Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

e husumet yöneltilmediği, dolayısıyla taraf teşkilinin sağlanmadığı görülmektedir. 2-Yine kural olarak, tapulu bir taşınmazın veya tapuda kayıtlı bir payın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün değildir. Ancak, kanunun açıkça izin verdiği ve düzenlediği ayrık durumlarda tapulu bir yerin veya tapuda kayıtlı bir payın koşulları oluştuğu takdirde kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün olabilir. Kanunun açıkça izin verdiği hallerden biri de TMK'nın 713/2. maddesindeki düzenlemelerdir. TMK'nın 713. maddesinin 1.fıkrasında; “tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak 20 yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir ” denilmiştir....

    Bu açıklamalardan sonra kazanılmış hakkın olduğu gözetilerek TMK'nun 713/2.maddesi bakımından dosya incelendiğinde; davacılar, miras yolu ile intikal, eklemeli kazanmayı sağlayan zilyetlik ve TMK'nun 713/2. maddesinde belirtilen ölüm nedenine dayanarak uyuşmazlık konusu 222 (yeni 851) ada 39 parselin tapu kaydının iptali ile adlarına tescilini istemiştir. Kural olarak tapulu bir taşınmazın veya tapuda kayıtlı bir payın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün değildir. Ancak, kanunun açıkça izin verdiği ve düzenlediği ayrık durumlarda böyle bir yerin koşulları oluştuğu takdirde kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün olabilir. Kanunun açıkça izin verdiği hallerden biri de TMK'nun 713/2. maddesindeki düzenlemelerdir. Somut olayda dava konusu taşınmaz 16.07.1954 tarihinden dava tarihi olan 27.11.2006 tarihine dek... adına kayıtlı olup intikal görmemiştir. Yargılama sırasında ise 19.03.2010 tarihinde hükmen Hazine adına tescil edilmiştir....

      Mahkemeye sunduğu ıslah dilekçesi ile taşınmazın tamamının 124 pay kabul edilerek İbrakse adına olan 31/124 payın iptali ile 1/124 payın vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalılar vekilleri, tapulu bir taşınmazın olağanüstü zamanaşımı yoluyla kazanılamayacağını, ayrıca davacıların taşınmazı işgal etmeleri nedeniyle işgal tazminatı ödediğini açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır. Mahkemece, tapulu bir taşınmazın zilyetlikle kazanılmayacağı, ifrazının mümkün olmadığı, imar planında yeşil alan olarak bırakıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, TMK'nın 713/2. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Kural olarak, tapulu bir taşınmazın veya tapuda kayıtlı bir payın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün değildir....

        Davalılar vekili, dava konusu yerin vekil edenlerinin köyde ikamet etmemesi nedeniyle sahipsiz kalan taşınmazın davacı tarafından ekilip biçildiğini, tarlayı sadece bir yıllığına kiraladıklarını açıklayarak haksız ve kötü niyetli açılan davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik, TMK. nun 713/2 fıkrasında ifadesini bulan “…kayıt maliki 20 yıl önce ölmüş bulunan ve bu nedenle tapu kütüğünün hukuki değerini yitirdiği…” gerekçesiyle açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. TMK. nun 713/2. fıkrasında belirtilen hukuki sebepler nedeniyle bir yerin kazanmayı sağlayan zilyetlikle edinilmesi için aynı fıkranın atıfta bulunduğu TMK. nun 713/1. fıkrasındaki koşulların da yerine gelmiş olması zorunludur....

          Somut olayda, dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuki sebeplerine dayalı olarak TMK'nın 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddeleri gereğince açılan, tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... ve davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ... beldesi, ... mevkiinde bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek Medeni Yasanın 713. maddesi hükmüne göre adına tescilini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne; fen bilirkişi krokisinde (A) harfi ile gösterilen 7636.95 m2 yüzölçümündeki taşınmazın davacı adına tapuya tesciline; (B) harfi ile gösterilen 1990.65 m2 yerin taşlık vasfı ile TMK.’nun 713- 6 maddesi gereğince Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiştir....

            Temyiz Sebepleri Davalılar vekili, dava konusu bölgenin ağaçlarla kaplı olması nedeniyle hava fotoğraflarından sınır tespiti yapılamamasının taşınmazın bütün halinde kullanıldığını göstermeyeceğini, son dönemde bahçe yapılmasının, taşınmazın etrafının tel ve çitle çevrilmesinin 1991'den itibaren zilyetliğinin bulunduğu anlamına gelmeyeceğini, Anayasa Mahkemesi karar tarihinden yani 2011 yılı öncesinden itibaren 20 yıllık zilyetlik koşulunun gerçekleşmediğini savunmuştur. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, TMK'nın 713/1 ve 2 inci fıkraları gereğince açılan ölüm ve kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk Dava, TMK’nın 713/2 inci maddesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Kural olarak, tapulu bir taşınmazın veya tapuda kayıtlı bir payın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün değildir....

              Temyiz Sebepleri Davalılar vekili, dava konusu bölgenin ağaçlarla kaplı olması nedeniyle hava fotoğraflarından sınır tespiti yapılamamasının taşınmazın bütün halinde kullanıldığını göstermeyeceğini, son dönemde bahçe yapılmasının, taşınmazın etrafının tel ve çitle çevrilmesinin 1991'den itibaren zilyetliğinin bulunduğu anlamına gelmeyeceğini, Anayasa Mahkemesi karar tarihinden yani 2011 yılı öncesinden itibaren 20 yıllık zilyetlik koşulunun gerçekleşmediğini savunmuştur. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, TMK'nın 713/1 ve 2 inci fıkraları gereğince açılan ölüm ve kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk Dava, TMK’nın 713/2 inci maddesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Kural olarak, tapulu bir taşınmazın veya tapuda kayıtlı bir payın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün değildir....

                K A R A R Davacı vekili asıl ve birleşen dava dilekçesinde, davalıların murisi ...’a ait 126 parsel sayılı taşınmazın, 20 yılı aşkın süredir davacı tarafından kullanıldığını, ...’un 1982 yılında vefat ettiğini belirterek, tapunun iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir. Davalılara tebligat yapılmasına rağmen süresinde cevap dilekçesi sunmamışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın davalı ... ve Hazine yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, diğer davalılar yönünden kabulüne, 126 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptaline, davacı adına tesciline dair verilen karar, davacı vekili, davalı ... ve Kadriye tarafından temyiz edilmiştir. Dava, TMK’nin 713/2. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Kural olarak, tapulu bir taşınmazın veya tapuda kayıtlı bir payın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün değildir....

                  Dava; TMK.nun 713/1-3, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddeleri uyarınca açılmış tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir. Dava konusu taşınmaz 1973 yılında yapılan kadastro çalışmasında 766 sayılı Tapulama Kanununun 2.maddesi uyarınca tespit harici bırakılmıştır. Mahkemece kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli değildir. Zilyetlik hukuki olgu olmasının yanında maddi olgu olup tanık dahil her türlü delille kanıtlanabilir (3402 SKK.m.14/1). Davacı, dava dilekçesinde tanık deliline dayandığı halde mahkemece tanık listesini sunması için süre ve imkan verilmeden yerel bilirkişinin yetersiz ifadesi dayanak yapılarak yazılı şekilde karar verilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu