Davalının Türk Medeni Kanununun 641. maddesine dayalı bir tazminat isteği de yoktur. Davalı, şirket hisselerinin devrinin borç mahsubuna yönelik olduğunu da kanıtlayamamıştır. O halde davalıya yapılan bu kazandırmaların denkleştirmeye tabi olacağında kuşku bulunmamaktadır. " ( Yargıtay 2. HD’nin 09/10/2007 tarihli ve 2006/18009 E., 2007/13692 K. ) " ...Dava konusu paranın mirasbırakan tarafından davalı oğlu adına açılan hesaba yatırıldığı mahkemenin kabulündedir. Mirasbırakanın altsoy lehine yaptığı sağlararası kazandırmalar kural olarak miras payına mahsuben yapılmış sayılır ve denkleştirmeyi sağlamak için iadeye tabidir. Mirasbırakan kazandırmanın denkleştirmeye tabi olmadığını açıkça belirtmediği gibi davalıda kazandırmanın iadeye tabi olmadığını kanıtlayamamıştır. (TMK.md.669/2) O halde dava konusu paranın mirasta denkleştirme hükümleri çerçevesinde (TMK.md.671 vd.) iadesine karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. " ( Yargıtay 2....
Davacı ... vekili ve davacı ... vekilinin temyiz itirazlarının maddi hata sebebiyle temyiz incelemesi sırasında incelenmediği anlaşıldığından, karar düzeltme taleplerinin kabulüne, Dairemizin 25.01.2016 tarihli ve 2015/11128 Esas, 2016/820 Karar sayılı bozma ilamının kaldırılmasına karar verilerek tarafların temyiz taleplerinin incelenmesine geçildi. 1) Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davacı ... vekili ve davacı ... vekilinin temyiz itirazlarının ayrı ayrı reddine, 2- Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Dava, mirasta denkleştirme istemine ilişkindir. Murisin çeyiz veya kuruluş sermayesi vermek ya da bir malvarlığını devretmek veya borçtan kurtarmak ve benzerleri gibi karşılık almaksızın altsoyuna yapmış olduğu kazandırmalar aksi muris tarafından açıkça belirtilmiş olmadıkça, denkleştirmeye tabidir (TMK m. 669/2). Yapılan kazandırmanın miras payına mahsuben olmadığını kanıtlama yükümlülüğü, kazandırmadan yararlanan altsoya düşer....
Mahkemece Dairemiz bozma ilamına uyularak, bozma ilamı doğrultusunda alınan bilirkişi raporuna göre, davacının tahsil ettiği ve vadesi gelmiş ödenmemiş prim borcu bulunduğu, bunun taraflar arasındaki sözleşmenin 14. maddesine aykırı olduğu, davacının taraflar arasındaki sözleşmenin yürürlükte bulunduğu 28/10/2005-17/12/2010 tarihleri arasında HDİ Sigorta A.Ş'nin acenteliğini aldığı, bu hususun açıkça sözleşmenin 3. maddesine aykırı olduğu, 2015-2010 yılları arası hasar/prim oranlamasında hasar oranının ağılıkta bulunduğu, tüm dosya kapsamına göre taraflar arasındaki sözleşmenin 19/2 maddesine göre davalının fesih yetkisini kullanmasında açıkça hak ihlali olmadığı, başka bir deyişle sözleşmedeki bu hükme dayalı olarak yapılan fesih bildirimi ve kullanılan fesih hakkının yasa ve iyiniyet kurallarına göre haklı sebeplere dayalı bir kullanım niteliğinde bulunduğu, haklı fesih olgusuna dayalı fesihte, davacı acentenin zararının talep etmesinde yasal koşulların oluşmadığı gerekçesiyle davanın...
Dava konusu 20.12.2010 tarihli bayilik sözleşmesi münhasırlık kaydı (tekel hakkı) içermediğinden, denkleştirme isteminin TTK.m.122/5’teki yasal şartlarının oluşmadığı sonucuna ulaşıldığından, davacının itirazlarına katılma olanağı bulunamamıştır. Sonuç: Sonuç olarak kurulumuz, davacının kök raporumuza vaki itirazlarının raporda herhangi bir değişiklik gerektirmediği, oradaki tespit ve görüşlerimizin aynen muhafazası icap ettiği " yönünde mütalaada bulunulduğu görülmüştür. Huzurdaki dava; hukuki niteliği itibariyle, sonlandırma protokolü/ibraname ile feshedilen bayilik sözleşme ilişkisine dayalı kazanç kaybı ile TTK'nın 122. ve 123. maddelerinde düzenlenen denkleştirme ve rekabet yasağı anlaşmasına dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir. Yanlar arasında 20/12/2010 tarihli ......
