Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, TMK' nun 1007. Maddesine dayalı , tapu sicilinin hatalı tutulmasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Davacıların hissedar olduğu taşınmazın bir kısmının kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığından bahisle kullanılamayan bu kısım için tazminat talebinde bulunmuştur. Dosyadaki tüm belgeler ile mahallinde yapılan keşif akabinde dava konusu 272 ada 34 parsel nolu taşınmazın 811,33 m² lik kısmının kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığı buna göre davacının mülkiyet hakkının sınırlanması nedeniyle tazminat davası açmakta haklı olduğu anlaşılmıştır. Somut olayda TMK'nın 1007. maddesi kapsamında Devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu ve davacıların zararının tazmininin yerinde olduğu (bakz. Y. 20....

Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda; dava açıldıktan sonra, 20.10.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değeri 338.756,08 TL olarak ıslah edildiği, hükmün kesinleştiği 18.01.2005 tarihi ile ıslah tarihi arasında 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesinden kaynaklanan tazminat davaları için uygulanan 10 yıllık zamanaşımı süresi dolmuş olduğu, harcı tamamlanmayan dava değerine ve süresi geçtikten sonra yapılan ıslaha göre karar verilmesi hatalı olduğundan kararın bozulmasına karar verilmiştir. B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Birinci Karar Mahkemenin 27.11.2018 tarihli ve 2018/324 Esas, 2018/467 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne 10.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren faizi ile tahsiline karar verilmiştir. C. İkinci Bozma Kararı 1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur. 2....

    Bu durumda dosya içeriğine, temyiz isteminin kapsamına göre, uyuşmazlık Türk Medeni Kanunu'nun 1007 maddesinden kaynaklı tazminat istemine ilişkin olup, temyiz inceleme görevi Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu Kararı uyarınca Yargıtay 20. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Yukarıdaki yasal düzenleme de dikkate alındığında dosyanın görevli Yargıtay 20. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 12.12.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi....

      Asliye Hukuk Mahkemesinin 1995/963 Esas sayılı dosyasında tazminat davası açtığı, zamanaşımının 21.11.1995 tarihinden itibaren başlayacağı, dava tarih itibarıyla da zamanaşımı süresinin dolduğu, davalı Hazinenin de süresinde verdiği cevap dilekçesiyle zamanaşımı definde bulunduğu, davanın 10 yıllık zamanaşımı süresi içinde açılmadığı anlaşılmıştır. 3. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesinden kaynaklanan tazminat davalarında, mülkiyet kaybının kesinleştiği tarihten itibaren 6098 sayılı Kanun’un 146 ncı maddesine (818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 125 inci maddesine) göre 10 yıllık genel zamanaşımı süresi içinde dava açılması gerekmektedir....

        Bu prensiplerden biri tescil, diğeri sicilin aleniliği (güvenirliği) bir başkası ise geçerli bir hukuki sebebin bulunması yani illetten mücerret olmaması nihayet TMK 1007. maddesi uyarınca sicillerin tutulmasından dolayı hazinenin kusursuz sorumluluğu ilkesidir. Tapu Sicil Müdürlüğü, tapu sicillerinin tutulması ve kuruluş mevzuatında öngörülen sair işlevleri bulunan bir kurum olup, TMK 1007. maddesinde öngörülen sicillerin tutulmasından kaynaklanan sebeple sorumlu tutulması gereken bir kurum değildir. Sorumluluğun münhasıran Maliye Hazinesi'ne ait olacağı kuşkusuzdur. (Yargıtay 1. HD 2011/14303 Esas 2012/2614, Yargıtay 1. HD. 2021/5362 Esas 2021/8317 Karar) Yapılan açıklamalara göre eldeki dosya incelendiğinde TMK 1007. maddesine dayalı olarak tazminat talebinde bulunduğu görülmektedir....

          Bu prensiplerden biri tescil, diğeri sicilin aleniliği (güvenirliği) bir başkası ise geçerli bir hukuki sebebin bulunması yani illetten mücerret olmaması nihayet TMK 1007. maddesi uyarınca sicillerin tutulmasından dolayı hazinenin kusursuz sorumluluğu ilkesidir. Tapu Sicil Müdürlüğü, tapu sicillerinin tutulması ve kuruluş mevzuatında öngörülen sair işlevleri bulunan bir kurum olup, TMK 1007. maddesinde öngörülen sicillerin tutulmasından kaynaklanan sebeple sorumlu tutulması gereken bir kurum değildir. Sorumluluğun münhasıran Maliye Hazinesi'ne ait olacağı kuşkusuzdur. (Yargıtay 1. HD 2011/14303 Esas 2012/2614, Yargıtay 1. HD. 2021/5362 Esas 2021/8317 Karar) Yapılan açıklamalara göre eldeki dosya incelendiğinde TMK 1007. maddesine dayalı olarak tazminat talebinde bulunduğu görülmektedir....

          Dava, TMK’nın 1007. maddesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi, tapu sicilinin aleniliği ve tapu siciline güven ilkelerinin yansımasının sonucu olarak, mülkiyet hakkı ya da başkaca bir aynî hak edinen kişinin, bu sicilin tutulması nedeniyle uğradığı zararın tazminine ilişkin olup, buna göre "Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.” Medenî Kanunun 1007. maddesi gereğince davalı sıfatı Hazinenin olup Tapu Müdürlüğünün davalı sıfatı bulunmadığından tapu müdürlüğü aleyhine açılan davanın husumetten reddi gerekeceği hususu düşünülebilir ise de Yüksek Hukuk Genel Kurulunun HGK'nın 2011/9-718 E. - 2012/36 K. sayılı kararında da değinildiği üzere, HMK’nın 124/4. maddesindeki, “Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir....

            HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/337 KARAR NO : 2022/627 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 14/06/2021 NUMARASI : 2021/45 ESAS -2021/232 KARAR DAVA KONUSU : TMK'nın 1007. Maddesinden Kaynaklanan Tazminat KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin maliki bulunduğu Ardahan ili, Çıldır ilçesi, Gölebakan köyü, 101 ada 19 parsel numaralı tarla vasfındaki taşınmazın yaklaşık 1700 m²'lik kısmının kıyı kenar çizgisinde kalması nedeni ile kamulaştırmasız olarak el atıldığını, yapılan kamulaştırmasız el atma işleminden dolayı idare tarafından davacıya herhangi bir ödemede bulunmadığını ileri sürerek, davacıya ait Gölebakan köyü 101 ada 19 parselin el konulan yaklaşık 1700 m² yerinin bedeli olan 1.000,00 TL 'nin el koyma tarihinden itibaren uygulanacak yasal faizi ile davalı idareden tahsilini talep ve dava etmiştir....

            Dava, TMK’nın 1007. maddesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, Gaziosmanpaşa Tapulama Mahkemesinin 1972/9 E. - 1987/10 K. sayılı kararının kesinleşmesinden itibaren 10 yıllık genel zamanaşımı süresi geçtikten sonra eldeki dava açıldığına ve davalı Hazine süresi içerisinde zamanaşımı def’inde bulunduğuna göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, HMK'nın 302/5. ve 373. maddeleri uyarınca dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine 18/06/2020 günü oy birliğiyle karar verildi...

              nci maddesinden kaynaklı tazminat koşullarının oluştuğunun kabulü ile hüküm kurulması, ilgili idare tarafından onaylanmış ya da hükmen kesinleşmiş kıyı kenar çizgisinin bulunmadığının tespiti hâlinde ise 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi koşulları oluşmadığının nazara alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile davanın kabulüne karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir....

                UYAP Entegrasyonu