Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TESCİL Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Davacılar, ... çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın bir bölümü hakkında vergi kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş; hüküm, davacılar ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava; TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddelerine dayalı tescil istemine ilişkindir. Mahkemece, davacılar tarafından davaya konu taşınmazın parsel numarası kesin süre içerisinde bildirilmediğinden bahisle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir....

    HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : KİŞİLERCE AÇILAN Taraflar arasında görülen dava, TMK’nun 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve 17. maddelerine dayalı olarak açılan tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir. Davacı ... ile birleşen dosya davacıları ... ve arkadaşları, ... İlçesi, ... Mahallesinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında 766 sayılı Kanunun 2. maddesi uyarınca tespit harici bırakılan yaklaşık 15.000 metrekare yüzölçümüne sahip yeri eklemeli olarak 40-45 yıldır malik sıfatıyla aralıksız ve nizasız olarak kullandıklarını, taşınmazın iyi niyetle imar ve ihya edilip tarıma elverişli hale getirildiğini ileri sürerek muristen intikal ve olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil harici bırakılan bu bölümün adlarına miras payları oranında tescilini istemişlerdir....

      DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: 2007 yılında yapılan kadastro sonucunda, dava konusu Karabük İli, Merkez İlçesi,T26 çalışma alanında 109 ada 30 parsel sayılı 1.609,54 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ceddinden intikalen, taksimen ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı T25 adına tespit edilmiştir. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 11.maddesi gereğince kadastro tutanakları 04.06.2007- 04.07.2007 tarihleri arasında askı ilanına alınarak askı ilan süresi içerisinde dava açılmadığından kesinleştirilerek tespit maliki adına tapuya tescil edilmiştir. Davacı T1 23.06.2017 tarihinde kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Dava, 3402 sayılı Kadastro Yasasının 12/3, 14. maddelerine dayalı kısmen tapu iptali ve tescil ile TMK. 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddelerine dayalı kadastro sırasında yol olarak tescil harici bırakılan taşınmazın tescil istemine ilişkindir....

      Mahkemece; temyize konu taşınmaz bölümü üzerinde davacı lehine 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddesinde belirtilen zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Dava; TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddelerine dayalı tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece yargılama sırasında ... ve .......

        DELİLLER: İddia, savunma, yapılan keşif, alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı, GEREKÇE: HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Dava; TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddelerine dayalı tescil isteğine ilişkindir....

        Eldeki dava bakımından da kabulüne karar verilen ve A harfiyle işaretlenen yer ise, 416 sayılı parselin doğusunda ve 415 sayılı parselin güneyinde yer almaktadır. Her iki dosyadaki kroki karşılaştırılmasında dava konusu yerin kesinleşen davaya ait krokinin düzenlendiği 13.6.1990 tarihinde halen çalılık ve fundalık olduğu, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 17. maddesi gereğince imar ve ihyasının yapılmadığı belirlenmiştir. Davacı ... tarafından ise, 18.3.2005 tarihinde söz konusu bu dava açılmıştır. Bu durum karşısında TMK. nun 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddeleri gereğince zilyetliğe dayalı imar ve ihya yoluyla taşınmaz edinme koşullarının davacı yararına oluşmadığı kesinleşen dosyaya esas alınan kroki ve o dosyada bulunan delillerle anlaşılmıştır. Kesinleşen dosyadaki bu durum eldeki dava bakımından güçlü delil teşkil eder. Açıklanan güçlü delil durumu karşısında dava dosyasında bulunan yerel bilirkişi ve tanık beyanlarına üstünlük tanınamaz ve değer verilemez....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tescil ...ile Hazine aralarındaki tescil davasının kabulüne dair Şırnak Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 16.12.2009 gün ve 248/266 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: KARAR Dava, kadastro çalışmaları sırasında kadastro dışı bırakılan taşınmazın Türk Medeni Kanununun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17.maddeleri hükümleri uyarınca tescili isteğine ilişkindir. Kadastro dışı bırakma işleminde, taşınmazın geometrik durumu belirlenmediğinden bir tespit işlemi değil ise de, görevlilerce bir yerin tescile tabi olmadığı saptanarak hukuksal durum belirlenmiş olduğundan yapılan bu işlem, bir kadastro işlemidir....

            Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava kadastro tespitine itiraz niteliğindedir. Taşınmazın bulunduğu yörede ilk tesis kadastrosu 1973 yılında 766 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılmıştır. 2015 yılında, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/a maddesi ile yenileme çalışması ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun EK-5 maddesi gereği orman kadastro çalışmaları yapılmış, orman kadastro çalışmaları 03/10/2015 tarihinde kesinleşmiştir. Dava konusu taşınmaz 3402 sayılı Kadastro Kanununun Geçici 8. maddesi gereği yapılan kadastro çalışmalarında davalı adına tespit edilmiş, askı süresinde dava açıldığından kesinleşmemiştir....

              Bundan ayrı, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince davacı ve babası ... açısından miktar araştırması yapılmış ise de, davacının taşınmazı babasından satın aldığı 1988 yılından tespitin yapıldığı 18.01.2006 tarihine kadar 20 yıllık bağımsız zilyetliği bulunmamaktadır. Bu halde davacının babası ...'a ait vukuatlı aile nüfus kaydı veya veraset belgesinin temin edilerek ...'ın davacı dışındaki mirasçıları yönünden de 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesine göre miktar araştırması yapılması zorunludur. Mahkemece, ...'...

                Bundan ayrı, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince davacı ve babası ... açısından miktar araştırması yapılmış ise de, davacının taşınmazı babasından satın aldığı 1988 yılından tespitin yapıldığı 18.01.2006 tarihine kadar 20 yıllık bağımsız zilyetliği bulunmamaktadır. Bu halde davacının babası ...'a ait vukuatlı aile nüfus kaydı veya veraset belgesinin temin edilerek ...'ın davacı dışındaki mirasçıları yönünden de 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesine göre miktar araştırması yapılması zorunludur. Mahkemece, ...'...

                  UYAP Entegrasyonu