İlk derece mahkemesince, terk ihtarının usulünce tebliği yapılmadığından TMKnın 164 maddesine dayalı davanın usulden reddedilmesi gerekirken, esastan reddi hatalı olmakla, kararın gerekçesinde hata yapıldığından davacının istinaf talebinin kısmen kabulü ile yeniden hüküm tesisine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle, A-) Davacı kadın vekilinin, istinaf talebinin HMK'nın 353/1- b-2 maddesi uyarınca KISMEN KABULÜ ile; İlk Derece Mahkemesi kararının KALDIRILARAK, esas hakkında YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE, BUNA GÖRE; 1- ) Davalıya yapılan terk ihtarı tebliği usulüne uygun olmadığından, davacının TMK'nın 164....
İcra Mahkemesinin 05.04.2007 gün ve 2007/669-669 sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nun 309/4-b maddesi uyarınca BOZULMASINA, sair işlemlerin mahallinde ifasına, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, 3.6.2008 gününde oybirliği ile karar verildi....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, acentelik sözleşmesinin aksız feshedildiği iddiasına dayalı denkleştirme tazminatı talebine ilişkindir. Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir. Mahkememizce dosyanın bilirkişi heyetine tevdi edildiği, bilirkişi heyeti tarafından sunulan 17.12.2020 tarihli raporunda özetle; "1.Raporu mali inceleme bölümünde ayrıntılar açıklandığı üzere dava konusu Denkleştirme Tazminatı tutarı 92.800,27 TL olarak hesaplandığı, 2.Davalı sigorta şirketi tarafından tek taraflı olarak gerçekleştirilen feshin, gerek sözleşmede belirtilen ve gerekse TTK'nun 121/1....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince davanın mirasta denkleştirme istemli olduğu, diğer bir anlatımla alacak talepli olduğu, mülkiyeti uyuşmazlık konusu olan mal varlığı davalarına ilişkin olmadığı, bu nedenle banka hesaplarına ihtiyati tedbir konulması şeklinde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği ve yasal şartların oluşmadığı gerekçesiyle "İhtiyati tedbir talebinin reddine" şeklinde hüküm kurulmuştur. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili tarafından; davalının mal kaçırma niyetinde olduğu, miras hakkına dayalı alacağın tedbiren koruma altına alınması gerektiği, aksi durumda hakkın elde edilmesi imkansız hale geleceği belirtilerek istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. GEREKÇE: Dava, TMK'nın 669. Maddesi kapsamında miras paylarının denkleştirilmesi istemine ilişkindir....
Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 27. maddesine göre, haklı sebebe dayalı adın ve soyadın değiştirilmesi istemine ilişkindir. 4721 sayılı TMKnın 27. maddesinde; adın değiştirilmesinin, ancak haklı sebeplere dayanılarak hakimden istenebileceği, değişikliğin nüfus siciline kayıt ve ilan olunacağı, adın değişmekle kişisel durumda değişme olmayacağı, bu değişiklikten zarar görenlerin, bunu öğrendiği günden başlayarak bir yıl içinde değiştirme kararının kaldırılmasını dava edebileceği hükme bağlanmıştır. Hangi hallerin haklı sebep teşkil ettiği konusu her davadaki özel koşullara göre mahkemece belirlenecektir. Bu belirleme yapılırken objektif koşullardan çok değiştirme isteminde bulunanın mahkemeye sunacağı özel nedenlerin dikkate alınması gerekir. Bu özel ve kişiye özgü nedenler; istemde bulunanın kişiliği, sosyal statüsü, aile ilişkileri de gözönünde bulundurularak hakim tarafından değerlendirilmelidir. Ad ve soyadı kişiliğin ayrılmaz bir unsurudur....
Dava, mirasta denkleştirme talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verilmiş, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Murisin hesabında bulunan parayı kendi iradesiyle karşılıksız olarak davalı kişisel banka hesabına aktarması TMK’nın 669. maddesinde hüküm altına alınan mirasta denkleştirme davasının konusunu oluşturmaktadır. Yasal mirasçılar mirasbırakandan miras paylarına mahsuben elde ettikleri sağlararası karşılıksız kazandırmaları denkleştirmeyi sağlamak için terekeye vermekle birbirlerine karşı yükümlüdürler. Altsoy açısından karşılıksız kazandırmada miras payına mahsup edilmek üzere hareket edildiği yönünde karine olup, kural olarak denkleştirme söz konusu ise de altsoy dışında yapılmış karşılıksız kazandırmaların açıkça iadeye tabi olduğu belirtilmedikçe kural olarak iadeye tabi tutulamaz....
Dava, mirasta denkleştirme istemine ilişkindir. Murisin çeyiz veya kuruluş sermayesi vermek ya da bir malvarlığını devretmek veya borçtan kurtarmak ve benzerleri gibi karşılık almaksızın altsoyuna yapmış olduğu kazandırmalar aksi muris tarafından açıkça belirtilmiş olmadıkça, denkleştirmeye tabidir (TMK m. 669/2). Yapılan kazandırmanın miras payına mahsuben olmadığını kanıtlama yükümlülüğü, kazandırmadan yararlanan altsoya düşer. Denkleştirme davası, taksim yapılana kadar zamanaşımına tâbi olmadan her zaman açılabilir (11.11.1969 t. 2862/5059 s. YİBK). Taksim yapılmış ise taksim tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımına tabidir. Somut olaya gelince, murise ait mirasçılık belgesinden davacılar ve davalının muris ...'in mirasçıları olduğu görülmektedir. Dosya içerisindeki toplanan delillere göre Temmuz veya Ağustos 2009 tarihinde murise ait ..... ..... şubesinden çekildiği iddia edilen 38.000,00 TL miktarındaki paranın çekilerek davalı ...'...
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, mirasta denkleştirme istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 669-675 inci maddeleri. 3. Değerlendirme 1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. VI....
Somut olaya gelince; davanın kabulüne karar verilen 669 ve 670 parsel sayılı taşınmazlarda hisse sahibi olan ve hakkındaki yargılamaya devam edilen davalı ... yargılama sırasında hisselerini dahili davalı ...'a devretmiştir. Mahkemece davalı ... yönünden davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakta ise de; hüküm sonucu infaza uygun olacak şekilde tesis edilmemiştir. Zira ...'ın 669 ve 670 parsel sayılı taşınmazlarda birden fazla hissesi bulunup hangisinin ...'den devralınan hisse olduğu, hangisinin davalı ...'ın müstakil hissesi olduğu açıklığa kavuşturulmadan tapu kaydındaki tüm paylar bakımından tapu iptali ve tescil hükmü kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....
Denkleştirme, denkleştirme anındaki değere göre yapılır. Denkleştirmede sebepsiz zenginleşme hükümleri uygulanır. Denkleştirmeye (iadeye) tabi olduğunu davacı ispatlamalıdır. Miras bırakanın iradesinin denkleştirmeye (iadeye) tabi olup olmadığının ispatı şekle tabi değildir, her türlü delille ispatlanabilir.İade edilecek mal varlığı yönünden seçim hakkı davalınındır; ister aynen iade eder, isterse bedelini öder. Somut olayda; davacı T1 murisin kardeşi olup altsoy dışındaki mirasçıdır. Altsoy dışındaki yasal mirasçıya yapılan kazandırmanın denkleştirmeye (iadeye) tabi olduğunu davacı ispatlamalıdır....