Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının iş akdinin haklı nedenle feshedildiğini belirterek, açılan davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, yapılan yargılama, toplanan deliller, dinlenen tanık anlatımları karşısında, açılan ve ispatlanan davanın kabulü ile davacının iş sözleşmesinin feshinin geçersizliğine ve davacının yasal hakları ile birlikte işe iadesine karar verilmiştir. GEREKÇE Dairece istinaf sebepleri ve kamu düzeni kapsamında yapılan inceleme sonucunda; Davalı vekili süresinde sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; feshin haklı nedene dayandığını, ayrıca hesap raporunda kabul edilen ücretin fahiş olduğunu ileri sürmüştür....

Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti: Bölge Adliye Mahkemesi tarafından, fesih bildirimi ve davalı savunması dikkate alındığında ... akdinin işletmesel karar neticesinde feshedildiği, dava, 6356 sayılı Kanun’un 24. maddesinde düzenlenen sendika temsilciliğinin güvencesine dayanılarak açılan işe iade davası olup, 24. maddeye dayanılarak açılan feshin geçersizliği ve işe iade davasında ... sözleşmesinin feshinin haklı nedene dayanıp dayanmadığı, feshin yazılı olarak açık ve kesin şekilde yapılıp yapılmadığının değerlendirileceği, salt geçerli bir nedene dayanılarak yapılan fesih, feshin geçersizliğini doğuracağı gibi haklı neden bulunsa bile fesih yazılı yapılmamışsa feshin geçersiz sayılacağı, mevcut olgulara göre, davacının ... sözleşmesinin haklı neden olmadan feshedildiği, öte yandan, 6356 sayılı Kanun'un 24. maddesinde işyeri sendika temsilcisinin işe iadesine karar verildiği takdirde feshin geçersiz sayılarak temsilcilik süresini aşmamak kaydıyla fesih tarihi ile kararın kesinleşme...

    C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak iş akdinin işveren tarafından 25/ll-d maddesi uyarınca haklı nedenle feshedildiği gerekçesiyle kıdem ve ihbar tazminatları taleplerinin reddine, prim talebinin kabulüne karar verilmiştir. D) Temyiz: Kararı taraf avukatları temyiz etmiştir. E) Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Davacı tarafından açılan ve temyiz edilmeksizin kesinleşen işe iade kararında feshin geçerli nedene dayandığı kesinleşmiştir. Bu nedenle dosyada feshin geçerli nedene dayandığının ve dolayısıyla davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulü gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir....

      Kişi adının sürekliliği asıl olmakla birlikte haklı nedenlerin bulunması koşuluyla değiştirilmesine de yasal olanak tanınmış, TMK'nin 27. maddesinde "Adın değiştirilmesi ancak haklı sebeplere dayanılarak hâkimden istenebilir." hükmüne yer verilmiştir. Anılan yasal düzenlemede haklı nedenlerin neler olduğu açıkça belirtilmemiş bunun değerlendirilmesi mahkemeye bırakılmıştır. Mahkeme, adın değiştirilmesi istemi ile açılan bir davada ileri sürülen nedenlerin TMK'nin 27. maddesi kapsamında haklı neden sayılıp sayılmayacağını yargı kararları ve bilimsel görüşlerden de yararlanılarak takdir edecek ve sonuca ulaştıracaktır. Haklı nedenin olup olmadığına ilişkin değerlendirme yapılırken objektif koşulların yanı sıra davacı tarafın mahkemeye sunacağı özel nedenlerin de dikkate alınması gerekeceği açıktır. Özel nedenler, istemde bulunanın kişiliği, sosyal statüsü, aile ilişkileri de göz önünde bulundurularak değerlendirilmelidir....

      Dairemiz uygulamasında; istifa dilekçesinde her hangi bir nedene dayanılmadığı hallerde kısa süre içerisinde açılan davalarda, dava dilekçesinde haklı fesih nedenlerinin ileri sürülebileceği ve haklı fesih nedeninin ispatlanması durumunda kıdem tazminatı talebinin kabul edilmekteyse de somut uyuşmazlıkta 8 yıl sonra açılan davada istifa dilekçesinin verilmesinde irade fesadına dayanılması mümkün değildir. Kıdem tazminat talebinin reddi gerekirken hatalı gerekçe ile kabulü bozmayı gerektirmiştir. F) Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 10.02.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Davacı Hazine taşınmazın yüzölçümünün haklı bir nedene dayanılmaksızın 12226 ada 21 ve 27 parseller lehine daraltıldığını belirterek 12226 ada 21 parsel maliki ... ile 12226 ada 27 parsel malikleri ... ve müşterekleri aleyhinde dava açmış, taşınmazın kadastrodan önceki yüzölçümü ile tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, 6200 sayılı Yasanın geçiçi 8. maddesi gereğince ... Genel Müdürlüğü vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine toplanan delillere, kararda belirtilen gerektirici nedenlere ve delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; açılan dava nedeniyle çekişmeli parsellerin uygulama tespiti kesinleşmemiş, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/a maddesi uyarınca tutulan uygulama tutanakları mahkemeye gönderilmiştir....

          Usul hukukunda tarafların açılan dava sebebiyle yapmak zorunda kaldıkları giderlere yargılama masrafları (giderleri) denilmektedir. Yargılama masraflarının neler olduğu ise HUMK.nun 423. maddesinde sayılmıştır. Yasanın 417. maddesi hükmünce yargılama giderlerinin kanunda gösterilen bazı istisnalar dışında davada iki tarafın her birinin haklı çıktığı orana göre mahkemece takdir edilerek yükletilmesi gerekir. HUMK.nun 94. maddesi hükmünce davalı hal ve vaziyeti ile aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermemiş ve ilk muhakeme celsesinde de davacının iddiasını kabul etmiş ise de yargılama giderleri ile sorumlu tutulamaz. Somut olayda; HUMK.nun 94. maddesi hükmünün uygulanma olanağı yoktur. Müdeabihin davanın görüldüğü bir sırada taraflar dışında üçüncü bir kişiye temlik edilmiş olması gerçekten davanın esası hakkında karar kurulmasını gerektirmez ise de, davacı tarafından açılan davanın haklı bir nedene dayandığını da göstermez....

            Davalı Cevabının Özeti: Davalı Şirket vekili, davacının davalı şirkette çalışmakta iken iş sözleşmesinin davranışları sebebiyle haklı nedenle feshedildiğini, içilen sigara dolayısıyla yurtta yangın çıktığını, meydana gelen yangın olayının can ve mal kaybı açısından ciddi bir risk yarattığını ve zarara sebebiyet verdiğini, yangın olayı yaşandıktan sonra bildirim ve uyarıları dikkate almayan davacının başka bir odanın banyosunda sigara içtiği ve bu durumu kabul ettiğini, iş yeri güvenliği tehlikeye düşüren davacının iş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanunu'nun 25/II. maddesi gereğince haklı nedene dayanılarak feshedildiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

              Davacının, işverenin personele sağladığı indirimden yararlanarak satın aldığı aracı taahhüdüne aykırı şekilde 1 yıl içinde satması nedeniyle iş akdinin haklı nedene dayanılarak feshedildiği, ancak söz konusu taahhüdün verildiği anlaşmada bunun yaptırımının artık indirimden yararlanmamak olduğunun belirlenmesi karşısında, işverenin belli olay için öngördüğü yaptırımı aşarak iş akdini feshetmesinin haklı veya geçerli nedene dayanmadığı anlaşılmış, bu nedenle Mahkemece davanın kabulünde bir isabetsizlik görülmediğinden, davalının istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

              Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iş akdinin İş Kanunun 25/II-e gereğince haklı nedenle fesih edildiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, toplanan deliller, dinlenen tanık anlatımları ve hesap bilirkişisi raporu karşısında açılan ve ispatlanan davanın kabulü ile davacının işe iadesine karar verilmiştir. GEREKÇE: Dairece istinaf sebepleri ve kamu düzeni kapsamında yapılan inceleme sonucunda; Davalı süresinde sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; feshin haklı nedene dayandığını ileriye sürerek davanın reddini talep etmiştir....

              UYAP Entegrasyonu