Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

K A R A R Davacı dava dilekçesinde, kısıtlı adayı eşinin maaşını ailesinin geçimi için harcamadığını, kendisine gereksiz şeyler aldığını, yaptığını savurganlıktan dolayı ailesini zor durumda bıraktığını açıklayarak malvarlığını kötü yönetmesi nedeniyle kendisini ve ailesini darlık ve yoksulluğa düşürme tehlikesi bulunduğundan kısıtlanmasına karar verilmesini istemiş; mahkemece davanın kabulü ile Murat Murta Kurt'un TMKnun 406. maddesi uyarınca kısıtlanmasına dair verilen karar kısıtlı adayı tarafından temyiz edilmiştir. TMKnun 406. maddesinde "Savurganlığı, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı veya malvarlığını kötü yönetmesi sebebiyle kendisini veya ailesini darlık veya yoksulluğa düşürme tehlikesine yol açan ve bu yüzden devamlı korunmaya ve bakıma muhtaç olan ya da başkalarının güvenliğini tehdit eden her ergin kısıtlanır." hükmü yer almaktadır....

    Değerlendirme ve Gerekçe : Dava, TMK m.1007 maddesinden kaynaklanan tazminat istemini içermektedir. 4721 sayılı TMK.nun sorumluluk kenar başlığını taşıyan 1007. maddesinde "Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder." hükmü yer almakta olup, tapu işlemleri, kadastro tespiti işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden sıralı işlemler olup, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, bu kayıtlarda yapılan hatalardan da TMK.nun 1007. maddesi anlamında Devlet sorumludur. (HGK.nun 16.06.2010 gün ve 2010/4- 349/318 sayılı kararı) Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması sebebiyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır....

    Davacı dava dilekçesinde ... ve Orman Yönetimini taraf olarak göstermemiş, haklarında usûlüne uygun bir dava açmamış, TMK'nın 1007. maddesi uyarınca bir tazminat talep etmemiştir. ... ve Orman Yönetimi yargılama sürecinde mahkemenin talebi üzerine davaya dahil edilmişlerse de, dava dilekçesinde taraf olarak gösterilen ... ile dahili davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı da bulunmadığına ve hükümde uyuşmazlığın TMK'nın 1007. maddesinden kaynaklandığı şeklinde bir nitelendirme de yapılmadığına göre, uyuşmazlığın 6098 sayılı Borçlar Kanununun 214. ve devamı maddelerinde düzenlenen, zapta karşı tekeffül hükümlerinden kaynaklanmakta olduğu anlaşılmaktadır. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14. maddesi ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 09.02.2018 gün ve 2018/1 sayılı İşbölümü Kararı uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 13. Hukuk Dairesine ait olup, Dairemizin görevi dışındadır....

      Şöyle ki; Dava, Medeni Kanun'un 1007. maddesinden kaynaklanan tazminat davası olup, dava konusu taşınmaz, üzerinde kat mülkiyeti kurulu yapının 7 nolu bağımsız bölümüdür. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre; davacı tapuda bağımsız bölüm olarak kayıtlı bulunduğu halde anataşınmaza ait mimari projede yer almayan bağımsız bölümü satın almış ancak açılan tapu iptali ve tescil davası sonucu taşınmazın tapusu iptal edilmiş olduğundan uğradığı zarar karşılığı 75.000 TL maddi tazminat istemektedir. Burada davacının zararı taşınmazı satın almak için ödediği bedel (resmi senet akit tablosunda belirtilen bedel) ve bu bedele dava tarihine kadar toptan eşya fiyat endeksi uygulanarak tapu iptali dosyasındaki yargılama giderinden ibaret olması gerektiğinden taşınmaza ait resmi senet akit tablosu da getirtilerek bu olgulara göre davacının zararının belirlenmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde taşınmazın rayiç değerinin ödenmesine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir....

        Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 1007. maddesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine 11/04/2017 gününde oy birliği ile karar verildi....

