entegrasyonu