.; 112 ada 14 parsel sayılı 752,69 metrekare, 112 ada 18 parsel sayılı 846,49 metrekare ve 113 ada 24 parsel sayılı 793,17 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar ... ve müşterekleri adına irsen intikal, taksim, tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenine dayanılarak tespit ve hükmen 08.02.2002 tarihinde tescil edilmiş; 113 ada 27 parsel sayılı 2.287,75 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ... ve müşterekleri adına aynı nedene dayanılarak tespit ve hükmen 04.07.2000 tarihinde tescil edilmiş; 113 ada 10 parsel sayılı 1.098,71 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ... adına aynı nedene dayanılarak tespit ve 23.01.1998 tarihinde tescil edilmiş; 113 ada 11 parsel sayılı 587,84 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz Nejla Yılmaz ve müşterekleri adına aynı nedene dayanılarak tespit ve hükmen 09.05.2003 tarihinde tescil edilmiştir. Davacı ..., miras yoluyla gelen hakka dayanarak, tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava, kadastro sonrası nedene ve Türk Medeni Kanunu'nun 713/2.maddesine dayanılarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olmakla 2797 sayılı Yargıtay Kanunu uyarınca temyiz inceleme görevi Yargıtay 8.Hukuk Dairesi'ne ait bulunmaktadır. Bu nedenle dosyanın, Yargıtay Yüksek 8.Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 22.06.2010 gününde oybirliği ile karar verildi....
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile güvence altına alınmış olan adın, kişilik hakları içerisinde taşıdığı önemi gözönünde bulunduran 4721 Sayılı Türk Medeni Yasasında kişiliği korumaya ilişkin hükümlerle yetinilmeyip (m.23- 25), onu ayrıca düzenlemek yoluna gidilmiştir (m.26- 27). Buna göre anılan Yasanın 27.maddesi hükmü uyarınca adın değiştirilmesi, ancak haklı nedenlere dayanılarak hakimden istenebilir ise de kişiye sıkı sıkıya bağlı olan ad üzerindeki bu hakkı, kişinin kendisinden başkası kullanamaz. Yine Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 01.03.2000 tarih ve 2000/18- 127. K:2000/154 E K sayılı kararında da belirtildiği üzere; kişi adının-soyadının sürekliliği asıl olmakla birlikte, haklı nedenlerin bulunması koşuluyla değiştirilmesine de yasal olanak tanınmış, Türk Medeni Kanunun 27. maddesinde "adın değiştirilmesi, ancak haklı sebeplere dayanılarak hâkimden istenebilir" hükmüne yer verilmiştir....
Fesih tarihinden yaklaşık 7 yıl sonra 23/09/2013 tarihinde açılan davada, davacının fesih nedeninin hak edildiği halde ödenmeyen fazla mesai ücreti olarak açıklanması, haklı nedene dayandırılmayan feshe, sonradan haklılık kazandırma çabası olup, hukuken sonuca etkisi yoktur. Açıklanan nedenle feshin işçi feshi olduğu ve haklı nedene dayanmadığı gözetilerek kıdem tazminatı talebinin reddi yerine, kabulü hatalıdır. F)Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 04.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Hukuk Mahkemesince, haklı nedene dayalı olarak açılan isim değişikliği davasının çekişmesiz yargı işi olduğu gerekçesi ile görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Elbistan Sulh Hukuk Mahkemesince ise, davanın 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu gereğince nüfus kayıt düzeltim davalarına bakma görevinin, asliye hukuk mahkemesine ait olduğu gerekçesi ile karşı görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Dosya kapsamından, davacıların, kızları ... isminin ...olarak değiştirilmesi istemiyle dava açtıkları anlaşılmıştır. İsmin değiştirilmesi istemi, 6100 sayılı HMK'nın 382/2-a-2 maddesinde çekişmesiz yargı işi olarak düzenlenmiştir. HMK'nın 383. maddesine göre çekişmesiz yargı işinde görevli mahkeme aksine bir düzenleme olmadığı surette sulh hukuk mahkemesidir. 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 27. maddesi uyarınca, haklı bir sebebe dayanmak kaydıyla, adın değiştirilmesi hâkimden istenebilir....