          Dava, TMK'nın 1007. maddesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, dava konusu taşınmazın tapu kaydına 29.01.2010 tarihinde 2. derece arkeolojik sit alanı şerhi konulduğu ve ayrıca Marmara Denizi kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığı anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere kıyılar, Anayasanın 43. maddesi uyarınca Devletin hüküm ve tasarrufunda olup, bu yerlerin özel mülkiyete konu olma imkanı yoktur. Mahkemece, dava kamulaştırmasız el koyma olarak nitelendirilmişse de; kaynağını 4721 sayılı TMK'nun 1007. maddesinden alan bu davada ...nin tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan kusursuz sorumluluğu bulunduğu kabul edilerek tazminata mahkum edilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkin davalar nisbi harca tabi davalardandır. 492 sayılı Harçlar Kanununun 32. maddesinin birinci cümlesinde “Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz....

            Mahkemece, taraf ve tanık beyanları ile kısıtlı adayının malvarlığını kötü yönetme durumunun bulunduğu, yargılama sırasında dahi ikinci bir iş kurduğu, aile fertleri arasında kısıtlı adayının borç yapma riskinin varlığı nedeniyle mirasa dahil malların paylaşımı yoluna gidildiği, TMKnun 406.maddesindeki şartların oluştuğu gerekçesiyle kısıtlanmasına ve davacı eşinin vasi olarak atanmasına karar verilmesi üzerine; hüküm, kısıtlı adayı vekili tarafından temyiz edilmiştir. TMKnun 406. maddesinde "Savurganlığı, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı veya malvarlığını kötü yönetmesi sebebiyle kendisini veya ailesini darlık veya yoksulluğa düşürme tehlikesine yol açan ve bu yüzden devamlı korunmaya ve bakıma muhtaç olan ya da başkalarının güvenliğini tehdit eden her ergin kısıtlanır." hükmü yer almaktadır....

              TMKnun 594.maddesinde, miras bırakanın mirasçısı bulunup bulunmadığı veya mirasçılarının tamamı bilinmiyorsa, sulh hakiminin uygun araçlarla ve bir ay ara ile iki defa ilan yapıp hak sahiplerini son ilandan başlayarak en geç bir yıl içerisinde mirasçılık sıfatını bildirmeye davet edeceğini, ilan süresinde kimsenin başvurmaması halinde ve sulh hakiminin de hiçbir mirasçı tespit edememesi durumunda miras sebebiyle istihkak davası açma hakkı saklı kalmak üzere mirasın devlete geçeceği hükme bağlanmıştır....

                Hukuki değerini yitiren bir tapuya dayanılarak TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazminat isteminde bulunulamaz. Diğer taraftan, TMK'nın 1007. maddesinden kaynaklanan tazminat davalarında, mülkiyet kaybının kesinleştiği tarihten itibaren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 146. maddesine (818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 125. maddesine) göre 10 yıllık genel zamanaşımı süresi içinde dava açılması gerekmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin 29.09.2017 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 2014/6673 başvuru numaralı 25.07.2017 tarihli ... kararı ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18.11.2009 tarihli 2009/4-383 Esas - 2009/517 Karar sayılı kararı nazara alındığında; Hukuk Genel Kurulu kararı ile TMK'nın 1007. maddesi ile düzenlenen tazminat için hukuk yolu etkili hale gelmiş olup, HGK karar tarihi olan 18.11.2009 tarihinden önce zamanaşımı süresi dolanlar açısından makul süre içinde TMK'nın 1007. maddesine dayanılarak dava açılması gerekir....

                  TMK'nın 1007 nci maddesinden kaynaklanan tazminat davalarında, mülkiyet kaybının kesinleştiği tarihten itibaren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 146 ncı maddesine (818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 125 inci maddesine) göre 10 yıllık genel zamanaşımı süresi içinde dava açılması gerekmektedir. Anayasa Mahkemesinin 29.09.2017 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 2014/6673 başvuru numaralı 25.07.2017 tarihli Yaşar Çoban kararı ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4-383 Esas - 2009/517 Karar sayılı kararı nazara alındığında; Hukuk Genel Kurulu kararı ile TMK'nın 1007 nci maddesi ile düzenlenen tazminat için hukuk yolu etkili hale gelmiş olup, HGK karar tarihi olan 18.11.2009 tarihinden önce zamanaşımı süresi dolanlar açısından makul süre içinde TMK'nın 1007 nci maddesine dayanılarak dava açılması gerekir....

                    UYAP Entegrasyonu