Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kabule göre de; dava TMK. nun 713/1. maddesine dayalı olarak açılan "mülkiyetin tesbiti" davası niteliğindedir. Uyuşmazlık konusu taşınmaz bölümü yol niteliği ile kamu emlakına dönüşerek kamu malı niteliğini kazandığından, bu yerin özel mülkiyet şeklinde tapuya tescili mümkün değildir. Tescil kararı verilemediği durumlarda mülkiyetin tesbitine karar verilmesi gerekir. Dava, TMKnun 713/1.maddesine dayanılarak açılmış olup, bu davalarda Hazine ve ilgili kamu tüzel kişileri TMKnun 713/3.fıkrası uyarınca kanuni hasım durumunda bulunmaktadırlar. Hazine ve ilgili kamu tüzel kişileri (eldeki davada ...) yasal hasım konumunda olduklarından, her türlü yargılama giderleriyle sorumlu tutulamazlar. Bu tür davalarda eksik harcın davacı taraftan alınmasına, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına karar verilir....

    Mahkemece, kısıtlı adayının TMKnun 406.maddesi uyarınca, malvarlığını kötü yönetmesi sebebiyle kendisini darlık ve yoksulluğa düşürme tehlikesine yol açtığı, bu yüzden devamlı korunma ve bakıma muhtaç halde bulunduğu gerekçesiyle kısıtlanmasına ve İzmir Barosu avukatlarından ...'in kendisine vasi olarak atanmasına karar verilmesi üzerine; hüküm, kısıtlı adayı vekili tarafından temyiz edilmiştir. TMKnun 406. maddesinde "Savurganlığı, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı veya malvarlığını kötü yönetmesi sebebiyle kendisini veya ailesini darlık veya yoksulluğa düşürme tehlikesine yol açan ve bu yüzden devamlı korunmaya ve bakıma muhtaç olan ya da başkalarının güvenliğini tehdit eden her ergin kısıtlanır." hükmü yer almaktadır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R - Uyuşmazlık, TMKnun 1007. maddesi uyarınca tapu sicilinin yanlış tutulması üzerine idare tarafından zarar görene ödenen tazminatın, idareyi zarara uğratandan rücuen tahsili istemine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun geçici 14. maddesi ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 2017/1 sayılı iş bölümü kararı uyarınca temyiz inceleme görevi Yargıtay 4. Hukuk Dairesine ait ise de daha önce Yargıtay 4. Hukuk Dairesi Başkanlığının görevsizlik kararı ile Dairemize gönderilmiş olmakla, görevli Dairenin belirlenmesi bakımından dosyanın, 6723 sayılı Kanunla değişik 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60/2 maddesi uyarınca Hukuk İş Bölümü İnceleme Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 13/12/2017 gününde oy birliğiyle karar verildi....

        Dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın TMKnun 1007. maddesine ilişkin bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 20. Hukuk Dairesine aittir. Yukarıdaki yasal düzenleme de dikkate alındığında dosyanın görevli Daire belirlenmek üzere Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmesine 09/07/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMKnun 1007. maddesi uyarınca tazmini davasının kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca ONANMASI hakkında Daireden çıkan kararı kapsayan 09.06.2014 gün ve 2014/3838 Esas - 2014/16361 Karar sayılı ilama karşı davalı idare vekilince verilen dilekçe ile karar düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup gereği konuşulup düşünüldü: -K A R A R- Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, Yargıtay kararında yazılı gerekçelere göre karar düzeltme isteği HUMK'nun 440. maddesinde yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından REDDİNE, idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına, H.U.M.K’nun 442.maddesi göz önünde bulundurularak takdiren 228,00-TL. para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak ......

            ın TMKnun 405. maddesi gereği kısıtlanarak kendisine vasi tayin edilmesi isteminde bulunulmuş; Mahkemece, duruşma yapılmadan dosya üzerinden kısıtlı adayı ...'ın yapılan muayenesi sonucunda düzenlenen 18.11.2014 tarihli sağlık kurulu raporu gereğince TMKnun 405. maddesine göre kısıtlanmasına karar verilmiş, hüküm kısıtlı adayı ... ve vasi adayı ... tarafından temyiz edilmiştir. Vesayete ilişkin hükümler kamu düzenine ilişkindir. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 382/2b-19. maddesinde vesayet işlerinin çekişmesiz yargı işi olduğu, 385. maddesinde niteliğine uygun düştüğü ölçüde basit yargılama usulünün uygulanacağı, 317. maddesinde ise, davalıya tebligat yapılması gerektiği, 320/1. maddesinde de mahkemenin mümkün olan hallerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar vereceği hükme bağlanmış olup Mahkemece, 320/1. maddesi gözetilerek, dosya üzerinden karar verilmiş ise de, varılan sonucun maddenin yanlış yorumlanmasından kaynaklandığı anlaşılmaktadır....