İstifa tarihinden yaklaşık 9 yıl sonra açılan bu davada ödenmeyen bir kısım işçilik alacakları olduğunu öne sürerek haklı fesih iddiasında bulunulmuştur. Dairemiz uygulamasında; istifa dilekçesinde her hangi bir nedene dayanılmadığı hallerde kısa süre içerisinde açılan davalarda, dava dilekçesinde haklı fesih nedenlerinin ileri sürülebileceği ve haklı fesih nedeninin ispatlanması durumunda kıdem tazminatı talebinin kabul edilmekteyse de somut uyuşmazlıkta 9 yıl sonra açılan davada istifa dilekçesinin verilmesinde irade fesadına dayanılması mümkün değildir. Kıdem tazminat talebinin reddi gerekirken hatalı gerekçe ile kabulü bozmayı gerektirmiştir. F) SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 04.11.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Feshin bu hali ile geçerli nedene dayanacağı ancak haklı nedene dayanmayacağından mahkemece feshin haklı nedenle yapıldığına yönelik gerekçesi hatalıdır. Davacının bu yöne ilişkin istinafı yerinde görülmüştür. Bu itibarla sonuç olarak, davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile; ilk derece mahkemesi kararının HMK'nın 353/1- b-2 maddesi gereğince gerekçe yönünden ortadan kaldırılarak davalı işverence yapılan feshin haklı nedene dayanmadığı, ancak geçerli nedene dayandığı gerekçesi ile davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Düzenlemeye göre feshin haklı veya geçerli nedene dayanması, sendikal nedenin bulunması yönlerinden herhangi bir ayrıma gidilmeksizin fesih bildirimine itiraz (işe iade) davaları bakımından temyiz yolu öngörülmemiştir. Özellikle feshin sendikal nedene dayandığı iddiasına dayalı olarak açılan fesih bildirimine itiraz davasında temyiz yolunun açık olduğunun kabulü, Kanun'un lafzı ve kanun koyucunun amacı ile bağdaşmamaktadır. Sendikal tazminat 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun "Sendikal özgürlüğün Güvencesi" başlıklı 25. maddesinde düzenlenmiş olup, tazminat miktarı "işçinin bir yıllık ücret tutarından az olmamak üzere" şeklinde belirlenmiştir. Fesih bildirimine itiraz edilmeksizin sadece sendikal tazminat talepli olarak açılan bir davada, kabul veya reddedilen miktara göre temyiz yolunun değerlendirileceği açıktır....
Düzenlemeye göre feshin haklı veya geçerli nedene dayanması, sendikal nedenin bulunması yönlerinden herhangi bir ayrıma gidilmeksizin fesih bildirimine itiraz (işe iade) davaları bakımından temyiz yolu öngörülmemiştir. Özellikle feshin sendikal nedene dayandığı iddiasına dayalı olarak açılan fesih bildirimine itiraz davasında temyiz yolunun açık olduğunun kabulü, Kanun'un lafzı ve kanun koyucunun amacı ile bağdaşmamaktadır. Sendikal tazminat 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun "Sendikal özgürlüğün Güvencesi" başlıklı 25. maddesinde düzenlenmiş olup, tazminat miktarı "işçinin bir yıllık ücret tutarından az olmamak üzere" şeklinde belirlenmiştir. Fesih bildirimine itiraz edilmeksizin sadece sendikal tazminat talepli olarak açılan bir davada, kabul veya reddedilen miktara göre temyiz yolunun değerlendirileceği açıktır....
Düzenlemeye göre feshin haklı veya geçerli nedene dayanması, sendikal nedenin bulunması yönlerinden herhangi bir ayrıma gidilmeksizin fesih bildirimine itiraz (işe iade) davaları bakımından temyiz yolu öngörülmemiştir. Özellikle feshin sendikal nedene dayandığı iddiasına dayalı olarak açılan fesih bildirimine itiraz davasında temyiz yolunun açık olduğunun kabulü, Kanun'un lafzı ve kanun koyucunun amacı ile bağdaşmamaktadır. Sendikal tazminat 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun "Sendikal özgürlüğün Güvencesi" başlıklı 25. maddesinde düzenlenmiş olup, tazminat miktarı "işçinin bir yıllık ücret tutarından az olmamak üzere" şeklinde belirlenmiştir. Fesih bildirimine itiraz edilmeksizin sadece sendikal tazminat talepli olarak açılan bir davada, kabul veya reddedilen miktara göre temyiz yolunun değerlendirileceği açıktır....