Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuki sebebine dayalı olarak 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince paftasında “yol” olarak gösterilen taşınmazın tapuya kayıt ve tescili istemine ilişkindir. Davacı, 2008 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında 353 ada 38 parsel sayılı taşınmazın adına tespit ve tescil edildiğini, maliki olduğu taşınmazın batısındaki bölümün yol boşluğu olarak tespit harici bırakıldığını, ancak bu bölümün tespitten önce yol olmadığını ileri sürerek yol olarak tespit harici bırakılan taşınmaz bölümünün adına kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Hazine temsilcisi davanın reddini savunmuştur. Davalı ......

    Davacının miras bırakanı Hacı Mehmet Şahin ile davaya katılan mirasçıları yönünden; 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesi gereğince miktar araştırmasının yapılması, belgesizden taşınmaz edinip edinmediklerinin, Tapu Sicil ve Kadastro Müdürlüğü ile zilyetliğe dayalı tescil davası açıp açmadıklarının o yer Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden sorulması, varsa belgesizden edinilen taşınmazlara ait tapu kayıtları ile kadastro tutanaklarının Tapu Sicil Müdürlüğünden, zilyetliğe dayalı tescil davalarına ait dosyalarının ise ait olduğu mahkemelerden getirtilerek 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesinde açıklanan norm kuralının gözönünde tutulması, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Davacı ..., ... Köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın bir bölümü hakkında, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği iddiasına dayanarak tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın 12.03.2015 tarihli fen bilirkişi raporunda (A), (B), (C), (D), (E) ve (F) harfleriyle gösterilen bölümlerinin davacı ... adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir. Dava, TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddelerine dayalı tescil isteğine ilişkindir....

        Yargılama sırasında ayrıca 250 ada 9 sayılı parsel ile adına kayıtlı 250 ada 6 sayılı parsel arasında bulunan sınırında da yanlışlık olduğunu ileri sürmüştür. Dava, 3402 sayılı Kadastro Yasa'sının 12/3, 14.maddelerine dayalı kısmen tapu iptali ve tescil ile TMK. 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddelerine dayalı kadastro sırasında yol olarak tescil harici bırakılan taşınmazın tescil istemine ilişkindir. Dosyada mevcut dava konusu taşınmaza komşu dava dışı 250 ada 6 parsel sayılı taşınmaza ilişkin kadastro tutanağı ve tapu kaydının incelenmesinde; 250 ada 6 sayılı parselin 1.326,88 m² yüzölçümlü olarak ceddinden intikalen, taksimen ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle Musselim Yılmaz adına tespit ve tescil edildiği, sonrasında satış yoluyla kayden davacı Musselim oğlu T1 adına tapuya tescil edildiği anlaşılmıştır....

        14. Hukuk Dairesi         2011/9181 E.  ,  2011/11525 K."İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 18.02.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 04.03.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, kadastro tespiti sırasında tapu kaydına dayalı olarak davalı ... adına "harmanyeri" olarak tespit ve tescil edilen 552 ada 1 parsel sayılı taşınmazın imar uygulaması ile oluşan ve yine davalı ... adına tescil edilen 4119 ada 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17 ve 18 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tescili istemine ilişkindir....

          Bu şekilde yapılan işlem bir tesbit işlemi değil ise de; kadastro görevlilerince taşınmazın tescile tabi olmadığı saptanarak hukuksal durum belirlenmiş olduğundan, yapılan işlem bir kadastro işlemi niteliğini taşımaktadır. Bu bakımdan bu gibi yerler hakkında 3402 sayılı Kanunun 12/3. fıkrasında belirtilen 10 yıllık hak düşürücü sürenin uygulama olanağı yoktur. Kural olarak, kadastro tesbitiyle kadastrodan önceki zilyetlik süresi kesintiye uğramakta ve kadastroca tesbit dışı bırakıldığı tarihten dava tarihine kadar TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17.maddelerinde belirtilen koşullar yanında 20 yıllık kazanma süresi de davacı yararına gerçekleşmiş ise, bu tür taşınmazların kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile edinilmesi mümkün bulunmaktadır....

            Dava; 4721 sayılı TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddelerine dayalı tescil isteğine ilişkindir. Kadastroca tescil harici bırakılan yerler için açılan tescil davalarında TMK’nın 713/4 ve 5. fıkraları gereğince keşif sonucu elde edilen bilirkişinin rapor ve krokisine göre gerekli ilanların yöntemine uygun bir biçimde yapılması, yasal 3 aylık sürenin dolmasının beklenilmesi ve ilanın yapıldığı gazete ile ilan tutanaklarının dosya arasına konulması gerekir. Mahkemece yasal ilanlar yapılmadan yazılı olduğu şekilde davanın esası hakkında karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 18.12.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Öte yandan TMK’nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddelerine dayalı olarak açılan tescil davalarında, TMK'nın 713/4 ve 5. fıkraları gereğince keşif sonucu elde edilen bilirkişinin rapor ve krokisine göre gerekli yerel ve gazete ilanlarının yöntemine uygun bir biçimde yapılması, ilanın yapıldığı gazete ile ilan tutanaklarının dosya arasına konulması ve yasal 3 aylık sürenin dolmasının beklenilmesi gerektiği halde yasal ilanlar yapılmadan karar verilmesi de isabetsizdir....

              Öte yandan TMK’nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddelerine dayalı olarak açılan tescil davalarında, TMK'nın 713/4 ve 5. fıkraları gereğince keşif sonucu elde edilen bilirkişinin rapor ve krokisine göre gerekli yerel ve gazete ilanlarının yöntemine uygun bir biçimde yapılması, ilanın yapıldığı gazete ile ilan tutanaklarının dosya arasına konulması ve yasal 3 aylık sürenin dolmasının beklenilmesi gerektiği halde yasal ilanlar yapılmadan karar verilmesi de isabetsizdir....

              Mahkemece, teknik bilirkişi ...’in 25.10.1995 günlü rapor ve krokisinde B harfiyle gösterilen 5000 m2'lik taşınmaz bakımından mera sınırlandırmasının iptaliyle davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava kazanmayı sağlayan zilyetlik, muristen intikal, bağış ve eklemeli zilyetlik hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK. nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince açılan mera sınırlandırmasının kısmen iptali ile tescil isteğine ilişkindir....

                UYAP Entegrasyonu