              KARAR ...Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2008/3854 sayılı ihbarına istinaden, TMKnun 405.maddesi uyarınca, ...'ün vesayet altına alınarak, annesi ...'ün süresiz olarak velayeti altına konulmasına karar verilmesi üzerine, hüküm, kısıtlanan ... tarafından temyiz edilmiştir. Davada, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 405. maddesi kapsamında bulunan, akıl hastalığı sebebine dayalı kısıtlama kararı verilmesi istenilmiştir. Vesayet hakkındaki hükümler kamu düzenine ilişkindir. Mahkemece, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinin 19.4.2010 tarih ve 1859 sayılı raporuna istinaden ...'ün kısıtlanmasına karar verilmiş ise de dosyada bulunan ...Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/724 E, 2012/1487 K., sayılı kararına dayanak teşkil eden, 12.10.2012 tarihli Adli Tıp Kurumu raporunda, kısıtlı ...'...

                Mahkemece, davanın TMKnun 286 vd.. maddeleri uyarınca açılan soybağının reddi istemine ilişkin olup, TMKnun 289/1. maddesinde belirlenen bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde dava açılmadığı ve gecikmeyi haklı kılacak sebeplerin de ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacı ile davalı ...'nin evliliklerinden 01.01.1972 tarihinde davalı ...'in olduğu, muhtar bildirimi ile 06.01.1972 tarihinde tescil edildiği anlaşılmaktadır. Davacı, davalı ...'in kızı olmadığı hususunu 22/09/2014 tarihinde gelen imzasız mektup ve yine aynı gün cep telefonunun kimliğini bilmediği kişi tarafından aranarak söylenmesi sonucu öğrendiğini ileri sürerek dava açmıştır. Davalı, cevap dilekçesi ve duruşma sırasındaki beyanlarında, doğumdan 42 yıl sonra açılan davada hak düşürücü nedenle davanın reddini talep etmiş, ancak bu konuda delil bildirmemiştir....

                  Şayet, dava konusu yer satış, bağış veya terekenin paylaşımı yoluyla davacıya geçmemiş ve tereke hala TMKnun 701 ve 702. maddeleri gereğince elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi olup henüz paylaşım yapılmamış ise bir veya birkaç mirasçının tek başına üçüncü kişilere karşı tek başına dava açma sıfat ve hukuki ehliyeti bulunmadığından ve TMKnun 702. maddesi gereğince böyle bir durumda tasarrufi işlemlerde oybirliği arandığından davanın reddine karar verilmesi düşünülmelidir. Davada bir tasarrufi işlem olup tüm mirasçıların birlikte veya terekeye atanacak bir temsilci aracılığıyla davalı ve üçüncü kişi durumunda bulunan Hazine ve köye karşı dava açmaları gerekmektedir. Dava, mirasçılar arasında açılıp yürüyen bir dava olsaydı bu taktirde aktif husumet ehliyeti göz önünde bulundurulmayacaktı. Somut olayda davanın üçüncü kişilere karşı açıldığı anlaşılmaktadır....

                    Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 405. ve 406. maddeleri kapsamında kalan, akıl sağlığı, malvarlığını kötü yönetme, savurganlık sebeplerine dayalı kısıtlanma kararı verilmesi istemine ilişkindir. 1- TMKnun 405. maddesi yönünden yapılan inceleme; dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan davacının sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2- Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; davacı dava dilekçesinde kısıtlı adayının, sadece Türk Medeni Kanununun 405. maddesinde düzenlenen akıl hastalığı nedeniyle değil ayrıca 406. maddesinde düzenlenen malvarlığını kötü yönetmesi iddiasında da bulunarak vesayet altına alınmasını istediğinden ve vesayete ilişkin hükümler kamu düzenine ilişkin bulunduğundan, başta davacı olmak üzere tarafların göstereceği tüm delillerin toplanıp değerlendirilerek ve dava dilekçesinde...

                      UYAP Entegrasyonu