Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalılar aleyhine 11.03.2013 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 04.12.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar ... ve ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi ve kal istemine ilişkindir. Davacı, 1598 parsel sayılı taşınmazında oturduğunu, davalıların komşu 2987 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki binalarının kaçak olduğunu, aile mahremiyetine zarar verecek şekilde, kendi taşınmazına bakan 5 adet pencere açtıklarını öne sürerek, pencerelerin kapatılmasını istemiştir. Davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur....

    Bu özellik TMK'nın 737. maddesi ile 738. maddesi arasındaki önemli farklardan biridir. Öteki önemli fark ise genellikle TMK'nın 737. maddesine göre zarar meydana geldikten sonra dava açılır. Bu madde uyarınca zarar tehlikesi nedeniyle çok istisnai durumlarda dava açılırken TMK'nın 738. maddesine dayanılarak açılan davaların çoğunluğu zarar tehlikesinin ortadan kaldırılmasına yöneliktir. Aksi halde telafisi mümkün olmayan zararların doğmasına sebebiyet verilmiş olur. Mahkemece böyle durumlarda men ve yasaklama yönünde hüküm kurulabilir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 12.01.2004 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi, kal ve maddi tazminat ve karşılık davada elatmanın önlenmesi, kal ve tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davanın reddine, karşılık davanın açılmamış sayılmasına dair verilen 20.09.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, komşuluk hukukuna aykırı davranışların giderilmesi, manevi tazminat ve eski hale getirme istemleri ile açılmıştır....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davacıların haksız elatmasının önlenmesi ve kal davasının kabulüne, davacıların manevi tazminat davasının reddine karar verilmesi üzerine, taraf vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. TMK m. 683 deki "Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir” hükmü ile mülkiyet hakkının kanunla toplum yararına kısıtlanabileceği temel ilke olarak kabul edilmiştir....

      Zararlandırıcı iş ve işlemlerin yasa ve yönetmeliklere uygun yapılması komşuluk hukukundan doğan komşuluk haklarını etkilemez. Yapılan bu saptamalara göre mahkemece, uzman kişilerden oluşturulacak kurul ile yeniden keşif yapılmalı, davalının yapmış olduğu imalatın davacıyı zararlandırıcı bir yanı olup olmadığı saptanmalı, bu saptama yapılırken yasal mevzuattan da yararlanılmalı, böylelikle oluşacak sonuç doğrultusunda bir hüküm kurulmalıdır. Değinilen bütün bu yönler üzerinde durulmaksızın istem yazılı olduğu şekilde kabul edildiğinden karar bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 02.02.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Zilyetliğe Dayalı Men'i Müdahale K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, TMK'nin 737 vd. maddesine ilişkin komşuluk hukukuna dayalı elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir. Yargıtay Başkanlar Kurulunun 10.01.2020 tarihli ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 23.01.2020 tarihli ve 2020/1 sayılı kararı ile Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilen, 28.01.2020 tarihli ve 31022 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2020 tarihinde yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (14.) Hukuk Dairesinin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 25.06.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

          Aynı maddenin ikinci fıkrasında, mülkiyet hakkının nasıl korunacağı hükme bağlanmış, 730 ve 737. maddeleriyle de taşınmaz malikinin başkalarına zarar vermesinin önlenmesi hedeflenmiştir. Yapma, kaçınma, katlanma olarak özetlenebilecek bu sınırlamaların önemli bir bölümü TMK’nun "komşu hakkı" başlığı altında, 737 ile 750. maddelerinde düzenlenmiş, 751 ile 761. maddelerinde de yine malikin yapması ve katlanması gereken hususlar belirtilmiştir. Elatmanın önlenmesi davası açılabilmesi için kural olarak zararın doğmuş olması gerekir. İleride zarar doğacağından bahisle dava açılamayacağından bu şekilde açılan davalar reddedilmelidir. Ancak, istisnai durumlarda, henüz zarar doğmadığı halde, yakın gelecekte zarar doğacağı pek muhtemel veya muhakkak ise, davacıya zarar tehlikesinin önlenmesi davasını açma hakkı tanınmalı, zararın doğması beklenmemelidir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz....

            DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK.nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda, Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan müdahalenin men'i davasıdır.Dava komşuluk hukukundan kaynaklanan müdahalenin önlenmesi ve komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat davasıdır. TMK'nın 683.maddesindeki, ''Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir.'' hükmü ile, mülkiyet hakkının kanunla toplum yararına kısıtlanabileceği temel ilke olarak kabul edilmiştir....

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan çekişmenin giderilmesi istemine ilişkindir. TMK m.683 deki "Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir” hükmü ile mülkiyet hakkının kanunla toplum yararına kısıtlanabileceği temel ilke olarak kabul edilmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında, mülkiyet hakkının nasıl korunacağı hükme bağlanmış, 730 ve 737. maddeleriyle de taşınmaz malikinin başkalarına zarar vermesinin önlenmesi hedeflenmiştir....

            Dava dilekçesindeki açıklamalar ve iddiaların ileri sürülüş şekline göre uyuşmazlığın Türk Medeni Kanununun 737 ve devamı maddelerinde düzenlenen komşuluk hukukundan kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Bu açıklamalar karşısında uyuşmazlığın anılan hükümler çerçevesinde çözüme kavuşturulması gerekir. Bu durumda mahkemece, işin esasına girilerek komşuluk hukuku ilkeleri gereğince baz istasyonunun kaldırılmasının gerekip gerekmediği konusunda araştırma ve inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde uyuşmazlığın kat mülkiyetinden kaynaklandığı gerekçesi ile dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesi doğru görülmemiş hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 13.12.2012 gününde oybirliği ile karar verildi....

              UYAP Entegrasyonu