şirketi tarafından yapılan feshin haksız fesih olduğu, bu kapsamda davacının denkleştirme tazminatının kabulü için TTK.nun 122/1 'inci fıkrasının a-b ve c bentlerinin kümülatif şekilde gerçekleşmesinin gerektiği ve hesaplamada TTK.nun 122/2 'nci maddesine göre yapılması gerektiği, mahkememizce alınan tarihli ek bilirkişi raporu ile 27/10/2021 tarihli ek bilirkişi raporunun gerek anılan Yargıtay kararına gerekse denkleştirme tazminatını düzenleyen TTK.nun 122' nci maddesinde açıklanan hususlara uygun olması nedeniyle, gerekçeli, denetime elverişli ve somut olaya uygun olması nedeniyle 27/10/2021 tarihli ek bilirkişi raporuna itibar edildiği, her ne kadar mahkememizce itibar olunan bilirkişi raporuna karşı davacı vekilince hesaplamanın TTK.nun 122/2 'nci maddesine uygun olmadığı şeklinde itiraz edilmiş ise de, bilirkişi tarafından sözleşmenin yürürlükte kaldığı 1401 gün üzerinden denkleştirme tazminatının hesaplandığı, davacı tarafın davalı tarafın ticari defterlerine dayandığı, buna...
Buna mukabil sigortacı, denkleştirme talebinin hakkaniyete uygun olmadığını veya bedelin indirilmesi gerektiğini ispat yükü altındadır(Yargıtay 11. HD'nin 24/02/2020 Tarih ve 2019/1475 E.- 2020/1949 K. Sayılı kararı). TTK 122 m. uyarınca, acentenin talep edebileceği denkleştirme tazminatı miktarı, son beş yıllık faaliyeti sonucu aldığı tüm ödemelerin (komisyon, prim vs.) yıllık ortalamasını aşamaz. Beş yıldan daha az süren acentelik ilişkilerinde talep edilebilecek denkleştirme tazminatında azami miktar, faaliyet gösterilen sürenin yıllık ortalamasıdır....
öneline uyulmadan feshi nedeniyle TTK'nın 122. maddesine göre denkleştirme tazminatı talep etme hakkı bulunduğunu beyanla; belirsiz alacak davası olarak açılan iş bu dava ile fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000,00 TL denkleştirme tazminatının, acenteliğin feshi tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....
Davacılar vekili tarafından verilen dava dilekçesinde, tarafların ortak mirasbırakanın, sağlığında bedelini ödeyerek davalıya taşınmaz alındığı ve üzerine inşaat yapıldığı iddia edildiğine ve davalıya sağlararası tasarrufla yapılan bu kazandırmadan hak talep edildiğine ve binanın tümü ile terekeye intikali istendiğine göre, davacıların talebi, mirasta denkleştirmeye ilişkindir (TMK md. 669). TMK’nun 669. maddesine göre; "Yasal mirasçılar, mirasbırakandan miras paylarına mahsuben elde ettikleri sağlararası karşılıksız kazandırmaları, denkleştirmeyi sağlamak için terekeye geri vermekle birbirlerine karşı yükümlüdürler.” Bu düzenlemeye göre, mirasta denkleştirme için; mirasbırakanın sağlararası kazandırması olmalıdır, bu kazandırmanın karşılıksız ve yasal mirasçılara yapılması gerekir, yine bu kazandırmanın miras paylarına mahsuben yapılmış olması gerekmektedir....
Bu halde Altsoy denkleştirme alacağını kural olarak borçlunun ölümü halinde isteyebilir ise de kanunda öngörülen istisnai durumlarda borçlu sağ iken de denkleştirme alacağı istenebilir. Somut olayda ise davacı-davalı ..., borçlu olarak belirtilen babası öldükten sonra iş bu davayı açmıştır. Dosya kapsamından da terekenin taksim edilmediği anlaşılmaktadır. Maddede belirtildiği üzere denkleştirme alacağı kural olarak borçlunun ölümü halinde istenebileceğinden ve bu kalem olacaklar zamanaşımına uğramayacağından açılan davanın dinlenmesinde bir engel bulunmamaktadır. O halde davacı-davalı ...'ün denkleştirme alacağı istemiyle ilgili olarak tarafların usulüne uygun şekilde gösterdiği deliller toplanarak, gerçekleşecek sonucuna göre karar verilmek üzere hükmün bozulması gerektirmiştir. .Ne var ki bu husus ilk inceleme sırasında gözden kaçırıldığından davacı-davalı ...'...
Asliye Hukuk Mahkemesi SAYISI : 2014/347 E., 2021/487 K. 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; dava konusu uyuşmazlığın niteliği, özellikle dava dilekçesi ve temyizin kapsamına göre asıl olarak Türk Borçlar Kanunu'nun 19 uncu maddesine dayalı tekne sicil kaydının iptali ve tescil, mümkün olmazsa mirasta denkleştirme ve tazminat isteklerine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin iş bölümüne ilişkin 18.01.2024 tarihli ve 2024/1 sayılı kararı uyarınca dosyayı inceleme görevi Yargıtay 4. Hukuk Dairesine ait olduğundan, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 60 ıncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca gerekli inceleme yapılmak üzere dosyanın ilgili daireye gönderilmesine karar vermek gerekir. KARAR Açıklanan sebeple; Dosyanın YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 06.06.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi....